Hizmet Hareketi'nin sivil toplum faaliyeti yürüttüğünü hatırlatan avukatlar, "Başlangıcı, toplumsal bir girişime dayanır. Bir hükümet politikası sonucu ortaya çıkmamıştır. Bütünüyle inanç temelli bir hareket olarak başlamış, siyaset dışı karaktare sahip bir kültür ve eğitim hareketi olarak gelişmiştir Asıl hedefi, eğitim yoluyla bireyin değişimi ve dönüşümüdür. Hareket insanlığa hizmet için hayırseverliği, faziletli birey yetiştirmek için eğitimi, barışçıl ortak yaşam için diyaloğu teşvik etmektedir." şeklinde konuştu.
Hizmet Hareketi'nin yasa dışı hiçbir faaliyeti olmadığının altını çizen hukukçular, açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"Hizmet hareketiyle ilgili olarak, bugün camianın aleyhinde kanal kanal dolaşıp konuşmalar yapanlar da dahil hiç kimse yasadışı bir eylemin gerçekleştirilmesi amacıyla bir araya gelindiğini iddia bile edememiştir.
Hizmet Hareketi'nin yasa dışı hiçbir faaliyeti olmadığının altını çizen hukukçular, açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"Hizmet hareketiyle ilgili olarak, bugün camianın aleyhinde kanal kanal dolaşıp konuşmalar yapanlar da dahil hiç kimse yasadışı bir eylemin gerçekleştirilmesi amacıyla bir araya gelindiğini iddia bile edememiştir.
Hizmet Hareketi ve Sayın Gülen suç işlemek amacıyla bir araya gelmiş olsa, 40 yıl boyunca işlemek için bir araya geldikleri suçu gizleyebilmeleri mümkün olmazdı.
Bugüne kadar kimse de müvekkilimin ya da Hizmet hareketi mensuplarının suç işlemek hem de terör örgütü kapsamında suç işlemek için bir araya geldiklerini iddia etmemiştir.
Bütün faaliyetleri toplumun gözü önünde olan bir toplamsal kesimin suç işlemek için bir araya geldiğini ileri sürmek akıl ile bağdaşmaz.
Onlarca yıllık tarihi olan sosyal bir grubun, milyonları bulan gönüllülerinden adi suç işlediği ileri sürenler olsa bile bu durumu Hizmet hareketine gönül veren insanların suç işlemek için biraraya geldiği anlamına gelmez.
Nasıl ki herhangi bir derneğin üyelerinden birinin suç işlemesi halinde derneğin üyelerinin suç işlemek için bi araya geldiği iddia edilmezse, Hizmet hareketi mensuplarından birinin de suç işlemesi durumunda tüm camianın ve müvekkilimin suç işlemek için bir araya geldikleri iddia edilemez.
Hizmet Hareketi "İslam'ın barış dini" olduğu gerçeğini temel felsefe olarak benimsemiş ve bütün faaliyetlerini bu çerçevede yürütmüştür.
Herkesin beraber yaşayacağı bir dünya için 170 küsur ülkede çaba sarf ettiği bir gerçektir. Hatta `Herkesle beraber yaşama" ve "Dinler arası diyalog" çalışmaları nedeniyle şiddetle eleştirildiği de bilinmektedir.
Temel felsefesi bu olan bir kesimin eylemlerinin terör olarak nitelendirilmesi akıl ve mantıkla açıklanamayacağı gibi hayal bile edilemeyecek bir durumdur. Bunu ileri sürmek için ya bu hareketi hiç tanımamak, tanımak istememek ya da cinnet derecesinde kin ve nefretle hareket etmiş olmak gerekiyor.
Esasında terör örgütü suçlamasının somut delilleri gösterilmediği gibi ironik bir şekilde tamamen temel haklar kapsamında kalan faaliyetler terör suçlamasına delil gösterilmektedir.
Siyasi iktidar tarafından kin ve nefretle müvekkilim suçlu gösterilmekte ne yazık ki bu açıklamalar doğrultusunda bu zamana kadar iktidar mensuplarının ön sıralarda olup desteklediği faaliyetler bugün suç örgütünün delili olararak kabul edilmektedir.
Bu durum yöneltilen suçlamaların hukuki olmadığını göstermektedir.
"EMNİYET RAPORUNDA ŞİDDET İÇEREN EYLEM YOK"
Terör örgütü suçlamasına dayanak yapılan Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporda dahi cebir ve şiddet içeren eylemlere rastlanmadığı açık olarak belirtilmiştir.
Emniyet raporuyla da sabit olduğu üzere, yaklaşık yarım yüzyıldır var olan Gülen Hareketi'nin cebir ve şiddete başvurduğunu gösteren tek bir eylem tespit edilebilmiş değildir. Oysa, müvekkilim ve/veya sevenleri neredeyse kesintisiz olarak her zaman (bazı istisnai dönemler hariç) devlet tarafından sürekli takip edilmişler, yasa dışı olarak iletişimleri dinlenmiş, özel hayatlar sürekli gözetlenmiş ve bu bilgiler sürekli arşivlenmiştir.
Bu durumun örneklerini görmek için son 40 yıllık gazete haberlerine, köşe yazılarına, hangi kısmının doğru hangisinin yalan olduğu belli olmayan gazete manşetlerine, internete yüklenen ve kendisine ait olduğu iddia edilen telefon görüşme kayıtlarına vb. bakılabilir.
Bu kadar yakın takibe rağmen, tek bir şiddet eylemi tespit edilememişse, Gülen Hareketi'nin terör örgütü, müvekkilimin de terörist olduğu iddiası, avam ifadesiyle tam bir safsatadan ibarettir.
Sayın Gülen, ve Hizmet hareketinin tek bir amacı vardır: O da en basit haliyle herkesi kendi konumunda kabul edilerek inancını barış içerisinde, özgürce yaşayabileceği bir dünyadır. Bu da Terörle Mücadele Kanunu'nda sayılmamıştır.
Haliyle suç teşkil etmeyen eylemlerde bulunmak üzere bir araya gelen Hizmet Hareketi fertlerinin eylem ve davranışları terör eylemi olarak nitelendirilemez. Bu nedenle de Hizmet Hareketi'ne "terör örgütü" denilemez."