Halay başı kimdi?
15 Temmuz ile ilgili ilk dava Silivri'de başladı.
Çeşitli rütbelerde ve birimlerde görevli 25’i tutuklu 29 tutuklu sanık var.
Ama sanıklar asker değil polis!
İddianameyi İstanbul Cumhuriyet Savcısı Evliya Çalışkan hazırlamış.
21 polis hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet isteniyor.
8 polis ise 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapisle yargılanıyor.
51 sayfalık iddianamede polisler, göreve gelmemek, darbeye direnen arkadaşlarını ve vatandaşları vazgeçirmeye çalışmakla suçlanıyor.
Suçlu suçsuz yargılama sonunda ortaya çıkacak.
Ama iddianamedeki bir bölüm oldukça dikkat çekici.
Şöyle diyor savcı Çalışkan:
“Doğru zamanda, doğru yerde bulunan tek bir kişinin, yerinde söylenen cesur bir sözün ve yerinde kullanılan tek bir kurşunun ülkenin kaderini çizdiği, kadınların kucaklarında çocuklarıyla kendilerini, tanklara, bombalara siper ettiği, erkeklerin kendini tankların önüne attığı, terör örgütüne kahramanlık ve direniş dersi verdiği bir ortamda, Emniyet Teşkilatına mensup bir kısım personel, çeşitli bahanelerle görev yerine gelmeyerek terör örgütüne direnmemiş, direnen vatandaş ve kolluk görevlilerinin şevk ve cesaretini kırmak için eylemlerde bulunmuşlardır.”
Kimi ama korkarak ama başka saiklerle göreve gelmemiş kimi ise darbeye direnmemiş.
Ve darbeyi bildiği halde düğüne giden komutanlar hala TSK'yı yönetirken kendilerini Silivri'de bulmuşlar...
15 Temmuz'un üzerinden neredeyse 6 ay geçti ama hala pek çok nokla karanlık.
Tıpkı 15 Temmuz gibi "Darbe Komisyonu" da tiyatro görüntüsü veriyor.
Çabuk unutuyoruz...
TSK 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili 11 maddelik bir açıklama yayınlamıştı.
O açıklamaya göre;
- MİT'ten Genelkurmay'a saat 16'da bilgi gelmişti.
- Genelkurmay Başkanı emriyle Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezi aranmış ve Türk Hava Kuvvetlerine ait tüm hava araçlarının uçuşlarının durdurulması talimatı verilmişti.
Ama bu emre rağmen Hava Kuvvetleri Komutan Abidin Ünal dahil bütün komuta kademesi İstanbul'da Moda Deniz Kulübü'nde bir düğüne katılmışlardı.
Dönemin Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi de Ankara'da bir düğüne gitmişti.
CHP'li Aytun Çıray'ın iddiasına göre MİT Müsteşarı Hakan Fidan'da saat 20:00 21:00 civarı Ankara'da TİKA'dan bir arkadaşının doğum günü partisindeydi.
Yani darbe istihbaratı gelmesine rağmen doğru zamanda doğru yerde değillerdi...
Dahası vardı...
Darbe girişiminin seyrini değiştirdiği söylenen Özel Kuvvvetler Komutanı Zekai Aksakallı da o gece Mendi'yle birlikte aynı düğündeydi.
Nereden mi biliyoruz?
Aylar sonra ortaya çıkan ifadesinden ve 15 Temmuz Komisyonu'nda anlattıklarından.
Bakın ne diyor Aksakallı:
"Aynı gün saat 14.00'te Genelkurmay karargahındaki 'Terörle Mücadele' toplantısı başladı. Tam saatini hatırlamıyorum ama 16.00-17.00 arasında Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in önüne bir not bırakıldı. Bunun üzerine Yaşar Güler toplantıdan ayrıldı. Toplantı devam ederken, toplantıya başkanlık eden Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar'a da bir not iletildi. O da toplantıdan ayrılınca bir şeyler olduğu şüphesiyle, toplantıya başkanlık eden Genelkurmay MEBS başkanı Uğur Tarçın'dan izin alarak geri dönmek üzere toplantıdan ayrıldım. Aynı katta Mehmet Partigöç ile karşılaştım. Yüzü kıpkırmızı ve çok telaşlıydı. 'Hasta mısın, neyin var?' diye üstüne gittim, 'İyiyim, bir şeyim yok' dedi."
Ya sonra...
Genelkurmay'da olağanüstü hadiseler yaşandığını fark eden ve geçmişte pek çok generali Cemaatçi olmakla suçlayıp şikayet eden Aksakallı ne yapmış?
Aksakallı anlatımlarına göre neler olduğunu anlamak isterken Genelkurmay'da MİT görevlilerinin de olduğunu öğrenmiş. Komutanlarla görüşemeyince de o da düğüne gitmiş:
"Bir arkadaşımın kızının düğünü olması nedeniyle karargahtan ayrılıp evime gittim. Saat 20.00'da Beştepe'de bulunan Gazi Orduevi'ndeki düğüne gitmek üzere eşim ve araç şoförü Aykut Yurtseven ile sivil makam aracımla evden çıktık. Saat 20.15 sularında salona ulaştık. Salona gelip masaya vardığımda, askeri protokole uymayacak şekilde masanın en arkada olduğunu gördüm. MİT Sinyal İstihbarat Başkanlığı’nda çalışan K.K. beni gördü, tanımazlıktan geldi. Düğün bitimi saat 21.30 sularında düğün salonundan çıkarken kapının önünde Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'yi gördüm. Elinde telefon ile bir yeri aramaya çalışıyordu. Bana, 'Genelkurmaya ulaşamıyorum, herhalde siber saldırı var? Nedir?' dedi. Sivil araca binerek orduevinden ayrıldık."
Saat 21:30 ve Jandarma Genel Komutanı ile Özel Kuvvetler Komutanı İstanbul'da tankların köprüyü kapattığı saatte bir düğündeler ve hala ne olduğunu bilmiyorlar!
Aksakallı, ifadesinin devamında yolunun darbeciler tarafından kesildiğini anlatıyor ve Ömer Halisdemir'i arayıp darbeci olduğu iddia edilen tuğgeneral Semih Terzi'yi vurma emri veriyor.
Özetle Genelkurmay ve MİT'in kimine göre saat 14:00 kimine göre 16:00'da darbe girişiminden haberdar olmasına rağmen Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak ve Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler rehin alınıyor, Hava Kuvvetleri Komutanı, Jandarma Komutanı ve Özel Kuvvetler Komutanı ise düğüne gidiyorlar, MİT Müsteşarı ise bir doğum günü partisine katılıyor...
Ama o komutanlar TSK'yı, Fidan MİT'i yönetmeye devam ederken 15 Temmuz gecesi göreve gelmemekle suçlanan polisler 3'er kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyor.
Böyle darbe yargılaması olur mu?
Bütün soru işaretleri bir yana hiçbir yetkisi olmayan polis memurları için aranan "Doğru zamanda, doğru yerde bulunma" kriteri neden TSK komuta kademesine uygulanmıyor?
Neden Darbe Komisyonu'na ifade vermeye bile tenezzül etmiyorlar?
Komuta kademesi düğünde dernekteyken Erdoğan neye güvenerek "Allah'ın lütfu" açıklaması yapabildi?
Kısacası bırakın masalı "Halay başı kimdi?" onu söyleyin...
Ertuğrul Cihan