ETHEM ÇELEBİ- SAMANYOLUHABER.COM
Türkiye’deki ekonomik kriz her geçen gün daha da derinleşiyor.
Açlık ve sefaletin pençesindeki halk, çarşıya, pazara çıkamaz hale geldi.
Elektrik ve doğalgaz faturaları halkı canından bezdirdi. Temel gıda maddelerinin dahi yanına yaklaşılamıyor.
AKP iktidarının 20’nci yılında halk artık kuru ekmeğe, soğana muhtaç hale geldi.
Halk ekmek büfelerinin, Tarım Kredi marketlerinin önündeki kuyruklar uzadıkça uzuyor.
İnsanlar bir kaç lira tasarruf edebilmek için kar kış demeden saatlerce kuyrukta bekliyor.
Sokak röportajlarına yansıyan manzara, Türkiye’nin, halkın içine düştüğü içler acısı hali yansıtıyor.
Sol Tv’nin Youtube kanalına konuşan yaşlı bir teyze, “Ben çöp topluyorum, hurda topluyorum, plastik topluyorum. Onun bunun artıklarını, verdiklerini yiyorum. Ben bu işi yaparken onun vicdanı rahat mı Allah aşkına? Erdoğan’ın vicdanı rahat mı? Helal ediyor muyuz? Ben etmiyorum, asla etmiyorum. Haram olsun” sözleriyle serzenişte bulundu.
Semt pazarlarındaki tablo çok vahim. Patlıcan 25-30 lira biberler 20-25 lira ve salatalık 20-25 lira aralığında satılıyor.
“Hıyar” bir hakaret ifadesi olmaktan çıktı, “Bey” haline geldi.
Gramlı satış dönemi çok başlamıştı ama artık sebzede taneli satış dönemine de geçildi.
Türkiye’de çarşıya pazara çıkabilenler bizzat yaşıyor, gidemeyenler ise sokak röportajlarından izliyor içler acısı manzarayı.
Çöpte küflü ekmek ve atık sebze meyve arayanlar, market çalışanlarına çöpe atılacak gıdaları kendisine vermesi için yalvaranlar, daha neler neler…
Alışveriş yapamayan vatandaş kadar, pazarcı esnafı da ağlıyor.
AKP’lisi de ağlıyor, CHP’lisi de MHP’lisi de… Cem Yılmaz’ın ifadesiyle hırsızlar ve aklı evveller dışında herkes feryad figan.
Yaşınız ister 40’ın üzerinde olsun ister altında; bilin ki, Türkiye ikinci dünya savaşından bu yana hayatın bu denli pahalı olduğu, sefaletin gırtlağı aştığı bir dönem yaşamadı.
Peki Türkiye bu hale neden ve nasıl geldi? Bir anda ve sebepsiz yere mi oldu her şey?
Pazarcı esnafı pahalılığın sebebini taşımacılıkları çok yüksek maliyetlere, yani Mehmet Cengizlerin geçiş garantili otoyollarının ve köprülerinin geçiş ücretlerine bağlıyor.
“Milletin … “ diye başlayan küfürü eden Erdoğan’ın gözdesi Mehmet Cengiz ve şürekası var yda, onlara işte.
Mehmet Cengiz, Erdoğan’ın kapattığı 25 Aralık soruşturmasının merkezindeki isimdi.
Nihat Özdemir, Naci Koloğlu, Cemal Kalyoncu ve Mehmet Nazif Günal da soruşturmanın diğer önemli şüphelileriydi.
Devletten milyarlarca dolarlık ihaleler aldılar, soygun düzeni kurdular.
Kara para tezgahı ile aklanan paranın miktarı 87 milyar Euro idi.
Geçiş garantili köprüler, otoyollar ve mazota gelen astronomik zamlar kamyoncu esnafının da belini büktü.
2021 yılının Haziran ayında, yani dövizin ve akaryakıtın bugünkü fiyatının yarısı olduğu günlerde, Hatay’dan İstanbul’a bir kamyonun gelişinin kamyoncu esnafına maliyeti 4 bin 500 lira idi.
Şimdi bu rakam 2 katına çıktı ve 10 bin liraya dayandı.
Haliyle tarlada 5 lira olan ürün pazarda, markette 15-20 liradan satılmaya başlandı.
Esnafın boynuna yüklenen elektrik, doğalgaz, vergi ve asgari ücretin zammı maliyetini de hesap ettiğinizde, hıyarın nasıl “Bey” haline geldiğini anlamanız mümkün oluyor.
Elbette ki pazarcı esnafının izah ettiği üzere, en büyük maliyet geçişin zorunlu ve garantili olduğu köprü ve otoyolların ücretlerinden kaynaklanıyor.
Kamyonlar Osmangazi Köprüsüne yaklaşık 500 lira ve geçmek zorunda oldukları Yavuz Sultan Selim Köprüsüne de 150 lira ödüyor.
İstanbul’a ulaşana kadar kat ettikleri otoyolların ücretleri de cabası.
Geçişlerin Hazine garantisinde olması nedeniyle “Ben köprüden geçmiyorum, otoyolu da kullanmıyorum. Beni ilgilendirmez” diyen AKP’liler de ödüyor Mehmet Cengizlere aktarılan milyarlar.
5 liraya aldıkları hıyar için artık 25 lira ödemek zorunda kalarak bir kez daha ödemiş oluyorlar.
100 lira olan elektrik faturasının 300 liraya çıkması yüzünden Mehmet Cengizlere bir ödeme daha yapıyorlar.
Erdoğan’ın kurduğu havuz sistemi sayesinde, Mehmet Cengiz hayallerini gerçekleştiriyor.
Elbette pastadan asıl payı Erdoğan alıyor.
Çünkü fahiş fiyatlı bu ihaleler, yollar, köprüler, Erdoğan’ın payını alabilsin diye alabilsin diye yapılıyor.
Yolsuzlukların, hırsızlıkların üstünün örtülmesine destek olan, görevlerini yapan polis ve savcıların hapse tıkılmasına alkış tutan AKP’liler de ağlıyor hıyar 25-30 liraya çıktı diye .
Oysa ki perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.
Sırf para için, rant için hukuksuzluklara, hırsızlıklara, yolsuzluklara destek olurken, faturayı er ya da geç sizin de ödeyeceğinizi düşünmediniz.
İkazlara kulaklarınızı tıkadınız.
Hukukun olmadığı yerde ekmeğin de olmayacağını hesap edemediniz.
Şimdi de “açız” deyip ağlıyorsunuz.
“Ohh olsun” diyecek değilim elbette. Zararın neresinden dönersen kardır.
Ama en azından şu anki açlık ve sefaletin nedenini fark edin.
Hiç olmazsa şimdi yakasına yapışın hırsızların.
Sağda solda adres aramayın;
“Hıyar bey”in hesabını gidin Mehmet Cengiz’den ve onun ağababasından sorun!