HDP Erdoğan’ın oyununu bozdu!

Hakkındaki devam eden kapatma davası nedeniyle nasıl hareket edeceği merak edilen HDP'nin son hamlesi ne anlama geliyor. Samanyoluhaber.com yazarı Murat Çetin analiz etti ,

SHABER3.COM

MURAT ÇETİN 
Hakkındaki devam eden kapatma davası nedeniyle seçimlere sıkıntılı giren HDP, sürpriz bir hamle ile bir anlamda AKP iktidarının sıkışmasına ve oyunlarını boşa çıkardı. HDP, resmi olarak karara bağlamasa da Yeşiller ve Sol Gelecek Parti listelerinden seçime girme kararı alacak. Zira HDP yönetimi partinin kapatılması ihtimali nedeniyle HDP’nin seçime girmede ısrar etmesinin intihar olacağı görüşünde. 

HDP kapatma davası nedeniyle sözlü savunmasını 11 Nisan 2023’te yapacak. Partiler milletvekili aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) en geç 10 Nisan 2023’te vermesi gerekiyor. HDP’nin milletvekili aday listelerini vermesinden sonra kapatılması tüm çabaların boşa çıkması anlamına gelir. HDP’nin yönetiminin önümüzdeki günlerde resmileştireceği bu karar ile bir anlamda AKP’nin HDP’nin kapatılması davasını koz olarak kullanmasının önünü de geçilmiş oldu. Gerçi HDP milletvekili adaylarının Yeşiller ve Sol Gelecek Parti listesinden seçime girmesi haklarında siyasi yasak istenilen Kürt siyasetinin önemli isimlerinin milletvekili olamaması anlamına geliyor. 

843 sayfalık HDP kapatma iddianamesinde aralarında HDP'nin eski eş başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın yanı sıra mevcut HDP eş başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile Sezai Temelli, Sırrı Süreyya Önder, Meral Danış Beştaş, Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü'nün de bulunduğu 451 kişi hakkında siyaset yasağı isteniyor. Siyaseten yasaklı hale gelen kişiler 5 yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetimcisi olamayacak. 

HDP kapatma davasında siyasi yasak istenilen kişilerin önemli bir kısmı HDP yönetiminde ve Kürt siyasi hareketinde etkin olan siyasetçiler. Bu isimlerin yeni dönemde TBMM’de olamaması bir anlamda sıkıntı olarak görülebilir ama bir yandan atılan bu adım ile Kürt siyasetine yeni isimler kazandırılması önemli. Belki de bu yeni isimlerle bazı alanlarda tıkanan Kürt siyasetinin önünün açılması mümkün olabilir. 

Kapatma tavası kıskacındaki HDP’nin Cumhur İttifakı’nın kimyasını bozmuş durumda. Zira Erdoğan’ın Kürt politikası diğer konularda olduğu gibi çıkara dayalıdır ve 7 Haziran 2015 seçimlerine kadar Kürt seçmeni iktidarını güçlendirecek bir unsur olarak gördü. 2015’te dönemin HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Seni başkan yaptırmayacağız” sözü sonrasında Erdoğan, Kürt politikasını HDP’yi ötekileştirerek sürdürdü. Demirtaş da Kasım 2016’dan bu yana cezaevinde bulunmasının tek nedeni Erdoğan’ın bu kinci tavrı.   

Son oylarda Türk siyasetinde önemli gelişmeler yaşıyor ve öyle anlaşılıyor ki önümüzdeki günlerde daha da yeni ve büyük sürpriz gelişmelere şahit olacağız. Ekonomik kriz hala derinleşiyor, deprem sonrasında AKP iktidarının sıva gibi döküldüğü artık iyice ortaya çıktı. Daha da önemlisi millette iktidar korkusu kalmadı, artık herkes hapiste kalmayı göze alarak Erdoğan ve iktidarına sert söylemlerde bulunuyor. Milletin bu tepkisi kadar Erdoğan ve AKP’liler yönetme kabiliyetlerini yitirdiklerinin farkında ve bütün sinirleri ondan. Saray’da morallenin bozuk olması ondan. 
Korku artık Saray’ın duvarlarını aştı ve şimdi dokunulmazlık zırhı bulunmayan bütün bakanlar milletvekili olmak için yarışa girmiş durumda. Sadece onlar değil AKP’nin bütün yolsuzluklarına imza atmış olan bürokratlar da fena halde AKP genel merkezi üzerinde milletvekili olmak için baskı oluşturuyor. Hatta bazı bürokratların “beni milletvekili yapmazsanız olacaklardan sorumlu değilim” tavrı içine girdiği Ankara kulislerinde yoğun olarak konuşulan bir konu. İktidarın gideceğini satın alan ilk grup bürokratlardır. Nitekim Ankara bürokrasisi Erdoğan ve iktidarının gidici olduğunu net bir şekilde görmüş durumda. Bakalım AKP’ye dokunulmazlık zırhı isteyen bürokrasi kesimi hariç tutulmak üzere eski seçimlerde olduğu kadar milletvekili aday adayı başvurusu olacak mı?  

Neyse konu farklı bir yere gitti. Zira yazının asıl konusu HDP. Türk siyasetinde belirleyici konuma geldiği artık Mart-Haziran 2019 İstanbul belediye başkanlığı seçimlerinde görülen HDP’nin alacağı kararı özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turda Millet İttifakı adayının kazanması ile sonuçlanabilir. HDP Cumhurbaşkanı adayı çıkarmaz ve Kılıçdaroğlu’na açık destek verir ise CHP liderinin seçimleri kazanmaması için hiçbir neden yok. Zira AKP lideri Erdoğan ne yaparsa yapsın yüzde 40-42 oy oranını aşamıyor. HDP’nin desteklediği bir Millet İttifakı’nın alacağı oy oranı ise yüzde 53-55 bandında. 

HDP’nin tavrı kuşkusuz TBMM’de anayasal çoğunluğun elde edilmesi kadar da önemli. Zira HDP’nin de desteklediği Millet İttifakı’nın Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi’ne geçilebilmesi için TBMM’de Anayasal çoğunluk olan 400 milletvekili sayısına ulaşmak gerekiyor. Ya da 360 milletvekili ile referandum için gerekli olan sayının kazanılması gerekiyor. Millet İttifakı’nın HDP’nin desteği ile Cumhurbaşkanlığı seçimi ve TBMM’de Anayasal çoğunluğu sağlaması Türkiye’ye yeni kapılar açacaktır. 

HDP siyasetinin şekillenmesinde kuşkusuz HDP yönetimi kadar hala Edirne’de tutuklu bulunan eski HDP genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın dik duruşunun önemli bir etkisi var. Zira Demirtaş bir süredir Kürt hareketini siyasi zeminde tutmaya ve PKK’nın etkisini kırmaya çalıştı ve bu konuda önemli bir yol kat etti. Demirtaş, HDP’de özellikle şehirli ve eğitimli seçmen kesimi diyebileceğimiz politik bilinci yüksek kitle üzerinde oldukça etkili. Zira Kürt seçmenin oy davranışını belirleyen tek etken etnik kimlikleri değil. Tıpkı Türk seçmen gibi, solcu, sağcı, liberal, İslamcı, seküler gruplara ayrılmış durumdalar. Örneğin, Mart 2019 yerel seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olabilmesi HDP bilinçli seçmeninin desteği ile mümkün olabildi. 

Çözüm Süreci dahil AKP’nin siyasi ihanetine uğrayan Kürt seçmenin Tayyip Erdoğan’a “evet” demeyeceği artık çok açık. Bu yolun kapalı olduğunu gören Erdoğan da zaten bir süredir B planı olarak Kürt seçmenini sandıktan küstürme ve bölmeye yönelik bir strateji izledi. Tayyip Erdoğan, “Sadık Kürt” olarak gördüğü kitleye ulaşmak için çeşitli kanallar kullanıyor ve Hizbullah terör örgütünü destekliğini saklamayan HÜDA PAR ile işbirliği içine girilmesinin temel nedeni de bu. AKP-HÜDA PAR işbirliği çok tehlikelidir ve seçim sürecinde illegal eylemlerin bir anlamda habercisidir. Öyle anlaşılıyor ki Tayyip Erdoğan iktidarını kaybetmemek için her yolu deneyecek. Bunun için de karanlık ve derin hücre yapılar dahil her kesim ile anlaşma yoluna gidiyor. HDP, seçim öncesinde aldığı bu seçim işbirliği kararı ile bir anlamda üzerinde Demokles’in Kılıcı gibi duran kapatma davası baskısından kurtulmuş oldu. Yani HDP Erdoğan’ın bir oyunu daha açığa çıkardı. Bakalım Erdoğan’ın Kürt siyasi hareketine yönelik bundan sonra nasıl bir hamle yapacak! 
<< Önceki Haber HDP Erdoğan’ın oyununu bozdu! Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER