Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşanan çatışmalar hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Bölge, yaşanan çatışmalar yüzünden hem ekonomi hem de birçok konuda geriye doğru gitmiş durumda. Yaşanan bu çatışmalar ve olumsuzluklar, STK'ları harekete geçirdi. Hakkari ve ilçelerin bulunan bütün STK temsilcileri bir araya gelerek yaşanan gelişmeler üzerine tüm kesime ateşkesin sağlanması için ortak bir çağrıda bulundu.
STK'lar adına basın açıklamasını okuyan Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı İrfan Sarı yaşanan çatışmalar üzerine 'artık yeter' diyerek, "Bölgemizde ve bir bütün ülkemizde yaşananlar ve geldiğimiz nokta karşısında halklarımızın barış, demokrasi ve özgürlük taleplerinin yaşam bulması için, biz Hakkari Emek ve Demokrasi Platformu olarak ülke yönetimini ve siyaset kurumunu aklı selime davet ederek, artık yeter diyoruz." ifadelerini kullandı.
Son üç yıldır yürütülen çözüm sürecinin herkeste büyük bir umut yarattığını söyleyen Sarı, "Ancak bugün gelinen noktada bölgedeki çatışmalı ortam ve açığa çıkardığı acılar, hızla toplumsal alanda derin ayrışmalar yarattığı ve bu durumun sürmesi halinde önü alınamayacak felaketler getireceği konusunda kaygılı olduğumuzu önemle belirtmek istiyoruz." diye konuştu.
ASKERİ YÖNTEMLERİN DEVREYE SOKULMASI, KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE KATKI SUNMAYACAKTIR
Sarı, sokağa çıkma yasaklarının hiçbir yasal dayanağı bulunmadığına dikkat çekerek, şunları kaydetti: "Bölgedeki bir çok merkezde öz yönetim taleplerinin anayasal düzeni ortadan kaldırmakla tanımlanması ve buna karşı büyük askeri yöntemlerin devreye sokulması, Kürt sorununun çözümüne katkı sunmayacağı gibi, sorunu daha da içinden çıkılamayacak bir hale getirecektir. Hiçbir yasal dayanağı bulunmayan, neredeyse ayları bulan sokağa çıkma yasakları, temel yaşam ihtiyaçlarını karşılayamama, güvenlik güçlerinin duvarlara yazdıkları, aşağılayıcı hakaretler, sivil, yaşlı ve çocukların katledilmesi, sağlık hizmetlerinin durma noktasına gelmesinden kaynaklı salgın hastalık riskleri, güvenlik güçleri dahil silahlı, sivil 700'ü aşkın can kayıplarının olması dikkat çekmeye çalıştığımız kaygılarımızın en önemli göstergeleridir."
DEMOKRATİK ÖZERKLİK DEMOKRATİK ZEMİNLERDE TARTIŞILABİLMELİDİR
Bütün düşünce sistemlerinin demokratik zeminde tartışılabilmesi gerektiğini belirten Sarı, şu ifadeleri kullandı: "Kürt sorununun çözümünde bir çok model gibi demokratik özerklik, modelinin de ülkenin birlik ve bütünlüğü içerisinde en uygulanabilir bir model olmasıyla beraber, bunların şiddet yöntemleriyle uygulanmasını da doğru bulmadığımızı belirtmek isteriz. Başta hükümet olmak üzere TBMM bu taleplerin demokratik zeminlerde tartışılabilmesi, diyalog ve demokratik siyaset kanallarının açılması için çaba harcamalıdır. Halklarımızın demokrasi, barış ve kardeşlik içerisinde yaşaması, çocuklarımıza güvenli ve huzurlu bir gelecek bırakmak, dar parti çıkarlarına, günü birlik siyaset çekişmelerine kurban edilemeyecek kadar önemlidir.
Kürt sorununu, ağır bir sorun haline getiren politikaların eleştirisi üzerine ve yine demokrasi, insan hak ve özgürlükler alanında büyük vaatleri olan ve bu vaatlerle 2002 yılında siyasal iktidarı elde etmiş olan hükümetin, bugün geçmişte yoğunca denenmiş, güvenlikçi politikalara dönmüş olması, sorunu daha da ağırlaştıracağı açıktır. Bölgede hakim olan bu çatışmalı ortam, bölgenin ekonomik, sosyal, kültürel yapısına büyük zararlar verdiği gibi, Halkların birlikte yaşama iradesine de büyük zarar vermektedir.
Ortadoğu'da yaşanan kriz ve kaos ortamında Kürt sorununun demokratik barışçıl yollarla çözülmesi çabaları, bölgesel barışa da çok büyük katkıları olacaktır. Tüm bu nedenlerle yeni bir yıla girerken, müzakere sürecinin kaldığı yerden kararlı bir şekilde başlaması, hepimizin yaşamında çok önemli sonuçları olacaktır. Yaşanan bu çatışmalı ortamın bir an önce son bulması için, Hakkari'de ki Sivil Toplum Örgütleri olarak hükümete ve ilgili tüm taraflara çağrılarda bulunmak istiyoruz.
72 MİLLETE BİR GÖZ İLE BAKMAYAN, HALKIN İÇİNDE MÜDERRİS OLSA DA HAKİKATTE ASİDİR
Şu an bölgede yaşanan ve neredeyse ayları bulan sokağa çıkma yasağı uygulamalarından derhal vazgeçilmelidir. 21.yy da tüm sorunların diyalog ve müzakere yöntemiyle çözme perspektifinden hareketle, kent merkezlerindeki tank, top, zırhlı asker ve polis birliklerin çekilerek, bu şekilde normalleşmenin sağlanması çağrısını tüm taraflara yapıyoruz. Bu çatışmalı ortamın normalleşmesinde çok önemli katkısı olacak olan, Sayın Öcalan'ın heyetlerle görüşmesi sağlanarak çift taraflı ateşkes ortamına dönüş sağlanmalıdır. Son olarak Yunus Emre'nin '72 millete bir göz ile bakmayan, halkın içinde müderris olsa da hakikatte asidir.' Ve yine 'Yaratılanı severim yaratandan ötürü' özdeyişlerinden hareketle, ülkeyi yönetenlerin ve bir bütün siyasilerin, medyanın kutuplaştırıcı, aşağılayıcı, kin ve nefret söylemlerinden vazgeçerek barış ve kardeşliğe hizmet edecek bir üslupla hareket etmeleri çözüme katkı sunacaktır.
Sonuç olarak yaşanan çatışmalı ortamın, yerini demokratik ve barışçıl müzakere süreçlerine bırakacak bir ortamın oluşması için, biz Hakkari Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri olarak bu süreçlere daha fazla katkı sunmak için önümüzdeki süreçlerde sorumluluk bilinci ile hareket ederek, gerekirse heyetler oluşturarak diyalog kanallarının açılması için hükümet ve muhalefet partileriyle, çözüme katkısı olacak sivil toplum örgütleri ile görüşmeler gerçekleştireceğimizi belirterek yeni yılın ülkeye ve dünyaya barış getirmesini umut ediyoruz." CİHAN