Avukat Fikret Duran açıklamasında, "Müvekkillerin ve diğer sanıkların kendilerini savunabilmeleri için hem iddianameye hem de iddianamenin eklerine ulaşmaları gerekiyor.  Cumhuriyet Savcılığı malesef dosyanın sadece belli bir kısmını mahkemeye gönderdiği için asıl yekûne ulaşamıyoruz. Biz dijital ortamda ölçtüğümüz zaman 30 TB büyüklüğündeki bölümün mahkemeye gönderilmediğini ve bunların tamamının tutuklanan sanıkların lehine olan belgeler olduğunu tespit ettik. Bu belgelerin müvekkillerin kendilerini savunamaz konumda bırakılması için adeta seçilerek mahkemeye gönderilmediğini ve Cumhuriyet Savcısının kendi uhdesinde tuttuğunu tespit ettik." dedi.

"İnsanların kendilerini savunabilmeleri için dosya eklerinin orijinallerinin incelenmesi gerekiyor. Bu dosya eklerinin cezaevinde tutuklu bulunanlara tebliğ edilmesini istediğimiz zaman şöyle bir sorunla karşılaştık. Silivri Cezaevi Yönetimi sayfa başına 25 kuruş para istiyor. Sadece savcının gösterdiği kısmı bile alabilmek için her bir sanığın 15 Bin TL parayı cezaevi yönetimine ödemesi gerekiyor. Normalde ceza uygulamasında böyle bir uygulama yoktur. Harç yoktur, para yoktur istediğiniz belgeye istediğiniz şekilde temin edebilirsiniz." 

"Anayasa Mahkemesi aynı şekilde mağdur edilen Hidayet Karaca ve Can Dündar dosyaları arasında farklı kararlar verdi. AYM'nin neredeyse 1 yıldır tutuklu bulunan Gültekin Avcı'nın dosyasını gündemine dahi almaması bu konuda ikircikli davrandığını ortaya koymaktadır. Buradan hareketle net olarak şunu diyebilirz ki AİHM'e gidebilmek için iç hukukun yollarının tüketilmesi şartı Türkiye'de fiilen ortadan kalkmıştır.'

SAMANYOLUHABER.COM