FARUK MERCAN - SAMANYOLUHABER.COM
Hindistanlı profesör Anwar Alam’ın Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet hareketi üzerine yazdığı 356 sayfalık “For The Sake Of Allah” (Allah Rızası İçin) kitabını dipnotlarına kadar baştan sona okudum.
Prof. Alam, yeni yayınlanan kitabında Hizmet hareketine objektif bir bakış getiriyor ve bir çok akademik görüşe yer veriyor. Ama kitabın verdiği üç ana mesaj söyle:
1. Fethullah Gülen sadece İslam’ın doğru yaşanmasından bahsetmedi, İslam’ın çağımıza uygun bir formatta temsili üzerinde de aynı ağırlıkta durdu. Hizmet okullarının dünyanin her tarafında kabul görmeleri ve başarılı olmalarının arkasında, İslam’ın değerlerinin çağa uygun bu temsili var. Yirminci yüzyılda İslam’ın yaşadığı krize çare arayışları oldu, Pakistan’da Fazlurrahman ve Mevdudi, Mısır’da Hasan El Benna, İran’da Humeyni hareketi ortaya çıktı. Ama İslam’ın değerlerini çağımıza en uygun formatta taşımaya Hizmet hareketi muvaffak oldu. Nasıl ki İmam Gazali, İmam Rabbani, Mevlana Halid Bağdadi ve Bediüzzaman Said Nursi kendi dönemlerinde İslam dünyasının derdine çare oldular, aynı şekilde Fethullah Gülen, geçmişteki bu tecdit hareketlerinden ilham alan günümüzün tecdit hareketidir ve Erdoğan’ın bütün yok etme gayretlerine rağmen, inkitaya uğramadan ve sarsılmadan insanlığa hizmet sunmaya devam edecek…
2. Fethullah Gülen, tıpkı Gandi gibi hayatının her döneminde hep legal sınırlar içinde kaldı. Bütün baskı dönemlerinde hep hayatın içinde oldu ve hiçbir zaman illegal zemine sapmadı. Bugün Erdoğan rejiminin bütün hukuksuzluklarına aynı şekilde cevap veriyor. 50 yıldan beri sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada Hizmet mensuplarının bulundukları ülkelerde kanunlara aykırı bir işin içinde olduklarına dair bir tane bile örnek gösterilemez. Erdoğan rejimi Hizmet hareketinin kanunlara aykırı bir fiilini bulamadığı için çaresizlikten terör örgütü diyor. Erdoğan’in Hizmet hareketini yok etmek için devlet gücünü kullanarak yaptığı faaliyetlerin Türkiye’de ve uluslararası hukukta kanuni bir temeli yok. Bu sebeple demokratik sorunlar ve hukuk problemleri yaşayan bazı ülkeler hariç, dünyanın hiçbir yerinde Erdoğan’a itibar edilmedi.
3. Hizmet hareketi ve Erdoğan’ın siyasi hareketinin bir döneme kadar beraber oldukları, müttefik gibi hareket ettikleri tezi doğru değil. Fethullah Gülen’in 80 yıllık hayatına ve Hizmet hareketinin temsil ettiği İslam anlayışına bakıldığı zaman böyle bir beraberliğin mümkün olmadığı görülecektir. Gülen’in en baştan itibaren söylediği şey, dinin siyasi ve ideolojik bir mesele olmadığıdır, böyle bir hareketin siyasi İslam’la beraberliği olamaz. Hizmet hareketinin 2012 yılına kadar AK Parti ile beraber gibi gözükmesinin sebebi, bu dönemde Avrupa Birliği’nin baskısıyla Türkiye’nin demokrasi yolunda olmasıdır. Gülen, Türkiye’nin hak, adalet, eşitlik ve demokrasi gündemine destek verdi.
Geçtiğimiz günlerde Fethullah Gülen Hocaefendi’yi ziyaret ettim ve kendisine Prof. Alam’ın kitabının bu muhtevasından bahsettim.
Hocaefendi, “Bu mesajların dünyada duyulması lazım” cevabını verdi. Prof. Alam’ın, ”Gülen Türkiye’nin hak, adalet, eşitlik ve demokrasi gündemine destek verdi” tespitine, daha önce bir kaç defa vurguladığı gibi inkisarla şu karşılığı verdi: “Aldandık…”
Hocaefendi’nin “Le Monde” gazetesinde 25 Şubat 2019 günü yayınlanan makalesi, Peru’dan Afganistan’a, Rusya’dan Bosna’ya kadar dünyanın bir çok ülkesinde büyük gazeteler tarafından aynen yayınlandı. Rusya’da makaleyi “Pravda” gazetesi yayınladı.
Güneş balçıkla sıvanmaz.
Devletler arası politika gereği Türkiye’deki rejimin ömrü biraz daha uzamış olsa da kalıcı değil… Çünkü sadece bölge için değil, bütün dünya için tahripkar bir rejim bu… İnsanı için Venezuela’daki Maduro rejiminden belki yüz kat fazla tahripkar Türkiye’deki Erdoğan rejimi…
Dünyanın bazı problemli coğrafyalarında el koydukları Hizmet okullarında çocuklara, “Erdoğan, doğum günün kutlu olsun” şarkıları söyletiyorlar ve üstelik bu görüntüleri yayınlıyorlar.
Hizmet mensuplarının bu okullarda ortaya koyduğu temsile bakın bir de bu zihniyete… Bu ülkelerin insanları da nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduklarını herhalde anlayacaklardır.
Hocaefendi, bir süre önce Avustralya’dan gelen biri akademisyen, diğeri gazeteci iki misafirine, Türkiye’nin gidişatı ve dünyanın tavrı için, “Sonunda insanlığın vicdanı galip gelecek” demişti.
Evet dünyada insanlığın vicdanı galip gelecek ve Erdoğan’ın propagandalarına aldanan İslam dünyasının bir kesimi de sonunda uyanacak.
İslam tarihine bakın, İmam Gazali, İmam Rabbani, Mevlana Halid Bağdadi ve Bediüzzaman Said Nursi çizgisi galip gelmiş…
Bize düşen görev, aktif sabır makamının gereğini yapmak…