HESA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Ramazan Taş, G20 Liderler Bildirgesi'nin mürekkebi kurumadan Samanyolu Grubu'nun Türksat'tan çıkarılması, Kaynak Holding'e kayyım atanması gibi uygulamalar ile Türkiye'de ekonomik özgürlüklerin ve yatırım ortamının torpillendiğini, Türkiye'nin uymayı taahhüt ettiği G20 ve OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri'nin çiğnendiğini söyledi.
Turgut Özal Üniversitesi İİBF İktisat Bölüm Başkanı da olan Ekonomist ve Maliyeci Doç. Dr. Ramazan Taş, yazılı değerlendirmesinde şunları ifade etti: "15-16 Kasım 2015 tarihinde Türkiye'nin dönem başkanlığında Antalya'da gerçekleştirilen 10. G20 Liderler Zirvesi'nde imzalanan Liderler Bildirgesi'nde bütün liderler kendi ülkelerinde 'Özel sektör katkısıyla yatırımları artırma, yatırım ortamını geliştirme, devlete özel sektör yatırımlarını destekleyecek güçlü kurumsal yönetim çerçevesi oluşturmayı hedefleyen G20/OECD Kurumsal Yönetim İlkelerine uyma' taahhüdünde bulundular. G20 Dönem Başkanı sıfatıyla bu bildirgenin altına imza atan Türkiye, taahhüt ettiği kurumsal yönetim ilkelerine her ülkeden daha fazla uymak zorundadır."
Doç. Dr. Taş, 1 Kasım 2015 Genel Seçimleri ile oluşan yeni TBMM ve kurulacak yeni hükümetin, ekonomiye ve hukuka odaklanması, içine girilen ekonomik krizi ve hukuk krizini en geniş toplumsal katılımla çözmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Bir an önce Anayasal kurum olan Ekonomik ve Sosyal Konsey'in toplanmasına dikkat çeken Taş, "Cadı avına ve iç kavgalara son verilip, bir an önce yenilikçi yapısal reformlara, yenilikçi büyüme ve kalkınma stratejilerine geçilmelidir. Türkiye'nin yatırım ortamını dinamitleyen ve keyfi el koymaya, keyfi müsadereye dönüşen 'makul şüphe' ve 'kayyım' uygulamasına derhal son vermelidir. Makul şüphe ve kayyım uygulamaları bırakınız özel sektör yatırımlarını desteklemeyi ve artırmayı, bırakınız Türkiye'nin yatırım ortamını geliştirmeyi, tam tersine özel sektörü korkutmakta, yerli-yabancı sermayeyi ve yatırımları yurt dışına kaçırma boyutuna ulaşmakta, bütün ekonomik özgürlükleri torpilleme, büyümeyi ve istihdamı vurma, ekonomik krizi derinleştirme, istikrar ve güven ortamını yok etme, Türkiye'nin geleceğini karartma riski taşımaktadır." uyarısında bulundu. CİHAN