İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İnegöl merkezli faaliyet yürüten Terkinler çetesine yönelik operasyon gerçekleştirildiğini duyurdu. Buna göre; İl Jandarma Komutanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı tarafından ‘Tefecilik’, ‘Yağma’, ‘Nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘İnsan ticareti’ suçlarını örgütlü olarak işleyen 35 şüpheliye yönelik, 25 Eylül’de operasyon düzenlendi. Bursa İnegöl merkezli, İstanbul, Ankara ve Erzurum’daki 57 adrese eş zamanlı baskınlarda 450 jandarma personeli görev aldı. Aralarında elebaşı ile 1 kamu görevlisinin de bulunduğu 35 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin ev, iş yerleri ve araçlarındaki aramalarda 7 tabanca, 5 pompalı av tüfeği, tabancalara ait 9 şarjör, 1387 mermi ve 762 av tüfeği fişeği ele geçirildi.
ÇAMAŞIR MAKİNESİNDEN 2 MİLYON LİRA ÇIKTI
Operasyon kapsamında İnegöl’de bir eve yapılan baskında çamaşır yıkama ve kurutma makinelerinin içinde 2 milyon TL ele geçirildi. Aramalarda ayrıca 1540 euro, 5 bin dolar, 410 gram altın, 21 milyon TL değerinde yazılı senet, 330 tapu senedi, 410 çek, 71 çek koçanı, 475 boş senet, 8 senet koçanı, 45 cep telefonu, 5 dizüstü bilgisayar, 4 tablet bilgisayar, çok sayıda sim kart, usb bellek ve doküman bulundu. Jandarma ekipleri tarafından geniş güvenlik önlemleri alınıp Bursa’ya getirilen çete üyelerinin, MASAK ile iletişime geçilerek başlatılan çalışma sonucunda 6 milyar TL değerindeki mal varlığına da el konuldu.
MAHKEMEDEKİ İŞLEMLERİ 24 SAAT SÜRDÜ
Gözaltı süresi uzatılan çete üyelerinin işlemleri önceki gün tamamlandı. Jandarmadaki ifadelerinin ardından 3 şüpheli serbest bırakılırken, aralarında çete lideri Nazi Terkin’in (57) de olduğu 32 şüpheli Jandarma Özel Harekat (JÖH) ekipleri tarafından adliyeye götürüldü. Savcılık sorguları sonrası mahkemeye çıkarılan şüphelilerden çete lideri Nazi Terkin, oğulları Erkan Terkin (33) ve Mehmet Terkin (28) ile Esat Kartal, Cemil Kartal, Osman Ceylan, Cahit Barışer, İsmail Hakkı Erdem, Akın Badın, Harun Yılmaz, Osman Kartal, Kenan Yürekli, Ali İhsan Özalp, Zeki Balcı, Yunus Demirdağlı, Tarkan Güzel, ‘Tefecilik’, ‘Yağma’, ‘Nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘İnsan ticareti’ suçlarından tutuklanıp Bursa H Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi, 9’u adli kontrol şartıyla olmak üzere 16 şüpheli ise serbest bırakıldı.
HÜCREDE KENDİNİ ASTI
Bu arada, Hakim ve Savcılar Kurulu Şikayet Şube Müdürü olarak çalışırken operasyondan bir gün önce görevinden alınarak Nallıhan Adliyesi’ne Yazı İşleri Müdürü olarak atanan İsmail Hakkı Erdem’in Bursa H Tipi Kapalı Cezaevi’nde, tek kişilik hücresinde kendini astığı belirtildi.
'İFTİRAYLA BİR ÇOK İNSAN HAYATINI KARARTI' İDDİASI
KHK’lı savcı Hasan Dursun, cezaevinde yaşamına son veren İsmail Hakkı Erdem’in İnegöl Seçim Müdürü olarak görev yaparken HSK Savcı-Hakim Bürosuna atandığı ve çok sayıda kişinin hayatını Hizmet Hareketi'ne üye olduğu iddiasıyla kararttığını ifade etti.
Dursun, Erdem’in intiharı sonrasında şu paylaşımı yaptı:
“İnegöl İlçe Seçim Müdürü iken HS(Y)K Hakim-savcı şikayet büro müdürlüğüne getirilen, ardından hakkındaki bir çok iddiaya rağmen HSK’dan gönderilmek yerine başka bir şubeye müdür yapılan, bir çok insana “F...” iftirası atarak hayatının karartılmasına neden olan, personeline mobbing yapmakla meşhur ve İnegöl merkezli tefecilik ve yağma suçlarını işleyen Tekinler çetesine yönelik operasyondan bir gün önce HSK’nın adı kirlenmesin!!! diye Nallıhan adliyesine yazı işleri müdürü olarak görevlendirilen ve ertesi gün göz altına alınan İsmail Hakkı Erdem, bu sabah kendini asarak intihar etmiş.
HSK’YI ARTIK SUÇ ŞEBEKELERİNİN ELEMANLARI MI YÖNETİYOR?
O zaman soralım, hakkında onlarca iddia olan birini hem de hakim savcı şikayet büro gibi önemli bir birime neden şube müdürü yaptınız? Bu iddialara rağmen neden hakkında adli-idari soruşturma yapmak yerine sadece bürosunu değiştirdiniz? Operasyondan bir gün önceki hamlenizle HSK’nın itibarını kurtarmış mı oldunuz? HSK’yı artık suç şebekelerinin elamanları mı yönetiyor? Hiç mi görevini hakkıyla yapacak personel kalmadı da operasyondan bir gün öncesine kadar böylesi kişilerle çalışmaya devam ettiniz? Bu konuda bir açıklamanız olacak mı?”