Ağır çalışma koşulları, güvencesizlik, doktorlara yönelik şiddet ve sağlık sistemindeki katı hiyerarşiden şikayet ederek, çalışmak için yurt dışına giden doktorların sayısı her geçen gün artıyor. Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) verilerine göre, 2012-2020 yılları arasında yurt dışında çalışabilmek için ‘İyi Hal Belgesi’ alan hekimlerin sayısında ciddi artış var. İngilizce ‘Good Standing’ olarak adlandırılan bu belge, TTB tarafından 2012 yılında 59, 2013’de 90, 2014’de 118, 2015 yılında 150, 2016’da 245, 2017 yılında 482, 2018’de 802, 2019 yılında bin 47 ve 2020 yılında da 931 hekime verildi. 2021 yılının ilk 5 ayında ise 442 hekim bu belgeyi alarak yurtdışına çıktı. Türk Tabipler Birliği (TTB) Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, hekim göçüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
SATIN ALMA GÜCÜ YÜZDE 50 AZALDI
MA’dan İdris Sayılğan’ın haberine göre hekim göçünün ilk nedeninin ekonomik olduğunu ifade eden Bulut, 2003 yılından bu yana hekimlerin satın alma güçlerinin yüzde 50 oranında azaldığını belirtti. İkinci nedeninin kötü çalışma koşulları olduğunu söyleyen Bulut, şöyle devam etti:
“Mecburi hizmetler göçlerde büyük bir etken. Okulu bitiriyor mecburi hizmet, uzmanlık bitiriyor mecburi hizmet, yan dal uzmanlığını bitiriyor mecburi hizmet. Bir hekim 35 yaşına kadar oturacağı, yerleşeceği yeri kendi bile ayarlayamıyor. Çocukları, aileleri bir araya gelemiyor. Parçalanmış aileler var. Örneğin bir hekimi mecburi hizmete göndereceklerine önlerine cazip teklifler koysunlar. Çünkü mecburi hizmet dolaşım ve ikamet özgürlüğünü kısıtlıyor. Bu anayasal hakları ihlal eden bir şeydir. Bunlarda adaletsizlik var.”
KHK’LAR İLE İŞTEN ATILDILAR
Bir diğer nedenin güvencesizlik olduğunu kaydeden Bulut, şunları dile getirdi:
“İş garantisi olduğu için en zeki öğrenciler bu mesleği seçiyor. Üniversite bitince mesleğine başlayacak ve hayatını kurtaracak diye düşünüyorlar. Ama şu anda güvenlik soruşturmaları ve arşiv taramaları nedeniyle yüzlerce hekim mağdur durumda. Anayasa Mahkemesi iptal etmiş olmasına rağmen Adalet Bakanlığı’nda sadece bir adli sicil taraması yeterli olacak iken, bakanlık ve diğer kurumlar Emniyet Genel Müdürlüğü’nden arşiv taraması istiyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nde de hiçbir hukuki temeli olmayan polis fişlemeleriyle gençlerimizin atamaları bekletiliyor. Bu iş güvencesini zedeliyor. Hekim o zaman niye böyle bir durumla karşılaşsın. Yurt dışında daha iyi bir gelirle işini bulup gidiyor. Bir diğeri de OHAL ve KHK’ler ile birçok insan işten atıldı. Birçok insan işe başladıktan sonra da işin garantisi yok. Öte yandan kurum değiştirmek istediğinde, tekrar bir arşiv taraması isteniyor, bu arada hem o işinden ayrılmış oluyor hem öbür işine başlaması geciktiriliyor.”
DİL BİLEN, İYİ YETİŞMİŞ HEKİMLER
Bulut, hekimlerin Türkiye’nin doktor açığının olduğu bir dönemde ayrıldığını belirterek, durumun vahametine dikkat çekti. Göç eden hekim sayısının yılda 960 ile bin civarına ulaştığını vurgulayan Bulut, her ay ortalama 80 hekimin ayrıldığını ve bunların genellikle Almanya başta olmak üzere İngiltere, Fransa, İsviçre, İsveç, Finlandiya, Amerika gibi ülkeleri tercih ettiğini söyledi. Giden hekimlerin dil bilen ve iyi yetişmiş hekimler olduğunu dile getiren Bulut, “Gittikten 6 ay, bir yıl sonra da bizi bilgilendiriyorlar. Mutlular ve ‘insan gibi değer gördük’ diyorlar. Bu çok önemli. Hekim değeri gördük diyorlar” ifadelerini kullandı.
“İLİM KOVULDUĞU YERDEN GİDER”
“İlim, kovulduğu yerden gider” diyen Bulut, “Nazi Almanya’sında bilim insanları ülkeyi terk ettiler. Türkiye’de de okumuş insanlar, bilim insanları ülkeyi terk etmeye başladı. Cemaatlerin, mafyaların el üstünde tutulduğu ortamda, bilim insanı ve hekimler niye kalsın” şeklinde konuştu.
Yaşananların ülkede demokrasi ve adaletin olmamasının sonucu olduğunun altını çizen Bulut, “Yurt dışında büyük bir hekim diasporası doğuyor. Demokrasi ve adalet olsa zaten sağlıkta şiddet olmaz, iş güvencesinde sıkıntı olmaz, mecburi hizmet gibi uygulamalar olmaz, despot uygulamalar olmaz” dedi.
Yurtdışına gitmek isteyen hekimlerin çoğunluğunu fakültelerden yeni mezun olmuş kişilerin oluşturduğunu paylaşan Bulut, Türkiye’de yılda yaklaşık 16-17 bin tıp öğrencisinin mezun olduğunu, yıllık bin kişiye ulaşan göç eden hekim sayısının da yaklaşık 10 tıp fakültesinin öğrenci sayısına denk düştüğünü kaydetti.
ALMANCA KURSLARINA AKIN VAR
Çok sayıda öğrencinin Almanca kurslarına gittiğini belirten Bulut, Almanya ve bütün Avrupa ülkelerinin hekim açığı olduğunu söyledi. Bulut, salgın hastalıklar çağında tüm ülkelerin sağlık ordusunu kuvvetlendirmeye çalıştığını sözlerine ekleyerek, “Herkes sağlık alt yapısını, sağlık insan kaynaklarını kuvvetlendirmeye çalışıyor. Türkiye ise insan kaynaklarını çöpe atıyor. KHK’ler ile işten atılmalar, güvenlik soruşturmaları, arşiv taramaları insan hakları kaynaklarını heba etme çabaları. Bir ülke ancak bu kadar akılsız olabilir” diye belirtti.