Cihan Memur Sendikaları Konfederasyonu ve Aksiyon İşçi Sendikaları Konfederasyonu meşru faaliyetlerini suçmuş gibi sunuldu ve OHAL KHK'larıyla kapatıldı. Sendika yöneticileri hapse atıldı Üyeleri de işsiz bırakılıp açlığa mahkum edildi. Peki sendika konusu nedir? Hizmet Hareketine yakın çalışanlar neden sendika kurma ihtiyacı hissetti? Sendikalar hangi hukuksuzluklarla karşılaştılar? Sendikalara üye olanlar ne ile karşılaştılar.
KHK'yla kapatılan Cihan-Sen ve Aksiyon İş sendikalarının yönetici veya üyesi olmuş bir grup eski sendikalı, hukuki ve yasal sendikal faaliyetleri suçmuş gibi gösterenlere karşı yeni bir mücadele başlattılar. Türkiye'deki, hukuka erişimi engellenen , kanunsuz şekilde hapse atılan binlerce çalışanlar adına seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Hizmet Hareketine yakın çalışanların başlattıkları sendikal faaliyeti, Akıllardaki soruları Kapatılan Aksiyon Işçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Sekreteri ve Mağdur Emekçiler Platformu sözcüsü Muammer Burtaçgiray ile konuştuk.
Samanyoluhaber: Muammer Bey öncelikle bir platform kurdunuz. Onun için hayırlı olsun diliyoruz. Nasıl bir ihtiyaçtan doğdu platformunuz
Muammer Burtaçgiray : Türkiye'deki hukuksuzluğa karşı Yurt dışına çıkabilmiş bir grup sendika yoneticisi ve üye arkadaşlarımızla Türkiye’deki yaşanan hukuksuzlukları duyurmak,uluslararası sahada hukuki mücadele verebilmek , uluslararasi kurumların yaşanan mağduriyetlere dikkatini çekmek, mağdur arkadaşlarımıza dayanışmamızı göstermek amacıyla 'Mağdur Emekçiler Platformu' adı altında bir araya geldik. Aslında tamamen dayanışma ve kollektif akılla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Maksadımız haklı olmaktan kaynaklanan güç ve enerjimizle her türlü platform ve atmosferde mücadelemize devam etmek. Yurt dışına çıkabilmiş arkadaşlarımızın adaptasyonlarını kolaylaştırmak için bir arada durmanın önemine inanıyoruz. Gerçekten insanlar belli mağduriyetler yaşamaktalar . Dayanışma içerisinde olmak , daha önce yaşanan tecrübelerden yararlanmak çok önemli . Bir de sendikalarımız bazı hukukçu üyeleri de yurt dışıne çıkabildi. Onların aracılığı ile mağdurlara hukuki destek verebilmek istiyoruz
SAMANYOLUHABER: Peki Hizmet hareketi neden sendika kurma ihtiyacı hissetti. İnsanlar bu sendika aracılığı ile fişlendiler. 15 Temmuz sonrası mağdur edildiler. Acaba zulme gerekçe mi hazırlandı gibi bazı sorular var.
MB: Öncelikle şunu belirtmek isterim Hizmet Hareketinin her kesimden tenkit edildiği hususların başında “Şeffaf olmadığı , kapalı bir mekanizma içerisinde faaliyetlerini yaptığı ” düşüncesi ve söylemi olmuştur. Sendikal faaliyetler tam da bu noktada bu düşünceleri ve iddiaları çürütüyor. Hangi şeffaf olmayan düşünce tüm faaliyet ve üyelerini devletin mekanizmalarına kayıt ettirerek hayatını devam ettirmeyi düşünebilir. Hizmet Hareketi gönüllüleri içinde önemli ve kafa karışıklığına sebebiyet veren bazı sorular olabilir . Acaba hem kamu sendikaları hem de işçi sendikaları kurularak fişlemeye yardımcı mı olundu? Zulm edenlerin işleri kolaylaştırıldı mı? Önce şunu belirtmek isterim Kamu çalışanlarının kurduğu Cihan Memur Sendikaları Konfederasyonu en fazla olduğu dönemde ki üye sayısı ancak 30 bini bulmuştu.
Ama bugün baktığımızda KHK ile atılan memur sayısı 150 bini geçmiş durumda . Kaldı ki CİHANSEN’in üyeleri içerisinde her türlü düşünceye , felsefeye ve yaşam tarzına ait insanlar bulunmakta idi. Yani yaşanan mağduriyetlere sebep olanlar ve bu zulmü işleyenler kurdun kuzuyu yeme hikayesinde ki bahane gibi çoktan bu fişlemeleri yapmışlar ve 15 Temmuz darbe tiyatrosunu kendi ifadeleri ile bir nimet kabul etmişlerdir.
Burada su husus unutulmamalıdır ki bugün bu zulmu isleyenler aslında Hizmet Hareketinin sahip olduğu İslami kimliğe ve düşünceye karşı beslenilen kin,nefret ve düşmanlığın neticesinde yaşanılan mağduriyetlere sebebiyet vermişlerdir. Bir algı olarak bu düşünceye kapı açıldığında “neden eğitim müesseseleri açtığımız , neden iyi insan yetiştirmek için burslar verdiğimiz gibi kendi varlığımızı sorgulayacağımız bir tenakuza düşülebilir
.
İşçi sendikalarında da durum daha da net. Aksiyon işçi sendikaları konfederasyonu’na kapatıldığında 18 sendika bağlıydı. Bu sendikalara üye olanlar daha çok hizmet hareketi ile ilişkilendirilen kurum ve şirketlerde çalışıyordu. Bir çoğu itibariyle Bank Asya, Zaman Gazetesi, Samanyolu TV , Özel okullar ve dershanelerde çalışanlar bu sendikalara üye idi . Hem sendikalar hem de bu kurumlar aynı KHK ile kapatıldı. Bu müesseselerde çalışıp sendika üyesi olmayanlar da mağdur edildi
(23 Temmuz 2016 tarih 667 sayılı KHK)
Samanyoluhaber.com Burada araya girmek istiyorum . Çok sorulan bir soru da 20 sendika bir anda nasıl kuruldu.
M.B. Özellikle Yandaş medyada çıkan gazete manşetlerinde bu soru çok vardı Uzun yillardan beri hizmet gönüllüleri dernek tüzel kimliği ile emekçilerin sosyal ve kültürel yaşantılarına katkıda bulunmak, rehberlik yapmak, iş, aile, çevre yaşantılarına pozitif değer katmak maksadıyla yapılan faaliyetlerde bulunulmakta idi.
Ancak gelinen şartlarda işçilerin ya da işverenlerin iş, kazanç, toplumsal ve kültürel konular yönünden çıkarlarını korumak, yeni haklar sağlamak ve onları daha da geliştirmek için dernek tüzel kişiliği yeterli olmadı. Yine T.C. Anayasası'nın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ve diğer Uluslararası Hukuk kuralları tarafından korunan sendikalar kurulmaya başlandı. Bütün bu kurallar , ulusal ve uluslararası mevzuatlar tüm işçi ve memurlara özgürce sendika kurma ve sendika üyesi olma hakkı tanımaktadır.
Türkiye geneli zaten var olan işçi dernekleri , federasyonlar ve ust çatı olan MULKON(Mulayemet Çalışanlar Konfederasyonu) üyeleri hızla ve ortak hareket etmeleri neticesinde çok rahatlıkla ayrı işkollarında sendikalar kuruldu . Aslında yeniden bir yapı değil var olan dernekler kabuk değiştirdi. Aslında o derneklerin bir kısmı faaliyetlerine devam da ettiler
SAMANYOLUHABER: Peki sendikalar ne gibi faaliyetlerde bulundular
M.B. Kurulur kurulmaz demokrasi kültürünün toplumumuzda gelişmesini önceledik. Türkiye genelinde üyelerimize ailelerine yönelik sosyal ve kültürel faaliyetlerin yanında , demokrasi kültürünün başta kendi üyelerine kazandırılması için özgün çalışmalar yaptık. Seminerler , sempozyumlar, konferanslar, yurtiçi-dışı geziler, piknikler organize ettik. Üyelerimizin çocuklarını için burs programları düzenledik. Türkiye de günden güne artan hukuksuzluktan ve yönetimin baskıcı ve otoriter uygulamalarına karşı ve demokratik mücadele verebilmek için “Özgürlük ve Demokrasi Platformu’”nun kuruculuğunu yaptık.
SAMANYOLUHABER:Tabi bu arada baskı ve hukuksuzluklarla da karşılaştınız
M.B Tabiki bir çok engelleme ile ve baskı ile karşılaştık. Önce üyelerimize baskı yapıldı. Toplu iş sözleşme yapabilme hakkımız elimizden alınmak istendi Hükümet sadece 2013 'ten sonra kurulan sendikalar için yani bizim için özel bir kanun çıkarttı. Ancak bu Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Yani o dönem hukuk biraz işliyordu. Ardından binlerce üyemizin olduğu Dershaneler hukuksuz bir şekilde kapatıldı.
Samanyoluhaber : Sonra 15 Temmuz kontrollü darbesine gelindi. Ondan sonra neler yaşandı
M.B. Aslında Biz sendikalar olarak 15 Temmuz Darbe Tiyatrosundan hemen sonra 16 Temmuz günü darbe girişimini şiddetle kınayan bir açıklama yayınladık. Anti demokratik bu girişimi şiddetle reddetmiş , planlayanları ve destekçilerini kınamış, başta emekçiler olmak üzere bütün toplumu demokrasinin, hukukun, meşruiyetin yanında olmaya çağırdık. Ancak bu kınadığımız girişim yine emekçileri ezmek baskılamak için kullanıldı. İktidar bu tiyatroyu OHAL ilan etmek ve antidemokratik uygulamaları için bir “nimet” olarak kabul etti İlk iş hiç bir somut delile dayanmaksızın sendikalarımız ve üyelerimiz darbe girişimi ile ilişkilendirildi. Sendikalarımız 23 Temmuz tarihli 667 sayili KHK ile kapatıldı. Bütün mal varlıklarına el konuldu emekçilerin hakları gasp edildi . Şimdi AKSİYON-İŞ merkez ofisi yandaş bir TV'ye peşkeş çekilmiş durumda . Yönetici ve üyeleri gözaltına alındı. Evlerinde , araçlarında, işyerlerinde hukuksuz aramalar yapıldı . Kayyım atanan iş yerlerinde sendikalarımıza üye emekçiler tazminatsız işten atıldı. SGK kayıtlarına notlar düşülüp başka yerlerde iş bulmaları da engellendi. Özel okul ve Dershanelerde öğretmenlik yapanların öğretmenlik sertifikaları da iptal edildi . Özel sektör çalisanları olarak 100,000 emekçi işsiz bırakıldı. (KHK ile kapatılan okul, üniversite, hastane televizyon gazete gibi kurumların yanı sıra kayyım atanan şirketlerdeki emekçilerin takribi sayısı)
Türkiye’nin içerisinde bulunduğu şartlar gereği tabanda işinden, aşından olmuş emekçi sayısının gerçek rakamlarını tespit edemiyoruz.
Samanyoluhaber : Peki yargılanan yöneticiler ve üyelerin iddianamelerinde neler var? Ne ile suçlanıyorlar
M.B. Yargılanan sendika yöneticileri ve üyeleri aslında büyük hukuksuzluklarla karşılaştıkları yargılama sürecinde daha da ortaya çıktı. Uzun süre iddianameleri hazırlanmadı. Cezaevinde ne ile suçlandıklarını bile bilmeden tutuklu kaldılar. Hazırlanan iddianamelerde de gerçeklikten kopuk iddialar, yandaş gazetelerden toplanmış haberler, sendikal faaliyetler delil olarak sunulmuş. Hatta sendikacı arkadaşlarımız kendi iş kollarıyla ilgili yaptıkları açıklamalar ve demeçler bile suç sayılmış . Hatta iktidar partisi üyelerinin kaldığı otelde konaklamak bile delil diye sunulmuş...
SAMANYOLUHABER: Türkiye'de yaşanan hukuksuzluğa karşı mücadele etmek için neler yapıyorsunuz?
M.B. : Tabi yaşanan süreçte Türkiye'de hayat hakkı tanınmayan bir grup sendika yöneticisi ve üyesi doğal olarak yurt dışına çıkmak zorunda kaldı. Yani yurt dışına çıkabilen arkadaşlarımız Türkiye'de bıraktıkları arkadaşlarına karşı , ailelerine karşı , tarihe karşı sorumlu hissetiler kendilerini. Ayrıca yurt dışında yaşamak ta kolay değil. Bizler yıllardır sabit gelirle yaşayan insanların , dillerini bilmedikleri ülkelerde yaşamaları zordur. Ancak aynı düşünceyi paylaşan insanların dayanaşması ile çözülür bir çok problem . Oncelilkle Türkiye’deki yaşanan hukuksuzlukları duyurmak, uluslararası sahada hukuki mücadele verebilmek, uluslararası kurumların yaşanan mağduriyetlere dikkatini çekmek için bir araya geldik. Tabi bir başka hedefimiz de yurt dışına çıkabilmiş arkadaşlarımıza fikri-fiili-hukuki destek verebilmek, bulundukları ülkelerde adaptasyon-entegrasyon saglanabilmesi icin gerekli faaliyetlerde bulunmak. Bu düşünce giderek yaygınlaştı ve (MAĞDUR EMEKÇİLER PLATFORMU-VICTIMS LABORERS PLATFORM) ortaya çıktı .
SAMANYOLUHABER: Peki bugüne kadar ne gibi faaliyetlerde bulundunuz?
M.B. : Öncelikle bir araya gelmek için yani platforma katılanların sayısını artırmak için çaba harcadık. Sosyal Medya hesaplarımızın yanı sıra ( www.sendikalhaklar.com) isimli bir internet sitesi kurduk. Bu site ve sosyal medya hesapları(@victimLaborers)(Youtube:Victim Laborers Platform) sayesinde mağdur bir çok kişiye ulaştık. Mağdurlara rehberlik yapmak için bu siteden yazılar yayınladık . Ayrıca Türkiye de yaşanan magduriyetler ve hukuksuzluklara dikkat çekmek için uluslararası Amnesty,Global Partnership for education gibi bazı kurumlarla irtibata geçtik .
Avrupa daki meslek grupları STK-Sendikalar ile irtibat halinde görüşmeler yapmaktayız. Aslında beklediğimizden sıcak karşılandık . Bir çok arkadaşımıza destek verdiler Ayrıca Önümüzdeki günlerde çalışma grupları oluşturup mağduriyetleri ortaya koyan raporlar hazırlayacağız. Birlesmiş Milletler Çalışma Hayatı ile ilgilenen birimleri ve İLO(Uluslararasi Calisma Orgutu) ile irtibata geçtik . Tarihi sorumluluklarımız gereği bu yaşananaları demokrasi mücadelesinde tarihe not düşmek içinde kayda almak zorunlulugumuz bulunmakta. Bugün yazılacak raporlar , geleceğin dünyasını inşa ederken gelecek nesillere bırakacağımız önemli evraklar olarak tarihte yerini alacaktır.
Hasılı haklı olmaktan kaynaklanan güç ve enerjimizle her türlü platform ve atmosferde mücadelemize devam etme azmi ve kararlılığı içerisindeyiz . Çetin Altan'ın dediği gibi enseyi karartmaya gerek yok.
SAMANYOLUHABER: Son olarak Henüz size ulaşmayan veya sizin irtibat kuramadığınız mağdurlara ne gibi bir mesajınız var?
M.B : Biraz önce söylediğim gibi Enseyi karartmamak gerekiyor. Biz emekçi insanlarız, bugüne kadar hep emekten aldığımız güç ile hayatımızı devam ettirdik. Türkiye'de ve yurt dışında da olsak bu değişmeyecek. Baskılara boyun eğmeden yolumuza devam edeceğiz. Sadece bu zamanda daha fazla dayanışmaya ihtiyaç var. Bunun için Platformuz ile irtibata geçmeye çağırıyorum her mağdur emekçiyi. Bir birimizle tecrübelerimizi paylaşıyoruz. Bazı hukukçu üyelerimizin gönüllü katkılarıyla hukuki destekler verebiliyoruz. Bazı üyelerimizin oturum , eğitim gibi problemleri çözüldü bu arada . Zira inanıyoruz ki bir gün Hukuk geri döndüğünde Ahmet Altan'ın güzel bir sözü var 'Hukuk Ölmez' diye Bütün hakikatler gün gibi açığa çıkacak ve 'Zeval-i elem lezzet verir' fehvasınca birer yadi cemil olarak hatırlanacaktır. O zaman geldiğinde mühim olan tek şey bu zamanda nerede durduğunuz olacak .
Çok teşekkür ederim açıklamalarınız için Çalışmalarınızda başarılar dilerim