Kahramanmaraş'ta Alevi ve Sünni vatandaşlar, 'Ramazan da bizim, Muharrem de bizim' temalı iftar programında bir araya geldi. Programa katılan kanat önderleri, barış ve kardeşlik mesajları verildi. Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Cengiz Hortoğlu, "Aleviler için demokrasi nefestir. Demokratik şartların ağırlaşması Alevilerin nefesinin daralmasıdır. Demokrasinin ortadan kalkması ise nefessiz kalmamızdır." dedi.

Kahramanmaraş Musahip İş Adamları Derneği'nce iftar programı düzenlendi. Bir düğün salonu'nda gerçekleştirilen iftara, Kahramanmaraş Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Müftü Muhammet Gevher, Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Cengiz Hortoğlu, Tunceli Baba Mansur Ocağı Dedesi Süleyman Alan, Alevi dernek temsilcileri, kanaat önderleri ile çok sayıda davetli katıldı.

Program başlangıcında Kur'an-ı Kerim okundu, ezanla birlikte oruçlar açıldı. İftar yemeğin ardından Tunceli Baba Mansur Ocağı Dedesi Süleyman Alan lokma duası okudu. Program, mersiye ve Gülbang dinletisiyle sona erdi.

'ALEVİLER İÇİN DEMOKRASİ NEFESTİR'

Programda konuşan Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Cengiz Hortoğlu, aleviler için demokrasinin önemine değindi. Hortoğlu, Alevilerin sandıktan çıkan ortak irade sonucunda oluşan Parlamento'dan tam demokrasi talebinde bulunduğunu ifade etti. İnsanların devlet kapısında haksızlığa uğramayacağına inanması gerektiğini vurgulayan Hortoğlu, şunları kaydetti: "İnsanların Adalet Sarayı'na giderken devletin kapısında haksızlığa uğramayacağını inanması o insaf ölçüsünü artıracaktır. Bir ırgatla bir ağanın, bir ümmü ile bir âlemin iradesinin sandığa eşit olarak yansıdığı ve o sandıktan çıkan ortak iradenin sonucu olarak oluşan parlamentodan gerçek tam bir demokrasinin hayata geçmesi bizim en önemli talebimizdir. Aleviler için demokrasi nefestir. Demokratik şartların ağırlaşması Alevilerin nefesinin daralmasıdır. Demokrasinin ortadan kalkması ise nefessiz kalmamızdır. Biz demokrasiyi yaşatmak için Kopenhag kriterlerini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini, Venedik komisyonu kararlarını, Avrupa'nın dünyaya hediye ettiği değerlerin Türkiye'de var olması için elimizden geleni yapmaya, demokratik yol ve yöntemlerden ayrılmadan demokrasimize sahip çıkmaya ve bunun için bedel ödemeye hazır olduğunuzu bir kere daha ifade etmek isterim."

'DEVLETİN ADALETLE MUAMELE ETTİĞİ BİR ÜLKEDE İNSANLARININ AİDİYET DUYGUSUNUN ARTACAĞI ÇOK AÇIKTIR'

Farklılıkların sorun olarak görülmekten vazgeçilmesi gerektiğini kaydeden Hortoğlu, adaletle yönetilen ülkelerde insanların aidiyet duygusunun arttığına dikkat çekti. Hukuk ve adalet vurgusu yapan Hortoğlu, şöyle konuştu: "Artık farklılıklarımızı sorun olarak görmekten vazgeçip ortaklıklar üzerinde yoğunlaşmanız gerekiyor. Bugün'ün Türkiye'sinde farklılıkları gidermek değil, farklılıkları kabullenmek gerekiyor. Bu ülkeyi bir ve beraber tutmanın yani ortak mayamızın farklı olan değerler üzerine oturtmamız gerekti gerçeği karşımızda duruyor. Bunlar neler olabilir? Biz nasıl bir ve beraber yaşarız'ın cevabını ararken 3 tane şey karşımıza çıkıyor. Bir tanesi hukuk ve adalet. Bu ülkede yaşayan herkes ayrımcılığa tabi olmadan, kategorizasyona uğramadan, fişlenmeden, eşit yurttaşlık temelinde, herkesin birbirine adaletle hükmettiği, Devleti'nde insanlarına adaletle muamele ettiği bir ülkede o ülkenin insanlarının aidiyet duygusunun artacağı çok açıktır."

'İNSANLARI BÖLEN, ÖTEKİLEŞTİREN BÜTÜN YEZİDLERE KARŞI ORUÇ TUTALIM'

Tunceli Baba Mansur Ocağı Dedesi Süleyman Alan ise salondakilere insanları bölen, ötekileştiren bütün yezidlere ve yezidliğe karşı oruç tutalım çağrısında bulundu. "Bu oruç sadece Ramazan ve Muharrem ayına münhasır olmasın." diyen Alan, şu ifadeleri kullandı: "Gelin sizinle beraber orucun batıni yönüne bakmak suretiyle nefrete karşı, düşmanlığa karşı, kıskançlığa karşı, bölücülüğe karşı, fitne ve fesada karşı, her türlü insanları birbirinden ayıran, bölen, farklılaştıran, ötekileştiren bütün yezidlere ve yezidliğe karşı gelin biz bir oruç tutalım ve bu orucun iftarı da sevgi olsun. Eğer kalbimizde sevgiyi barındıramamışsak, yaratılanı yaratandan dolayı sevmek sırrına erememişsek biz bu orucu açmayalım. Sadece Ramazan'a münhasır olmasın, sadece Muharrem'e münhasır olmasın, bütün zamanlara ve mekanlara münhasır olsun. Öyle bir oruç tutalım ki; bu orucun iftarı sevgi olsun, dostluk olsun, kardeşlik olsun, birlik ve bütünlük olsun. Gelin biz nefsimizin dünyaya davet ettiği yerde ahiret endeksli hareket edelim. Gelin nefsimiz bize düşmanlığı davet ederken biz sevgi yolunda duralım. Nefsimiz bizi harama davet ederken biz helal yolda duralım. Nefsimiz bizi batıla davet ederken biz hakkın yanında duralım. Nefis yezitliği emrederken biz Hüseyin'in yanında duralım. İşte oruç o zaman mümkün olabilir."

Programda, Vali Mustafa Hakan Güvençer ve Muhasip İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Halil Karadaş da birer teşekkür konuşması yaptı. CİHAN