Karar gazetesi yazarı Akif Beki, Yeni Şafak yazarı Prof. Dr. Hayrettin Karaman’ın muhafazakar camiada AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik eleştirilere karşı WhatsApp grupları üzerinden ‘iktidara zarar verecekse doğruları söylemek caizdir diyemem.’ uyarısı paylaştığını ileri sürdü.
İKTİDARI UYARMAK YERİNE CEMAATİ UYARIYOR
Akif Beki, “Dünyaya adalet bize bulgur mu!” başlıklı yazısında, “Cumhurbaşkanı giderken söyledi, Amerika dönüşü bizzat ilgilenmek suretiyle marketlerdeki fahiş fiyat zulmünün üstüne üstüne gidecek. Bu, zulmün mağduru millet de dişini sıkıp adaletin bize getirilmesini bekliyor demek değil mi? Yönetenler beklentinin farkında, yardımcı medyaları da bunu biliyor ama önceliği dünyaya veriyorlar ne hikmetse, ülkelerinden başlamıyorlar. İlahiyatçı Hayrettin Karaman Hoca da ‘yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele edip adaleti tesise önce bizden başlasanız’ diye iktidarı uyarmak yerine cemaati uyarıyor.” diye yazdı.
KARAMAN: İKTİDARA ZARAR VERECEKSE DOĞRULARI SÖYLEMEK CAİZDİR DİYEMEM
Beki yazısının devamında şunları kaydetti:
“Cemaate hayrı zaten yok da… Böyle savunmak iktidara da iyilik değil, yanlışta ısrara teşvik ediyor. Tersini yapsa belki iktidar yanlışlarını düzeltecek, homurdanmayı ve şikayeti kesmesi için cemaati uyarmasına da gerek kalmayacak. Herkes kazanacak. Din de haksızlığa alet edilmeyecek.
Fakat Hoca, şu tarz uyarılarını kah Yeni Şafak kah WhatsApp gruplarından sürdürüyor: “Bu iktidardan pek çok beklentiniz gerçekleşti, camiayı hayretle izliyorum, bak demedi demeyin, sonra Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olursunuz, iktidara zarar verecekse haksızlık ve yanlışlardan şikayetle doğruları söylemek caizdir diyemem.”
Yani dünyanın bizden karşılanacak bir adalet, ümmetin bir iyi liderlik beklentisi var ama muhafazakar dindar camianın böyle beklentileri olmasın mı!
Müslümanlar haksızlığı, yolsuzluğu, adaletsizliği, kötü yönetimi bırakıp eldeki bulgurla yetinsin, işlerine mi baksınlar!
Bu da dinin gereği ve ahlaki bir teklif öyle mi?
Siyasetçilerden seçmenin beklentisi, dünya işlerinin adaletle yönetilmesi değil de... Bu dünyada siyasetin haksızlıklarına sessiz kalıp fedakarlıklara katlanması karşılığında ahiretinin kurtarılması mıdır?
Cevabını, Cumhurbaşkanı Erdoğan defalarca verdi oysa.
“Siyaset yapıyoruz, tekkeye mürit aramıyoruz” da dedi...
“Adaletle yürüdüğümüz, halkın hizmetinde olduğumuz sürece bize destek verin. Yoksa sakın ha...Biz halkımızı, liderlerin kulları olarak görmüyoruz. Böyle bir şeyi de kabul etmiyoruz. Sadece fikrin, ilkenin peşinde olması lazım insanın. Futbol takımı tutar gibi siyasi parti tutamayız. Bu alışkanlıkları bir defa bırakmamız lazım” da dedi...
Hoca’ya daha ne desin!
Dünyaya adalet, ümmete iyi liderlik layıkken bize bulgur mu düşecek, kısmetimize razı mı olalım yani?”