Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Levent Köker ve Doç. Dr. Demirhan Burak Çelik, HDP hakkında açılan kapatılma davasını değerlendirdi.
Kapatma davasını ve tartışmaları Evrensel'e değerlendiren Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Levent Köker, bugüne kadar Kürt siyasi hareketini temsil eden HDP’den önceki partilerin kapatıldığını hatırlattı. Kapatılan partiler arasında AİHM’ye müracaat edenler olduğunu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlali kararı verildiğini söyledi. Parti kapatmanın anayasa değişikliği ile zorlaştığını hatırlatan Köker, “15 üye var ve 10 üyenin kapatma yönünde oy kullanması lazım. Olmazsa Hazine yardımından yoksun bırakma tamamı veya bir kısmından gibi yaptırımlar var” dedi.
Yeni Anayasa ve İnsan Hakları Eylem Planı tartışmalarını da değerlendiren Köker, “1921’de Meclis üstünlüğü var ama şimdi Meclis üstünlüğü söz konusu değil. Bugünkü cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini pekiştirecek bir anayasa istiyorlar. Bugünkü sistem kuvvetler birliğini tek kişide toplayan bir sistem olduğu için demokratik bir anayasa açıklamalarını ciddiye almıyorum. İnsan Hakları Eylem Planı’ndan da bir şey çıkmayacak; AİHM’nin uygulanmayan kararları, Gergerlioğlu kararı da ortada duruyor” dedi.
MİLLETVEKİLLİĞİ DEVAM EDECEK
Anayasa Hukukçusu Doç. Dr. Demirhan Burak Çelik de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının AİHM’nin terörü kınamamayı parti kapatmaya yeterli gördüğü biçimindeki ifadelerine ilişkin, “AİHM’ye göre parti kapatmalarda soyut bir ‘terörü kınamama’ olgusuna dayanılamaz. Somut terör eylemlerini kınayıp kınamamış olduğu dikkate alınmalıdır. Ama mahkemenin olay temelli değerlendirme yaptığı, başka bir başvuruda farklı karar verebileceği de unutulmamalıdır” dedi. 2001 yılında yapılan anayasa değişikliği ile aranan çoğunluğun üçte ikiye çıkarıldığını kaydeden Çelik, “Bir kapatma kararı çıkmasa bile bu davanın açılmış olması Türkiye demokrasisi açısından bir yaradır. Kapatma kararı çıkması durumunda; 2010’da anayasa değişikliğinde parti kapatılsa bile söz ve beyanlarıyla buna sebep olduğu saptanan kişilerin milletvekillikleri otomatik olarak düşmüyor. Siyasi yasak gelirse Gergerlioğlu’na yaptıkları gibi vekillikler düşürülebilir. Yani yargılama süreçlerinin hızlandırılması ve onandıktan sonra genel kurulda okunması yolu izlenebilir” dedi.
HDP KENDİNİ KAPATMA KARARI ALIRSA NE OLUR?
Anayasa Mahkemesi 2009 yılında DTP’nin kapatılmasına, 2010 yılında ise DEHAP’ın kendini feshetmesi nedeniyle davanın düşürülmesine karar vermişti. AYM, 2010 yılında DEHAP davasında Siyasi Partiler Yasası’nın 108. maddesini de iptal etti. Bu maddede, hakkında kapatma davası açılan bir partinin kapanma kararı alması durumunda, yargının kapatmaya ilişkin hükmünün sonuçlarına etkili olmayacağı belirtiliyordu. HDP’nin kapatılması yönünde başvuru 2010 yılındaki değişikliği ve DEHAP’ın kendini feshetmesini akıllara getirdi. HDP’nin kendini feshetmesi durumunda ne olacağı sorusuna Anayasa Hukukçusu Burak Çelik “Kendisini feshederse kapatma davası düşer. Tabii bu HDP’nin alacağı bir karar ve yapılırsa dava konusuz kalacağı için davanın düşürülmesi beklenir. DTP hakkında kapatma davası açıldığında BDP’ye geçmişler ve burada siyasete devam etmişlerdi” şeklinde cevap verdi.