24 Haziran’da gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine iki haftadan az bir süre kaldı. Her seçimde toplumun ve siyasi partilerin kulak kesildiği araştırma şirketleri de ardı ardına son seçim anketlerini ve kamuoyu araştırmalarını yayınlıyorlar. 1 Kasım seçimlerinde yapılan yanlış tahminler nedeniyle prestij kaybına uğrayan araştırma şirketleri, 24 Haziran’da sandıktan çıkacak sonuçları gerçeğe en yakın tahminle öngörmeye çalışıyor. Ancak DW Türkçe’ye konuşan Türkiye’nin önde gelen araştırma şirketi sahipleri, seçime iki hafta kala hala oyunun rengini belli etmeyen yüzde 8-10'luk bir kitleye dikkat çekiyor. Uzmanlara göre, OHAL ve KHK uygulamaları nedeniyle bu kesim sandıkta kime oy vereceği konusunda suskun kalmayı ya da yalan söylemeyi tercih ediyor. Bu kesimin kime oy vereceği ise, seçim sonucunu belirleyecek en önemli etken olacak.
24 Haziran seçimleri, yalnızca Türkiye siyasetinde açacağı yeni dönem açısından değil, anket şirketlerinin performansları açısından da merak konusu. 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde hiçbir anket şirketi sonucu doğru tahmin edemezken, 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Referandumu'nda ise yalnızca 2 şirket gerçek sonuca en yakın tahmini yapmıştı. Bu durum, toplumda anket şirketlerine duyulan güveni ciddi anlamda zedeledi. 24 Haziran seçimlerinde son dönemece girilen bu günlerde ise, iki önemli seçim anketi yayınlandı. Bunlardan ilki Metropoll Araştırma şirketinin geçen hafta açıkladığı “Türkiye’nin Nabzı” araştırması oldu. Araştırmaya göre, cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunda en yüksek oyu alacak iki isim yüzde 45,9 ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yüzde 20,1 ile Muharrem İnce olacak. Milletvekili seçimlerinde ise Cumhur İttifakı’nın oy oranını yüzde 46,5 olarak tahmin eden şirket, Millet İttifakı’nın yüzde 34,8, HDP’nin ise yüzde 10,1 oy alacağı tahmininde bulunuyor. Metropoll anketinde vereceği oya ilişkin ‘Kararsızım’ diyen yüzde 4,8’lik bir kesim ise dikkat çekiyor.
"Yüzde 8-10 gerçek fikrini söylemiyor”
DW Türkçe’ye konuşan Metropoll Araştırma Şirketi sahibi Prof. Dr. Özer Sencar'a göre, toplumda 24 Haziran seçimlerine ilişkin anket çalışmaları konusunda da yine başarısız olunacağına dair bir beklenti var. Sencar, "Geçmişte yapılan yanlış tahminler, hatalı yöntem uygulamaktan ziyade araştırma sonuçlarının siyasi partilerin beklentilerine göre ayarlanmasından kaynaklanıyor. Bu da araştırma şirketlerine itibar kaybettiriyor” diye konuşuyor. Sencar, yakın geçmişte ABD seçimleri ve İngiltere’deki Brexit referandumunda da anket şirketlerinin başarısız olduğuna işaret ediyor. Prof. Sencar, 24 Haziran’a ilişkin ise şu görüşleri dile getiriyor: "24 Haziran seçimlerine gittiğimiz şu dönemde de yüzde 8 gibi bir seçmen kitlesi kararsız ve cevapsız gözüküyor. Yani ya gerçekten daha kime oy vereceklerine karar vermediler, ya da karar verdiler ama söylemiyorlar. Türkiye’deki mevcut korku ortamı nedeniyle siyasi tercihlerini yansıtmak istemiyor olabilirler.”
“İkinci turda Erdoğan kazanacak”
Son günlerde öne çıkan bir diğer araştırma ise SONAR’a ait. 5 Haziran’da yayınlanan araştırmada Cumhurbaşkanı seçimi için Recep Tayyip Erdoğan'ın yüzde 48.30, Muharrem İnce'nin yüzde 31.40, Meral Akşener'in yüzde 9.50, Selahattin Demirtaş'ın yüzde 8.20, Temel Karamollaoğlu'nun yüzde 2.10 ve Doğu Perinçek'in yüzde 0.50 oy alacağı tahmin edildi. SONAR'ın anketine göre milletvekili seçimlerinde ise Cumhur İttifakı yüzde 49.3, Millet İttifakı yüzde 39.5, HDP yüzde 10 oy alacak. Şirket, 8 Temmuz'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı 2. tur seçiminde ise Erdoğan'ın yüzde 53.7, İnce'nin ise yüzde 46.3 oy alacağı tahmininde bulunuyor.
DW Türkçe’ye konuşan SONAR Araştırma Şirketi sahibi Hakan Bayrakçı, 16 Nisan 2017 Anayasa referandumunda bazı şirketlerin sonuçları tam olarak tahmin ederek araştırma şirketinin bozulan imajını bir nebze düzelttiğini belirtiyor. 24 Haziran seçimlerinde ise OHAL ve KHK’lar nedeni ile toplumda bir korku ortamı oluştuğunu ve bu nedenle seçmen kitlesi içinde yaklaşık yüzde 10’luk bir kesimin anketlerde gerçek görüşünü yansıtmadığını dile getiren Hakan Bayrakçı, “Bu alandaki tecrübemle söyleyebilirim ki, yüzde 8-10 arası bir seçmen, bizlere doğruyu söylemiyor. Sahadan aldığımız izlenim bu yönde” diye konuşuyor.
"Kandil operasyonu seçmeni etkilemez”
Peki, seçimler için son dönemece yaklaşılırken Erdoğan cephesinden gelen bedelli askerlik, OHAL'in kaldırılması ve Kandil’e operasyon söylemleri seçmen davranışlarında AKP lehine bir değişiklik oluşturabilir mi?
Metropoll Araştırma Şirketi sahibi Prof. Dr. Özer Sencar’a göre, seçmenlerin yaklaşık yüzde 5’inin sandığa birkaç gün kala karar verdiği gerçeğini göz önünde bulundurmak gerekiyor. “Bu durum eskiden beri anket çalışmalarında bilinen bir gerçektir” diyen Sencar, OHAL’in kaldırılması veya Kandil’e operasyon gibi adımların ise seçmen tercihinde belirgin bir farklılık oluşturmayacağı görüşünde. Sencar, “Bu vaatler seçmeni etkilemez çünkü toplum bunların seçim propagandası kapsamında yapıldığını görüyor. Yani bu adımların seçim için atıldığının farkında. Dolayısıyla tercihinde olumlu ya da olumsuz bir değişime yol açmaz” diye konuşuyor.
SONAR Araştırma Şirketi sahibi Hakan Bayrakçı da geriye kalan iki haftada seçmen tercihlerini ciddi anlamda etkileyecek bir gelişme yaşanmasının çok zayıf olduğu görüşünde. “İnce, belki yüzde 34-35’lere doğru çıkabilir. Ama Erdoğan’a oy verenler artık belli diyebiliriz” diyen Bayrakçı, son iki haftada Erdoğan ve AKP oylarında azalma ya da çoğalma beklemediğini kaydediyor. Bayrakçı, meclis aritmetiği açısından kritik önemde olan HDP oylarına ilişkin ise şunları söylüyor: “Şu anda HDP, Meclis’e girecek gibi gözüküyor. Ama bıçak sırtı durum devam ediyor. Artı eksi 0,5’lik bir bantta gidip geliyor.”
“Erdoğan’ın en düşük performansı”
Seçime son iki hafta kala cumhurbaşkanlığına en güçlü iki aday olarak görülen Erdoğan ve İnce’nin oy dağılımı da giderek daha çok merak ediliyor. Cumhurbaşkanlığı için öne çıkan iki liderin performanslarını değerlendiren Özer Sencar, “Bugün itibarıyla İnce de Erdoğan da meydanlarda ne yapabildiğini gösterdi. Bu seçim kampanyasında Erdoğan siyasi hayatının en düşük performansını gösterdi” şeklinde konuşuyor.
Sencar, buna karşın Muharrem İnce’nin ise muhalefette ciddi bir canlanma yaşatmış olsa da AKP seçmenlerinden oy almayı başaramadığını öne sürüyor. Sencar, “Türkiye’de seçim sonucunu etkileyecek oy potansiyeli AKP havuzundadır. Muhalefet partileri arasındaki oy kaymaları dengeyi değiştirmez. Şu anda hala iktidar ile muhalefet arsında yüzde 50-yüzde 50 dengesi korunuyor” diyor.
Aram Ekin Duran / Deutsche Welle Türkçe