Cezaevinde tutuklu bulunan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, zulümle âbâd olunamayacağını, küfür devam etse bile zulmün devam etmeyeceğini bildirdi.
Karaca, cezaevinden yazdığı mektupta; toz, duman, kan ve zulmün çaresinin eğitim ve eğitilmiş nesiller olduğunu vurguladı. Zaman gazetesinde yayınlanan söz konusu mektup şöyle:
"Son birkaç yılda yaşananlar, yakın ve uzak tarihimizde belki de hiç görülmedi, duyulmadı.
Zulümler birbirini kovalıyor. Korkunç baskılar toplumun nefes alma alanlarını daraltıyor.
Masumlar, hatta minicik bebeler terörist muamelesi görüyor. Artık söz bitti, kelimeler iflas etti.
Hayatında karakol yüzü görmemiş insanlara, eğitim yuvalarına silahla, yüzlerce polisle baskınlar yapana ne diyeceksin?
Kafa kesip bunu da din adına yapanlar var. Hele bunlara ne diyeceksin?
Bunca tozun/dumanın, kanın/zulmün çaresi eğitim. Eğitilmiş nesiller.
Bir Batılı başbakan göreve ilk geldiğinde '3 şey benim için önemli' demişti: 'Eğitim, eğitim, eğitim.' Bana da sorsanız ben de eğitim derim. Bu kadim toprakların huzur içinde yaşaması için sonuna kadar eğitim. Bizim kendi öz değerlerimiz de bunu demiyor mu zaten?
Terör belasıyla yaka-paça olduğumuz bu günlerde yetkileri elinde bulunduranlarsa ne yapıyor? Ellerine almışlar silahları, kreşten üniversiteye eğitim yuvalarına baskına gidiyorlar. Kendilerini akıllı görüyorlar ya. Okul basarak neye hizmet ettiklerini herhalde biliyor, görüyorlardır.
Minnacık yavruların da okulu üniversitesi basılan öğrenciler hatıralarında hep bu kareler duracak. Aman Allah'ım 'Eğitim yuvaları nasıl basılır' diye hafızalarından silinmeyecek.
Tablo gayet net. Tarih bunu da yazıyor. Bu zulmün parçası olanlar kâbustan uyandıklarında "eyvah, aldandık" diyecekler ama nafile. 'Eyvah'larla dağları inletseler bu vebalin altından kalkamazlar.
Girdikleri hakların hesabını veremezler. Kıyamete kadar da yaşasalar bu dünya hayatı bitecek. Hesap vermek için mahkeme-i kübra kurulacak. O zaman görüşeceğiz.
Aldanıyorsunuz. Zulmü aslında kendinize yapıyorsunuz. İnat size hiç kimsenin yaptırmadığını yaptırıyor. Ve dünyada en huzursuz kimse; içinde haset tutandır, bunu herkes biliyor.
Acı bir hayat sürüyorsunuz. İtibar falan kalmadı. Mensubu olduğunuz dine ters hareket ediyor, battıkça batıyorsunuz.
Efendimiz'in (sas) mübarek torunu Hz. Hasan'ın (ra) şehit edilmesini anlayabilmek nasıl zorsa; aynı kıbleye dönen, aynı Allah'a (cc) kulluk yapan insanlara, karınca ezmeyen masumlara terör örgütü muamelesi yapmak da benzer bir şey olsa gerek.
Haset, kin, para hırsı her şeyi yaptırabiliyormuş, bunu gördük.
Yaşananlara kader der, kaderde varsa kederlenmeye değmez der, zindanda yaşamaya devam ederim. Nasıl olsa bu yaşananlar bir gün biter. Bu zulmü yapanlardan; hem hukuk karşısında, hem Rabb'im huzurunda davacıyım.
Biz mütevekkil insanlarız. Allah'a sığınır, ondan bekleriz. İlahi adalete inancımız sonsuzdur. Zulümle âbâd olunamayacağını biliriz.
Deriz ki: Küfür devam eder; zulüm etmez, edemez."
CİHAN