Hollanda'da Koronavirüs'ü önlemleri kapsamında cumartesi akşamı yürürlüğe giren sokağa çıkma yasağına yönelik protestolar giderek büyüyor. Aşırı sağcı partilerin başını çektiği protestolar nedeniyle 15 kentte acil durum ilan edildi. Bu kentler; Urk, Amsterdam, Eindhoven, Apeldoorn, Arnhem, Tilburg, Breda, Oosterhout, Almelo, Enschede, Helmond, Roermond, Lahey, Venlo, Stein olarak kaydedildi.
BBC Türkçe'den Yusuf Özkan'ın haberine göre, ülkenin doğusundaki Enschede kentindeki protestocular bir hastaneye saldırdı. Ülke genelindeki protestolarda yüzlerce gösterici gözaltına alındı. Olaylar nedeniyle, günlerdir taraftarlarına sokağa çıkma yasağını protesto etmeleri çağrısında bulunan aşırı sağcı partiler suçlanıyor.
Irkçı Pegida örgütü başlattı
Hollanda'nın en muhafazakâr kentlerinden biri olan Urk'te cumartesi akşamı başlayan ve Covid-19 test merkezinin ateşe verildiği sokağa çıkma yasağı protestoları, pazar günü diğer kentlere de yayıldı. Gündüz saatlerinde en şiddetli olaylar başkent Amsterdam ve Eindhoven kentinde yaşandı. Eindhoven'de, Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar Örgütü (Pegida) üyelerinin 'Kuran yakmayı planladığı' gösteri, belediye tarafından yasaklandı.
Aşırı sağcı örgüt üyelerine, organizasyondan bağımsız olarak, açık havada kahve içme bahanesiyle Eindhoven kent merkezine gelebilecekleri çağrısı yaptı. 'Hollanda Direniyor' adlı Koronavirüs'ü önlemleri karşıtı grup da Pegida'ya katılarak, sokağa çıkma yasağını protesto etmek için kent merkezinde toplandı. Öğleden sonra polisin izinsiz gösteriye müdahalesi nedeniyle olaylar başladı.
Polisin tazyikli su ve göz yaşartıcı gaz kullandığı göstericiler, bir TOMA'nın lastiğini patlatarak polisle çatıştı. Polisten kaçan göstericiler, merkez tren istasyonu civarındaki bisikletleri ve otomobilleri ateşe verdi. Güvenlik kameralarını tahrip eden protestocular, kaldırım taşlarını sökerek polise attı. Polis atının, göstericilerin attığı havai fişekten ürkmesi nedeniyle, üstündeki memur yere düşerek yaralandı. Civardaki işyerlerinin camlarını kıran göstericiler, bazı dükkanları yağmaladı. Olaylar gece yarısında kadar devam etti. Eindhoven Belediyesi acil durum ilan ederek tren ve otobüs seferlerini durdurdu.
"İç savaş yolundayız"
Kente çok sayıda polis takviyesi gönderilirken 55 kişinin gözaltında alındığı belirtildi. Eindhoven Belediye Başkanı John Joritsma "Korkarım böyle devam ederse, bu yol iç savaşa gider" dedi. Eindhoven sakinleri, olayların ardından taş yığınları ve yangın izleriyle dolu kent meydanını temizlemek için gönüllü oldu. Kent halkı, temizlik işçilerine yardım etti.
Amsterdam'da da, Hollanda Direniyor adlı grubun çağrısıyla başlayan izinsiz gösteriye müdahale sonrası 190 kişi gözaltına alındı. Belediye Başkanı Femke Halsema'nın konutu etrafında güvenlik çemberi oluşturuldu.
Hastaneye saldırı
Pazar akşamı saat 21:00'de gösteriler diğer kentlere de yayıldı. Tilburg, Venlo, Arnhem, Breda ve Enschede'nin de aralarında bulunduğu en az 12 kentte olaylar çıktı.
Lahey'de yabancı kökenlilerin yoğun olduğu Schilderwijk semtinde de gençler polisle çatışıp sokağı ateşe verdi. Birçok kentte işyerlerinin camları kırıldı. Roermond kentinde göstericiler, bir alışveriş merkezini ateşe verdi. Olaylarda biri bıçakla olmak üzere çok sayıda polis yaralandı.
Birçok bölgede acil durum ilan edilerek sokağa çıkma yasağı uygulanırken, çevik kuvvet ve kraliyet özel birliklerinden yardım istendi. Gösterilerde protestocular polisin yanı sıra gazetecileri de hedef aldı. Çok sayıda gazeteci saldırıya uğradı ve işlerini yapmaları engellendi.
Aşırı sağcı partilere suçlama
Olaylarla ilgili olarak, aşırı sağcı partiler suçlanıyor. Bunun nedeni ise birkaç gündür aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) ve Demokrasi Forumu Partisi'nin (FvD) taraftarlarına, sokağa çıkma yasağını protesto etme çağrısı yapması. Pazar akşamı olayların başlamasından önce FvD'nin resmi Twitter hesabından yapılan açıklamada "Bu Rutte'nin Hollanda'yı hapsettiği ikinci gece. FvD direnmeye devam ediyor. Her gün kabul edilemez kısıtlamayla yaşıyoruz. Özgürlük" ifadeleri yer almıştı.
Aşırı sağcı PVV lideri Geert Wilders de, sokağa çıkma yasağına tepki göstererek taraftarlarını bu uygulamayı protesto etmeye çağırmıştı. Wilders ülke genelindeki gösterilere sesiz kalırken Lahey'de göçmen gençlerin protestosunu gündeme getirerek, "Yeşil Sol Parti destekçilerinin olay çıkardığını" öne sürdü.
Yeşil Sol Parti lideri Klaver, muhafazakâr yapısıyla bilinen Urk'te başlayan ve Covid-19 test merkezinin yakılmasıyla sonuçlanan olayların, PVV'nin kışkırtmasıyla başladığını söyledi. Klaver, PVV Urk yöneticilerinin sokağa çıkma yasağına karşı direnecekleri yönündeki sosyal medya paylaşımlarını yayınladı. Klaver, "Önce bilimden ve haberlerden şüphelen kuralları çiğneme çağrısı yap, sonra başkalarını suçla. PVV ve FvD'nin örnek aldığı Donald Trump'ın senaryosudur. Bu tür isyanlar ve şiddet bu davranışın sonucudur" dedi.
"Olaylar günlerce sürebilir"
Başbakan Mark Rutte ise çıkan olayların özgürlük mücadelesiyle ilgisi olmadığını belirterek, "Özgürlüğümüzü yeniden kazanmak için virüse karşı savaşıyoruz. Bu önlemleri eğlence için almıyoruz" diye konuştu. Rutte yaşanan şiddet olaylarını 'kabul edilemez' olarak değerlendirdi.
Hollanda Polis Sendikası Başkanı Koen Simmers de, olayların günler ya da haftalar boyu sürmesinden endişe ettiklerini söyledi. Ülkenin birçok bölgesinde, sokağa çıkma yasağı saatinde çıkabilecek aylara karşı çok sayıda güvenlik gücü takviyesi yapıldı.