Hicretle geçen ömrünü, hicret diyarında noktalayan bir yiğit: Özkan Ersoy

Polonya'nın Varşova şehrinde hastane tedavi gören Özkan Ersoy vefat etti Yıllarını yurt dışında geçiren Özkan Ersoy'un yakın arkadaşı Muammer Burtaçgiray gurbette vefat eden hizmet gönüllüsünü yazdı

SHABER3.COM

MUAMMER BURTAÇGİRAY- Hizmetten.com 

Hizmetimizin sabikune evveli olan ve bizler için müşar-ü bi’l benan olan büyüklerimiz müstesna, bizler 80’li yıllarda üniversite eğitimi alırken Anadolu’nun bağrından çıkıp büyük şehirlere geldiğimizde maddi-manevi yalnızlığımızı, yetiştiğimiz kültür ortamında ki her türlü eksikliklerimizi giderdiğimiz, susuz çöllerde vaha iklimi misali kurtuluşa erdiğimiz bir hakikat idi; HİZMET.

Yine bizler tahdis-i nimet olarak gençliğimizin baharında başta Orta Asya’ya sonra daha farklı coğrafyalara, hayatını bir bavula sığdırarak yelken açan talihliler olduk.

Hiç unutmam Sibirya’da Baykal gölü kenarındaki Hizmet müessesinde çalışırken Rabbimizi tanıma bahtıyarlığına nail olmuş Aleksandr Bey “Ben arkadaşlara bakınca Allah’a olan imanım artıyor ”derdi. Bunu bir iltifattan çok yılların eğitimcisi (fizik öğretmeni) olarak bu genç arkadaşlar ile alınan başarı ancak Allah’ın inayeti ile olabilir manasında ifade ederdi.

Evet, gençtik, tecrübesizdik, hatta eğitim verdiğimiz Ingilizce diline bile çok hakim değildik ama herbirimiz yaşama ve yaşatma ideali ile dop doluyduk.

İşte bu yağız delikanlılardan biri de; geçen gün ruhunun ufkuna yürüyen, 1991 yılında hicretle başlayan ömrünü hakiki hicretle tamamlayan ÖZKAN ERSOY Beyefendidir.


Hayat serencanamesi İzmir (üniversite yılları), Malatya derken yurt dışına Azerbaycan (1991-1997), Bulgaristan (1997-2011), Polonya (2011-2021) olarak devam etti ve hicret diyarında gelecek nesillere bir ziyaretgah olarak, buraların tapusu mesabesinde rahmeti rahmana kavuştu.

90’lı yılların başında gidilen ülkelerde her türlü zorluklar vardı. 70 yıllık komünizmin geride bıraktığı zihniyet probleminden tutun da hayatın asgari müşterekler de devam ve temadisi adına ihtiyaç kalemlerini temin etmek, açılacak okulun tamirat-tadilatı için gerekli olan inşaat malzemelerinin teminindeki yaşanan yokluğa varıncaya kadar.



Rahmetli Özkan Bey de bu zorluklara  bilfiil yaşayarak katlanmıştı.

Ama edindiğimiz Kur’an’i terbiye kimseye şikayet ettirmiyor, ’’Güzel Görüp, Güzel Düşünmeye ve Hayattan Lezzet Almaya” bakılıyordu.

Zaten, zevali elem, lezzet vermiyor muydu ki…

Kıymetli dava arkadaşım, rahmetli Özkan Beyi tanıyanlar ”ömrünü iman ve Kur’an hizmetine adamış, hicretten hicrete koşan, çalışkan, tevazuu sahibi, müstağni hali, samimiyetinden dem vuruyorlar ki hepimiz buna şahidiz.

Azerbaycan günlerinden beridir Onu en iyi tanıyanlardan birisi diyebileceğim kıymetli büyüğüm Zafer Ayvaz Ağabey’in ifadeleri:

“Özkan Ersoy Bey kardeşim, 30 yıla yakın süreden beri tanıdığım, iman ve Kur’an hizmetinin halis bir şakirdiydi. Ruhu şad, makamı cennet olsun. Adı ve soyadı ile müsemma asil ruhlu, ciddi, fedakâr, mütevazi, hizmet aşkıyla dopdolu bir insan-ı kâmil idi. Problem çözmeye odaklı, kimseyi kırmadan fikirlerini özgürce beyan eden, sıkıntılara karşı fevkalade duyarlı bir şefkat kahramanıydı. Örnek bir Müslümandı. Haliyle, tavrıyla, duruşuyla ders alınacak bir mümindi. Bir hizmet insanı portresi çizin dense, drobuyla o portreyi tam temsil edebilecek örnek bir şahsiyetti. Vefatıyla beni derin bir üzüntüye gark etti. Yerinin doldurulmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Çok şefkatli bir aile reisiydi. Eşinin ve evlatların üzerine titrer, onların en güzel şekilde yetişmeleri için büyük çaba sarf ederdi. Arkada bıraktığı eşinin ve çocukların, onun manevi mirasını en güzel bir şekilde koruyacaklarına kalpten inanıyorum. Büyüklerine saygıda kusur etmezdi. Kendimi onunla karşılaştırınca ne kadar sığ olduğumu görüyorum. Rabbimizin takdirine saygısızlık olmasaydı, keşke daha uzun seneler yaşasaydı ve hizmetlerine devam etseydi demek isterdim. Kısa ömründe çok büyük hizmetlerin kazancını biriktirdi. Vefatı çok büyük bir boşluk oluşturdu. Son beş sene içinde çok kereler beraberliğimiz oldu. Kimseyi üzecek bir hareketine asla şahit olmadım. Dostlarının ve arkadaşlarının dünyevi ve ahirete müteallik meselelerini planlı ve programlı bir şekilde çözüme ulaştıracak yollar arar ve bunları mutlaka paylaşırdı. Kendi için değil, arkadaşları için yaşardı. Bir problemle karşılaştığımda çekinmeden baş vuracağım en yakın dostumdu. Şimdi düşünüyorum da yaşça küçük olmasına rağmen, beni talebeliğe kabul etmesini dileyebileceğim müstesna bir candı. Özkan Hocam, bizi yetim bıraktın. Yerin dolmaz. Rabbim sana mağfiretiyle muamele buyursun. Efendimiz (SAV) şefaatçin olsun. Ebedi alemde beni ve arkadaşlarımızı unutma. Rabbi Rahimimizin sana şefaat hakkı vereceğine gönülden inanıyorum. Allah Teala Sana rahmetiyle muamele buyursun.”



Bulgaristan da beraber oldukları dostu kıymetli Necdet Çelik Beyin ve sevdiklerinden bazılarının müşterek kanaatleri de şöyle:

“ Yurt dışındaki ilk 5 yılımda Sofya’da komşuluk yaptık Özkan Ağabeyle. Mantığı, muhakemesi çok güçlü biriydi. Hayat tecrübelerini paylaşmaktan çekinmeyen, konuşkan ve açık sözlü idi. Gençlik yıllarımda onun tecrübelerinden kendime prensip edindiğim çok hususlar vardır. Bulgaristan’da 14 yıl hizmet etti. Okulun açılış sürecinde, bakanlıktaki odalar arasında dolaşan dosyayı bir avcı titizliğinde takip etti. ‘Benim mesaim burada.’ der, neredeyse bir yılını bakanlığın koridorlarında kah bekleme kah koşuşturmaca ile geçirdi. O zorlu süreçte değerli dostluklar edindi. Onlarla münasebetini bayramlarda hep sürdürdü.’’

Drujba okullarında 8 yıl beraber çalıştığı Fahrettin Kurtulmuş, ”Hala onun kurduğu dostlukların kredisini kullanıyoruz. Dili iyi öğrendiği için çok kalıcı ilişkiler kurmuştu. Tanıyan herkes ondan sitayişle bahsediyor.” diye anlatıyor. Kurtulmuş, Özkan Ağabeyi, planlı çalışan, hedefine yürürken hakkaniyeti elden bırakmayan biri olarak tarif ediyor. Hizmet prensiplerine çok bağlı yaşayan Özkan Ağabey, Bulgaristan’dan ayrılırken, ‘Hayatımdaki gerçek dostlarım burada. Bir gün buraya gelip yeniden hizmet edeceğim.’ demişti yakın çevresine. Nasip olmadı.

Son dönemdeki danışmanlık görevini, birikimlerinin ışığında titizlikle yürüttü. İnsan ilişkilerine çok önem verirdi. Hizmetin hatırını sayarken, kişilerin haklarını kuyumcu hassasiyetinde korurdu. Şimdi Almanya’da muhacir bir ablamızın, onun vefatı üzerine ağzından dökülen şu sözler çok anlamlı: ”Karşısında sıkılmadan, yanlış anlar mı diye düşünmeden konuşabildigim bir Ağabeydi. Açıkgörüşlü, insana huzur veren bir duruşu vardı. Ara ara telefonla halimizi hatırımızı sorar, kendimizi değerli hissettirirdi.”

30 yıllık yurt dışı hayatında hiç bir ülkede dikili ağacı olmamıştı, Aziz Dostun.

Kalabalık bir ailesi olmasına rağmen küçük diyebileceğimiz bir evde yaşıyordu.

Yaşanan süreçten her hizmet ehli gibi  o da nasiplenmiş bir evladı Yeni Zelanda’ya gitmek zorunda kalmış, iki evladi Hollanda’da bulunmaktaydı. Adeta ailenin her bir ferdi farkli yerlere dağılmıştı.

Son zamanlarda iltica etmek zorunda kalarak Lehce öğrenmek için onca yaşına rağmen gençlere misal olacak şekilde dil kurslarina, meslek öğrenme programlarına devam ederek vatandaşlık için gerekli olan B1 sertifikasini almaya hak kazanmışdı. Ama gel gör ki kader ağını farklı örmekte ve adeta geçici oturumlar için uğraşma hakiki ve ebedi vatani asliye gel dercesine genç denebilecek, Hizmetimiz adına daha çok fikri, fiili, tecrübelerinden istifade edebilecek bir vakitte ruhunun ufkuna yürüdü. Bizzatihi yaşayarak elde ettiği bu imkanı kendisi gibi durumda olanlar için teşvik etmek için her mahvilde anlatır, dertlenirdi.

Vazife olarak gitmesi gereken ülkelere sık sık giderek bu süreçte insanlara yardımcı olmaya çalışır, dertlenir, yeni projeler geliştirir, fikirler üretir ve arkadaşları ile paylaşırdı….

Son zamanlardaki rahatsızlığı, çektikleri bir beşer olarak olabilecek taksirati için de keffaretuz zünub olmuştur ve inşallah tertemiz Rabbi Rahime nail olmuştur. Haklarımız helal olsun.

Hasılı, O şimdi hakiki ebedi aleme intikal etti, bizler geride bıraktıkları sevenleri, dava arkadaşları hayrul halefler olarak irademizin hakkını vermek, sebeblere riayet etmek için gayret etmekle mükellefiz.

Aziz hatırası, ailesi bizlerden vefa beklemekte.

Rabbim tüm geçmişlerimize rahmeti ile muamele buyursun. Bizler de bu hakikat ile hallendiğimizdeiİman ve Kur’an dairesi içerisinde nefesimizi tüketmeyi nasip ve müyesser eylesin. Amin.
<< Önceki Haber Hicretle geçen ömrünü, hicret diyarında noktalayan... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER