Gazeteci yazar Deniz Zeyrek, FOX TV’de yayınlanan geçtiğimiz haftalardaki ‘Orta Sayfa’ programında AKP’nin İstanbul’daki Kürt seçmenin güvenini kazanmak için gizliden HEDEP ile görüşme yaptığını öne sürmüştü.
Zeyrek şunları söylemişti:
“Bakmayın Demirtaş'a selam verdi diye eleştiriyorlar. Doğrudan bir arka kapı diplomasisi başlamış vaziyette. Çok sözleri dinlenen iki HEDEP yöneticisi, aynı arabaya bindiler ve iktidardan önemli bir isimle görüşmeye gittiler. Kürt meselesi, Kürt seçmenle diyalog vs. açısından sözü geçen biriydi. AKP’nin belirlediği bir mekâna gittiler. Meclis'ten bindiler arabaya, gözümle gördüm. HEDEP güvenmediği için yazılı bir protokol istiyor, onu da AKP vermek istemiyor. Çünkü medyaya sızar ve Bahçeli, Cumhur İttifakı'nı terk eder. Bir taraftan CHP'yi bununla vurmaya çalışıyorlar, diğer yandan HEDEP'le görüşme yapıyorlar."
HEDEP AKP İLE NE İÇİN GÖRÜŞTÜ?
HEDEP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, bu iddialara açıklık getirdi.
Artı Gerçek’ten Seda Taşkın’a konuşan Beştaş iddialar için, AKP'nin iktidar partisi olduğu için zaman zaman bazı konularda görüşmeler yapıldığını belirterek şunları söyledi:
“Bizim AKP ile herhangi bir görüşmemiz yok. Bizim hiçbir parti ile seçimlere ilişkin bir ittifakımız da görüşmemiz de bulunmuyor. Ama AKP, iktidar partisi olduğu ve yürütmeyi elinde bulundurulduğu için zaman zaman görüşmeler yapıyoruz. Örneğin bir merkezi bir altyapı veya yol meselesi ile ilgili Ulaştırma Bakanlığı ile ya da sağlıkla ilgili bir meselede Sağlık Bakanlığı ile elbette görüşmelerde bulunuyoruz. Zira muhalefet partilerinin misyonlarından birisi halka hizmet götürülebilmesi için iktidarı zorlamak, basınç uygulamaktır; bu nedenle de iktidarla temaslarda bulunulur. Kamuoyunda sözü geçen görüşme de Adalet Bakanlığı ile yapılan bir görüşmedir. Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, cezaevleri ve cezaevlerindeki hasta mahpuslara ilişkin bir görüşme yaptılar. Bir hafta sonra da grup adına ben ve Saruhan Oluç bir saat görüştük. Biz belli aralıklarla, akut sorunlar söz konusu olduğunda bakanlıklarla elbette görüşüyoruz. Demokratik tepkinin istediğimiz şekilde yansıyabilmesi için gerekli girişimlerde buluyoruz. Bu siyasi hayatın olağan akışı, siyasal parti olmanın doğası gereğidir. Dolayısıyla bu görüşmeler işbirliği olarak değil iktidara görevini yaptırmak, demokratik sınırlar içinde davranması, özgürlükleri hayata geçirmesi için gerçekleştirilen birer muhalefet vazifesidir.”