Halkların Demokratik Partisi (HDP), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş hakkında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç düşünce ve kanaat hürriyetinin açıklanmasının engellenmesi, hakaret, suç işlemeye tahrik" suçlarını işledikleri gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Şikayetçi olunanlar hakkında kamu davası açılması ve şüphelilerin cezalandırılması talep edildi.
Son zamanlarda Cumhurbaşkanı, Başbakan, hükümet mensupları ve hükümete yakın medya gruplarının Halkların Demokratik Partisi'ni ve parti mensuplarını hedef alan, kriminalize eden, kutuplaştıran ve suça teşvik eden söylemleri neticesinde önü alınamaz bir durum geliştiğinin ifade edildiği dilekçede, "Halkların Demokratik Partisine, Parti Eş Başkanları başta olmak üzere yöneticilerine ve seçilmişlerine 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde oy veren seçmenlere yönelik açık bir linç kampanyası başlatılmıştır. Nitekim bu linç kampanyasının örneklerini yakın zaman önce geçtiğimiz aylarda HDP Genel Merkez, İl ve ilçe binalarına yapılan saldırılar, Diyarbakır HDP mitingine yapılan bombalı saldırılar, Suruç Katliamı ve en son olarak da Ankara Tren Garı Katliamı'nda en acı bir biçimde şahit olduk. Sadece Temmuz ayından bu yana dahi yaklaşık 360 sivil çatışma ve saldırılarda hayatını kaybetmiş, 128 HDP binası saldırıların hedefi olmuş, hatta birçok merkezde de olduğu üzere Ankara'da bulunan Parti genel merkez binası içerisinde Parti çalışanları bulunduğu halde hunharca yakılmıştır." denildi.
Dilekçede şunlar ifade edildi: "Söz konusu saldırıların artarak devamında kuşkusuz Halkların Demokratik Partisi ve mensuplarına yönelik uygulanan sözlü ve fiziki şiddetin cezalandırılmaması, Halkların Demokratik Partisine yönelik suçlara ilişkin uygulanan cezasızlık politikası yer almaktadır. Halkların Demokratik Partisi ve Eş Genel Başkanları ile ilgili her türlü tehdit, hakaret ve linç yargı mercileri tarafından ciddi bir şekilde soruşturulmamakta, bu kapsamda birçok vakada failler cezasızlık politikası sonucundan yararlanmaktadır. Özellikle son iki haftalık süreçte müvekkil partinin eş başkanları başta olmak üzere parti temsilcileri ve parti aynı tip gazete manşetleri ile adeta hedef olarak gösterilmektedir. Bu anlamda maalesef başta Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan olmak üzere, Başbakan Davutoğlu ve AKP Hükümeti sözcülerinin ve Hükmet yetkililerinin kullandığı tehditkar üslup, tarz yargı ve basın özgürlüğü üzerinde telafisi zor yaralar açmaktadır."
HDP'nin 1 Kasım 2015 seçimleri neticesinde Meclis'te yer bulan en büyük 3. Parti olduğu ve bu kapsamda 5 milyonu aşkın bir seçmenin oy verdiği ve siyasetini benimsediği bir parti olduğuna dikkat çekilen dilekçede, şu değerlendirmelerde bulunuldu: "Demokrasi ile yönetilen tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de demokratik siyasetin ne kadar nemli olduğu ve bu kapsamda başta yöneticiler olmak üzere tüm kesimlerin bu hakka saygı duyarak yaklaşması oldukça önemlidir. Yukarıda pasajlar halinde sunulan açıklamalar açık ve net bir şekilde müvekkil partiyi siyaset yapamaz hale getirmek, faaliyetlerini engellemek ve halk arasında kin ve nefret oluşturacak içeriktedir. Başta Cumhurbaşkanı ve sözcüleri olmak üzere Başbakan ve Hükümet yetkilileri müvekkil Parti ve Parti Eş Başkanlarına yönelik söylemleri ile açık ve net bir şekilde hakaret işlemektedir. Kaldı ki son süreçte halklar arasında oluşturulmak istenen bu ayrışma söylemleri müvekkil partiyi adeta hedef haline getirmektedir. Şikâyet edilen bu şahsiyetlerin yapmış olduğu bu açıklamalar siyasi bir akıl ürünü olup yasal bir partinin yapmış olduğu tüm çalışmaları halka yasa dışı olarak göstermek gayesi ile gerçekleştirilmektedir. Müvekkil parti ve parti yöneticileri tüzük ve programları gereği partilerinin perspektifine uygun bir şekilde faaliyet yürütmektedirler. Bu kapsamda yasal bir partinin yasal faaliyetlerine bu şekilde bir karalama siyaseti yürütmenin kendisi yasa dışı bir uygulamadır. Bu açıklamaların tamamı bu zamana kadar müvekkil partiye yönelik gerçekleşen saldırılarda zemin oluşturmuştur. Bu anlamıyla yapılan bu açıklamalar toplumsal düzeni bozacak ve suç işlemeye tahrik oluşturan açıklamalardır." CİHAN