Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, Ağrı Diyadin'de yaşananların AK Parti'nin provokasyonu olduğunu söyledi. Tüzel, Cumhurbaşkanı'nı, Başbakan'ı ve hükümeti barış sürecinde ağız değiştirmekle eleştirdi. PKK'nin silah bırakmasının ise asla söz konusu olamayacağını dile getiren Tüzel, "Burada konuşulması gereken PKK'nin Türkiye devletine karşı verdiği silahlı isyanın son bulması." dedi.
Nükleer Karşıtı Platformu İstanbul Bileşenleri tarafından düzenlenen Nükleer Enerji ve çevre konulu toplantıya katılan HDP'li Tüzel, Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Tüzel, "Orada seçimlere müdahale eden, HDP'yi zora düşürmek isteyen, askerleri PKK'nin üzerine süren bir harekat planlanmış. Ancak daha sonrasında halkın müdahalesi sonucu bu oyun ya da düşünülen bu tezgah bir nevi bozulmuş görünüyor." dedi.
'SÜREÇTE DİL DEĞİLTİRİLDİ'
İki yıla yakındır bir çatışmasızlık dönemi olduğuna dikkat çeken Tüzel şunları söyledi: "Buna eke olarak taraflar arasında daha etkili bir ateşin sağlanması ve hükümetin çözüm sürecinde ısrar edeceğini söyleyip seçime az bir süre kala Cumhurbaşkanı başta olmak üzere, hükümet, Başbakan, ağız değiştirdiler. Özellikle HDP'nin başkanlık sistemine izin vermeyeceği, HDP'nin, bütün engellemelere rağmen barajı geçerek AKP'nin kendisinden alabileceği milletvekillerini önleyeceği, bunun da halkta bir ilgi ve dikkat yaratması ve HDP'ye yönelim baş gösterdiğinde bunu kösteklemeye dönük bir provokasyon ortaya çıkmış oldu. Dolayısıyla Ağrı'daki çatışma bizim açımızdan uyarıcı olmuştur."
Ağrı olayının AK Parti'nin savaş ve çatılmadan medet ummanın bir tutarsızlığını göstergesi olduğunu ifade eden Tüzel, "12-13 yıldır görevde olan ve terör sorununu çözmede risk aldığını söyleyen bir yönetimin de bu son ağrı olayında görüyoruz. Bu bizim için uyarıcı olmalıdır. Yıllardır AKP'nin barış ve demokratikleşme konusunda iyi bir niyet taşımadığını hep söyledik. Bu olay da bunu kanıtlamış oldu." değerlendirmesinde bulundu.
'HDP'YE HER KESİMDEN DESTEK VAR'
Türkiye'ye başkanlık sistemi istemeyen, barış ve demokrasiden yana birçok kesimim HDP'yi mecliste daha da güçlü görmek istediğini ifade eden Tüzel, "Daha dün değişik asılsız ithamlarla suçlana HDP'nin artık öyle olmadığı, HDP'nin bu ülkede gerekli bir güç olduğunu daha çok kesimden duyar olduk. Farklı kesimler artık HDP'ye saha sıcak ve sempatiyle yaklaşıyor. Dolayısıyla bu cunta döneminin barajı bu dönemde geçersiz olacak görünüyor. Şimdiye kadar halktan aldığı oyun çok daha fazlasıyla meclis bir temsiliyet elde etmiş AKP bu dönemde bunu
yapamayacak." ifadelerini kullandı.
Tüzel, düşüşte olduğunu gören AKP'nin bu yüzden silah ve çatışmadan medet umar hale geldiği iddia etti.
'PKK'NİN SİLAH BIRAKMASI SÖZ KONUSU OLAMAZ'
Tüzel, Ortadoğu'da IŞİD ve benzeri güçlerin tehdidi altında olan Kürt halkını temsil eden PKK'nın silah bırakmasının asla söz konusu olamayacağını söyledi. Burada asıl meselenin PKK'nın Türkiye devletine karşı verdiği silahlı isyanın son bulması olduğuna dikkat çeken Tüzel, "Yoksa PKK hareketini Ortadoğu'da IŞİD benzeri türdeki saldırı ve kuşatma altında Kürt halkının ve orada ezilen halkların kurtuluş mücadelesi veren bir hareketin silah bırakması söz konusu olmaz ve bu da beklenmemeli. Aslında konuşulan Türkiye devletine karşı, yürütülen silahlı mücadelenin sonlandırılmasını koşulları oluşmuş durumda. Ancak bu sürdürülen demokratikleşme ve müzakere sürecinin gereklerini yapmak, toplumsal yüzleşme, anayasal tanınma ve benzerindeki süreçlerle beraber gelmesi lazım. Barış önemli bir kavram ama bu kavramın içeriği nasıl doldurulduğu, nasıl korunacağı, nasıl bir toplumsal bir aracılığa devam edeceği ile bağlantılı. Demokrasi ile bir bağlantı kurmadan, demokratik bir toplum inşa etmenin görevlerini yerine getirmeden, sadece çatışmasızlık, sadece silahsızlandırmanın doğrudan bir karşılığı olmadığını bu gün herkes görüyor. Buna uygun adımlar atılması lazım. AKP burada geleneksel devlet anlayışını hala ne yazık ki hala temsil ediyor ve taşıyor." şeklinde konuştu.
'POLİSLER HUKUSUZLUĞUN KURBANI'
Tüzel, değişik gerekçelerle tutuklanan yolsuzluğu soruşturan polislerle ilgili şimdiye kadar bir iddianamenin hazırlanamamasını ise hukuksuzluğa bağladı. Tüzel, "Türkiye'de hukuk yok. Türkiye'de yargı özellikle son bu iktidar döneminde oldukça siyasallaşmış durumdadır. Yargı devlet yönetiminin kontrolüne geçmiş durumda. Bilinen hak ve özgürlükler, hukuk kuralları, yargılama sistemleri rafa kaldırılmış durumda. O nedenle AKP kendisine dönük komploculukla darbecilikle suçladığı yada bu şekilde itham ettiği kendi görevlisi olan, geçmişte kendisine hizmet etmiş görevlileri bu şekilde çok kolaylıkla kıyasıya harcayabilmekte. Gözünün yaşına bakmamakta. Dolayısıyla bu anlayış sadece bugünün mağdurlarını teşkil etmekten çok bu yönetim herkese zarar. Bu gün devletin hizmetindeki polisler mağdur olsa bile, yarın bir başka hak talep eden, ezilen bir insan, bir öğrenci, bir işçi, bir kadın yani sonuç itibari ile herkes bu yargısız infaz, ya da hukuksuz bir yargılama anlayışı le karşı karşıya kalacak. Kabul edilemez bir durum." dedi.
CİHAN