HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı, Adana Milletvekili Meral Bektaş Danış, AKP'nin askeri vesayetle ortaklaştığını söyledi. Ergenekon ve balyoz davalarında verilen beraat kararları ile Mete Sayar'ın beraat edilmesi kararının aynı yaklaşımın sonucu olduğunu kaydeden Danış, "Burada yeni bir karar verildi. Bu kararla asker ve AKP uzlaştı. Vesayette de ortaklaştılar ortak bir vesayet kurdular. Aynı savcılar müebbet istedikleri, 20 kez 15 kez 13 kez müebbet istedikleri askerlere suç işleyen faillere beraat istiyorlar. Bu da askerin sadece AKP ile anlaştığı değil buna ek olarak kendi yarattığı yargıyı da bu uzlaşmanın içine kattığını çok rahat ifade edebiliriz. AKP kendi yargısını oluşturdu, bu yargı eliyle istediği kararları, istediği şekilde, istediği kapsamda çıkarttırıyor." diye konuştu.

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı, Adana Milletvekili Meral Bektaş Danış, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Ergenekon ve Balyoz davalarının açılması bu davaların paralelinde insanlığa karşı suç olarak ifade edilen 90'lı yıllardaki suçların yargılanmasının hemen hemen aynı dönemde başladığını ifade eden Danış, "Askeri vesayetin kaldırılması iddiaları ile 90'lı yıllarda işlenen suçların faillerinin yargılanması aynı dönemde başladı. İktidar burada şöyle bir iddia ile ortaya çıktı. Ben askeri vesayeti kaldırıyorum, geçmişle yüzleşiyorum bu suçların cezasız kalmasını önleyeceğim. Bunu çok büyük bir övünç kaynağı ile ifade ettiler." diye konuştu.

Gelinen noktada başka şeylerin olduğunu vurgulayan Danış, şöyle konuştu: "AKP askeri vesayetle ortaklaştı, ortaklaştılar. Başka bir karar verdiler Ergenekon ve balyoz davalarında verilen beraat kararları ile Mete Sayar'ın beraat edilmesi kararı aynı yaklaşımın sonucudur. Aynı stratejinin parçalarıdır. Aynı stratejinin başta bir parçası KCK davalarında yargılanan on binlerce Kürt siyasetçinin davalarının devam ettirilmesi ve Yargıtay'da onaylanmasıdır. Burada yeni bir karar verildi. Bu kararla asker ve AKP uzlaştı. Vesayette de ortaklaştılar, ortak bir vesayet kurdular."

Hakkında 13 kez ağırlaştırılmış müebbet istenen Musa Çitil'in hakkında 21 Mayıs 2014 tarihinde beraat kararı verildiğini kaydeden Danış, "Tutuklanmamıştı zaten. Mete Sayar geçen hafta 3 Temmuz'da Ankara'da beraat ettirildi. Cemal Temizöz 4 yıldan fazla tutuklu kaldı, çok tartışıldı kamuoyunda. Ben o davaya giren avukatlardan biriydim, kesinlikle dosya cezaya gidiyordu. Veriler ve deliller sabit, onlarca kişinin öldürülmesinden sorumlu, emir verilmesinden uygulamasından.. Aynı savcılar bu sefer Cemal Temizöz için beraat talebinde bulundular. Bu liste çok uzun, bunlar tek tek beraat ettiriliyor. Burada aynı savcılar müebbet istedikleri 20 kez, 15 kez, 13 kez müebbet istedikleri askerlere suç işleyenlere, faillere beraat istiyorlar. Bu da askerin sadece AKP ile anlaştığı değil buna ek olarak kendi yarattığı yargıyı da bu uzlaşmanın içine kattığını çok rahat ifade edebiliriz. AKP kendi yargısını oluşturdu, bu yargı eliyle istediği kararları, istediği şekilde, istediği kapsamda çıkarttırıyor." açıklamasında bulundu.

KOALİSYON GÖRÜŞMELERİ, BÜYÜK BİR CİDDİYETLE YAPILMALI

Açıklamalarının ardından Danış basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Koalisyon hükümeti kurmak için temaslar başlayacak. Erken seçim ön planda siz koalisyon hükümeti kurulması sürecine nasıl bakıyorsunuz?" sorusuna Danış şu cevabı verdi: "Biz Türkiye'de 7 Haziran'da Türkiye seçmenlerinin haklarının koalisyon kararı verdiğini biliyoruz. Meclis'te 'uzlaşın' dediler ve koalisyon dediler. Tek parti iktidarını halk kendi oylarıyla önledi. AKP iktidarına 'artık tek başına iktidar olma' dedi. Çünkü en büyük düşüşü o yaşadı. Bu meclisin koalisyonla devam etmesi gerekiyor. Bizim yaklaşımımız bu. 'Uzlaşın' dediler. Demokrasi konusunda da toplumsal barış konusunda da şu anda gerilimler kutuplaşmalara son verin çağrısı yaptı halk. Sonuçta demokrasilerde son sözü halk sözler. Türkiye halkı bunu söyledi. Bu nedenle koalisyon görüşmelerinin büyük bir ciddiyetle özenle kurma yönünde -kurmama yönünde değil- görüşmelerin yapılması gerekiyor. Erken seçim meseleleri de birileri tarafından bilinçli bir şekilde ısıtılıyor. Tekrar tekrar gündemleştiriliyor. Erken seçim tabii ki koalisyon kurulamaması, bütün olasılıkların tükenmesi halinde var olan bir seçenek anayasada düzenlenmiştir. Bizim erken seçimden bir kaygı ve korkumuz yok. Zaten erken seçim olması halinde oylarımızın yükselme trendinin hızla daha yukarı çıkacağını biliyoruz. Erken seçim olması şeklinde bir yaklaşımımızın kendi oylarımızın düşüşünden duyduğumuz bir kaygı değil, halkın verdiği karara uygun bir pratik sergileme açısındandır."
CİHAN