Hamzaçebi, "Hükümetin bir GSM Şirketinin reklam bütçesini yönettiğini biliyoruz. O reklam bütçesi ile belirli basın yayın organlarını finanse ettiğini biliyoruz. Onları hakketmediği bir şekilde tirajlarının çok üstünde o tirajın gerektirmediği ölçüde reklam verdiğini biliyoruz." dedi.
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Beykoz Ortaçeşme Mahallesi'nde partisinin seçim bürosu açılışına katıldı. Burada konuşan Hamzaçebi, Cihan muhabiri Hüseyin Aydın ve Kameraman Mehmet Büyük'ün, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın katıldığı bir programı takip etmek için geldiği salondan çıkartılmasına tepki gösterdi. Hamzaçebi, "Gazetelere, gazetecilere akreditasyon uygulaması Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye'de başladı. Onun selefi şimdiki Başbakan Davutoğlu ile devam ediyor. İstemediği gazeteci ve televizyonu sokmuyor basın toplantısına sokmuyor. Görünüşte basın özgürlüğünü savunuyor bu ekip. Tabi görünüşte. Tabi hiçbir şekilde demokrat değiller. Bunun uygulamasının özel sektöre geçtiğini görüyoruz. Bir GSM şirketinin bu şekilde bir uygulama yapması aslında kendi özgür iradesi ile değil hükümetin baskısı iledir. Hükümetin bir şekilde bu şekilde bu şirketin yönetimine ulaşması ve onu baskı altına almasını gösteriyor. Onu kontrol altına alması nedeni iledir. Hükümetin bir GSM Şirketinin reklam bütçesini yönettiğini biliyoruz. O reklam bütçesi ile belirli basın yayın organlarını finanse ettiğini biliyoruz. Onları hakketmediği bir şekilde tirajlarının çok üstünde o tirajın gerektirmediği ölçüde reklam verdiğini biliyoruz. Bunlar demokrasimize yakışmıyor." açıklamasını yaptı.
DAVUTOĞLU'NUN SUFLE VERMESİ ÇOK ÜZÜCÜ
23 Nisan sebebiyle Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, koltuğuna oturan Pelin Su'nun kulağına muhalefetle ilgili yanıtlar fısıldadığını yönündeki iddialara ilişkin Hamzaçebi şunları dile getirdi: "Sayın Kılıçdaroğlu'nun seçim bildirgesi o kadar dolu ki, sayın başbakanın bir çocuğa müdahalesi onu gösteriyor. Üzüntü verici bir tablo. Çocuklar 23 Nisanda devlet büyüklerinin yerini alır. Şimdi soruyorlar çocuğa CHP'nin seçim bildirgesini soruyorlar. Hemen kendisi orada bir sufle veriyor, 'bol keseden deme ihtiyacı duyuyor. Çünkü çocuk annesinden babasından CHP iyi şeyler vaat ediyor duymuş olabilir. Öyle konuşabilir endişesi ile kontrol altına almak istiyor. Biz doğru bir proje açıkladık bunun söylendiği gibi 149 milyar gibi bir bütçesi yoktur. Maliye Bakanı bütçeye maliyeti hiç olmayan kalemlere dahil varmış gibi yansıtıyor; taşeron işçilerin maaşı zaten bütçede ödeniyor. Gene bütçeden ödeniyor. 800 bin işçi gencin iş başı eğitimi alması suretiyle iş hayatı istihdama kazandırılması projesi yine bütçeye olumsuz etkisi yok. İşsizlik fonu bugünler için vardır. Bütçeye bizim toplam maliyetimiz 47 milyar liradır. Bunun bir kısmı ilk 100 yüz günde ortaya çıkacaktır. Bir kısmı ilk bir yılda kalanı 4 yılda kullanılacaktır."
