.Romanya'dan ithal edilen ve ülke genelinde dağıtımı yapılan hayvanlarda hastalık ve ölüm oranının yüksek olması yetiştiricilerde paniğine neden oldu. Türkiye'nin dört bir yanında artan hayvan ölümleri yetiştiricileri büyük zarara uğratırken, hayvan hastalığının ülkeye yayılarak diğer hayvanları da olumsuz etkileyeceği endişesi yaşanıyor.
Bakanlar Kurulu, 2017 yılı için ESK'ya 500 bin baş besilik sığır ithalatı için yetki verdi. ESK aldığı yetki kapsamında Romanya'da iki firma ile 17 bin baş besilik hayvan ithalatı için anlaşma imzaladı. Anlaşma kapsamında ithalatına başlanan hayvanlarda "Sığır Pasteurellozu" hastalığına bağlı olarak ölüm oranının yüksek olması yetiştiricileri büyük zarara uğratırken, sektörde hayvan hastalığının ve ölümlerin artmasından endişe ediliyor.
Hayvanları stres mi öldürüyor?
DÜNYA Gazetesinin haberine göre son bir ayda Romanya'dan ithal edilen besilik hayvanlardan 700'ü öldü. Veteriner hekim raporlarına göre ölüm nedeni yüksek ateş, solunum yetmezliğine neden olan "Sığır Pasteurellozu" hastalığı. Hastalığın en önemli nedenlerinden biri uygun koşullarda taşınmadığında hayvanların yaşadıkları stres olarak gösteriliyor. Romanya'dan ithal edilen hayvanlar gemi ile Kocaeli Derince Limanı'na getiriliyor ve buradan Türkiye'nin hemen her bölgesine gönderiliyor.
Hastalık ve ölüm yayılacak endişesi
Diyarbakır'da faaliyet gösteren OPAŞ Gıda, Tarım, Hayvancılık, Fotoğrafçılık, Kırtasiyecilik, İnşaat ve Ticaret Sanayi Anonim Şirketi'ne ait besi işletmesinin sahibi Cahit Pekkolay, 60 baş besilik hayvan aldığını ve 1 ayda 16 hayvanının öldüğünü 11 hayvanının da hasta olduğunu söyledi. Aynı gemi ile gelen hayvanları alan Malatya, Niğde, Batman ve daha birçok bölgedeki yetiştiricilerle görüştüklerini ve onlarında hayvanlarının öldüğünü belirten Pekkolay yaşadıklarını DÜNYA'ya anlattı: "Bir ay önce Kocaeli Derince Limanı'nda Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Birliği'nden 60 baş besilik hayvan aldım. Bunun için 75 bin 600 euro ödedim. Hayvanları getirdik besiye aldık fakat kısa süre sonra hayvanlar hastalandı ve ölümler başladı. Bugüne kadar 16 hayvanım öldü, 11'i de hasta. Veterinerler akciğer hastalığı olduğunu söylüyor. Avrupa'dan ithal hayvanlar genellikle Simental, Belçika Mavisi, Şarole olur. Bunların tam olarak ırkı bile belli değil. Bizim uğradığımız zararın karşılanmasını istiyoruz. Diğer hayvanlarımızın da hastalanmasından ve ölmesinden korkuyoruz. yetkililerin olaya el koyarak çözüm getirmelerini istiyoruz."
Ölüm oranı yüksek
Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Bülent Tunç, Türkiye'de besilik hayvan ithalatının ESK tarafından yapıldığını belirterek DÜNYA'nın soruları üzerine şu bilgiyi verdi:" Birlik olarak ithal edilen hayvanların yurtiçinde dağıtım organizasyonunu yapıyoruz. Özellikle küçük ölçekli işletmelerin, yetiştiricilerin taleplerini karşılamak, onlara yardımcı olmak için bu işi yapıyoruz. Bu hayvanların seçimi, sağlık kontrollerinin yapılması, ülkeye getirilmesinde bizim hiçbir dahilimiz yok. Biz yurtiçinde limandan gerekli sağlık kontrolleri yapıldıktan sonra alıp üreticilere teslim ediyoruz. Hayvan ölümlerinin olduğu doğru. Ben de 78 hayvan aldım. Bunlardan 11'i öldü. Bir sorun olduğu görülüyor. Bursa, Adıyaman, Balıkesir, Malatya ve diğer illerde hayvanlar öldü. Bugüne kadar 600-700 hayvan öldüğü bilgisi var. Bu normal bir durum değil. Yüzde 2-3 ölüm olabilir. Fakat yüzde 7-8 hatta 10'un üzerinde ölüm varsa bir sıkıntı olduğunu gösterir. Bunun nedeni açıklanması gerekir. Yetiştirici haklı. Hayvan ölümleri normal sınırlar içinde değil. Yapılacak tespitten sonra zararları karşılanması gerekir."
İthalata yapılacaksa işin ehline bırakılmalı
Dünyada ESK benzeri ithalat yapan bir kuruluş olmadığını ileri süren Tunç, Türkiye gibi bir ülkenin hayvan ithalatı yapmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını söyledi. Tunç sözlerini şöyle sürdürdü:" "Devlet bizim başımızın tacı. Fakat devletin işi hayvan ithal etmek değil, olmamalı. İşi sahibine vereceksin. Damızlık Birlikleri, Tarım Kredi Kooperatifl eri, Hayvancılık Kooperatifl eri, Kırmızı Et Üreticileri Birliği ve daha birçok kooperatif örgüt var. Bunlar kendi üyeleri, ortakları için ithalata ihtiyaç varsa, yapabilirler. Hayvancılığı yapan, hayvanı bilen tanıyanlar ithalat yapmalı. Devlet kuralları koyar ve bu kurallara uyulup uyulmadığını kontrol eder. Ama devletin kendisi ithalat yaparsa bu devleti de yıpratır. Devletin getirdiği hayvanlar hasta çıktı, öldü denildiğinde bundan devlet zarar görür."
Ölüme neden olan hastalık: Sığır Pasteurellozu
Solunum yolu hastalığı olarak bilinen Sığır Pasteurellozu'nun en önemli belirtileri yüksek ateş, öksürük, solunum güçlüğü olarak biliniyor. Hastalık büyük oranda strese bağlı olarak ortaya çıkıyor. Romanya'dan ithal edilen hayvanların da uygun olmayan koşullarda taşındığı ve buna bağlı olarak hayvanların strese girerek hastalandığı düşünülüyor. Veteriner hekimlerin verdiği ölüm raporlarında da Pasteurelloz hastalığı yer alıyor.
Alınan numuneler inceleniyor
ESK yetkililerinin yaşanan hayvan ölümleri ile yakından ilgilendiğini ve hayvanlardan alınan numunelerin incelendiğini anlatan Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Bülent Tunç: "Ölen hayvanlar için tutanak tutuyoruz. Devletin veterinerleri gerekli tutanakları tutuyor. Durumu ESK'ya bildiriyoruz. Biz birlik olarak bugüne kadar 4 yazı gönderdik. ESK yetkilileri yakından ilgileniyorlar. Hem tespit konusunda hem de ölen hayvanlardan alınan kan numuneleri tahlil ediliyor. Sonuçlar her şeyi ortaya çıkaracak. Bu hayvanlar hasta olarak mı geldi, getirildi? Bunlar hepsi ortaya çıkacak. Devletin görevlendirdiği veteriner hekim, hayvan alınan ülkeye giderek sağlık kontrollerini yapıyor. Veteriner hekim onayı olmadan bu hayvanların ithal edilmesi mümkün değil. Bu hayvanlar ülkeye girmeden bir kez daha sağlık kontrolünden geçiriliyor ve ondan sonra millileştiriliyor. Bu nedenle sabırla kan tahlili sonuçlarını bekliyoruz. Üreticilerimiz merak etmesinler. Zararları karşılanacaktır" dedi.