Haluk Savaş’ın, Ergenekon ve Balyoz davaları sürecinde yaptığı paylaşımlarına atıf yapılarak, “ölsün o zaman” tiweetleri atıldı. Bu paylaşımlara şarkıcı Haluk Levent’ten tepki geldi.
Haluk Levent, Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada “ölsün o zaman tweetlerini okuyup kahroldum, 9 ay ömrü kalmış. Yahu biraz vicdan vicdan!” diyerek yapılan paylaşımlara isyan etti.
Uzun süredir kanser hastalığı ile mücadele eden Psikiyatri Uzmanı Prof.Dr. Haluk Savaş, 15 Temmuz sonrası Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işinden ihraç edildi.
Kanser hastalığına yakalanan Savaş, uzun süredir tedavi olmasına rağmen sonuç alamadığı için tedavisine yurt dışında devam etmek istedi ancak Adana Valiliği’ne pasaport için başvurduğunda olumsuz cevap aldı.
Bunun üzerine Twitter üzerinden yaşadıklarını anlatan Savaş’a çok farklı kesimlerden destek yağdı. Konunun sosyal medyada gündem olması üzerine Adana Valiliği Haluk Savaş ve eşine pasaport verileceğini açıkladı.
Kanser hastası Haluk Savaş’a destek mesajlarının yanında daha önce Ergenekon ve Balyoz davaları esnasında yaptığı paylaşımlar hatırlatılarak, “Oh olsun”, “Ölsün o zaman” gibi ifadelerle tweetler atıldı.
Bu paylaşımlara sanatçı Haluk Levent “Kahroldum.” diyerek isyan etti.
Haluk Levent, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Dr. Haluk Savaş için atılan ‘ölsün o zaman’ tweetlerini okuyup kahroldum. 9 ay ömrü kalmış.’eskiden ergenekonculara şunu demiş bu tweeti atmış’ falan. Hangimiz tamız? Hangimizin fikirlerinde değişiklikler olmadı? Yahu biraz vicdan vicdan! İşte o vicdandır seni insan yapar.” diyerek tepki gösterdi.
Savaş’ın geçmişte Ergenekon davalarına verdiği destek yüzünden adeta linç edilmesine ise Haluk Levent “Eskiden aynı yanılgıları herkes yaşadı. Bazı demokratlar AB sevdasına, insan hakları sevdasına kandırıldı. Bir saat önce şiir paylaşanın bir saat sonra Haluk Savaş’ın eski tweetlerini yayınlayıp “ölsün bana ne” demesi. Nasıl bir çelişki nasıl?” dedi.
KHK MAĞDURU HALUK SAVAŞ O İFADELERE CEVAP VERDİ
Prof. Dr. Haluk Savaş zamanında Ergenekon davalarına verdiği destekten ötürü sosyal medyada uğradığı itibarsızlaştırma ve linç üzerine Twitter hesabından bir dizi açıklamada bulundu.
Savaş yaptığı açıklamada, “Ergenekon/Balyoz davalarının zaman içinde bir işkence mekanizmasına dönüştürüldüğü, gerçek darbecileri aramak yerine esas karakteri siyasi muhalif olmak dışında bir özelliği olmayan geniş bir kesimi kriminalize etmek (“suçlular” olarak yaftalamak) üzere suistimal edildiğini, buna Gülen çevresi (gazetesi, televizyonları vs. ile) dâhil çok sayıda toplumsal yapının, grubun ‘nitelikli bir biçimde’ alet olduğunu düşünüyorum.” dedi.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP), 2002 yılında iktidar olduğunda AB üyeliği vadettiğini ifade eden Savaş “Zaman içinde ‘demokratikleşeceğimiz’ beklentisi vardı. Ben de buna inanmak istiyordum. Anayasa değişikliği dâhil olumlu oy kullandım. Gelinen noktada Türkiye kandırıldı.” diyerek verdiği desteğin gerekçelerini anlattı.
“GENİŞ KESİMLER BİRBİRİNE KIRDIRILARAK İKTİDAR ELDE TUTULUYOR”
Ergenekon dava sürecinde verdiği aşırı tepkiler yüzünden üzgün olduğunu ifade eden Savaş “Ülkemizde geniş kesimler birbirine kırdırılarak iktidar elde tutuluyor. Her dönem için farklı toplumsal gruplar hedef haline getirilip tüm toplumsal kesimlerin o hedefe saldırması amaçlanıyor; çoğu zaman da başarılıyor. Bunun daha önceleri 6-7 Eylül olaylarında azınlıklara karşı, daha sonra Kürt’lere karşı, daha sonra ulusalcılara ETÖ denilerek, şimdilerde ise daha farklı toplumsal kesimlere karşı bir cadı avı yürütüldüğünü görüyoruz. Ben de maalesef bu yüksek basınç altında Ergenekon dava sürecinde darbeci askerlerin olduğunu düşünerek, var sayarak, propaganda tesirinde kalarak bu yaygın düşmanlaştırmayı zamanında kavrayamadım. Bu nedenle bariz bir değerlendirme hatası yapıp Ergenekon sürecinde ‘darbecileri’ yargıladıklarını düşündüğüm hukuki otoritelerin yanında yer aldım. Bununla birlikte o süreç sırasında da ‘yargı sistemimizdeki aksamalar nedeniyle sorun yaşandığına’ işaret etmiştim.” dedi.
"Şimdi geriye doğru baktığımda ciddi düşünce hataları yaptığımı görüyorum." diyerek özeleştiri yapan Savaş, “Bununla birlikte hasta, ölümün kıyısına gelmiş insanların zor şartlarda tutuklu yargılanmasına, hele de cezaevinde ölümleri gibi faciaları asla onaylamadım. Bu dehşet bir şeydir; asla kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.
Yaptığı açıklamada Gezi hâdiselerine de değinen Haluk Savaş, “Gezi’nin hep yanındaydım, hâlâ yanındayım, hep yanında olacağım. Gezi’nin sonuna doğru bir biçimde Ergenekon denilen yapı ile o zamanki düşüncem gereği yakınlaşmasının olumsuzluğuna işaret etmişim. Benim ‘Gezi’den bir kaç ay sonra ‘Gezi’ eyleminin Türkiye demokrasi tarihi için ne kadar önemli olduğunu anlatan röportajım var, kayıtlı duruyor. Ancak Gezi’nin içine belki de provokatörlerin en sonunda dükkanlara, ATM’lere molotof atması, eylemi ana hattından çıkaran ve halk nezdinde itibarını düşürmeye yönelik müdahalelerini de görmüştük. Bunlardan geriye kalan ise ‘Gezi’ direnişinin geniş toplumsal kesimlerin ‘tabiatı korumak’ üzere giriştikleri masum bir eylem olduğudur.” değerlendirmesinde bulundu.