HSYK'nın tartışmalı kararlarıyla yargı bağımsızlığı ve hakimlik teminatı tamamen ortadan kaldırıldı. 4 hakim ile 3 savcı verdikleri kararlardan dolayı tutuklandı. Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk, “Şu anda adeta kitlesel uzaklaştırma kararı veriliyor” dedi.
Hükümet güdümündeki Hakimlerve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), 1 yıl 4 aylık sürede adeta hakim-savcı öğüttü. Özgür Düşünce'den Metin Arslan'ın haberine göre, HSYK, Selam-Tevhid soruşturmasında 49; 17-25 Aralık soruşturmasında 5; MİT TIR'ları soruşturmasında 5; Kozmik Oda soruşturmasında 5; tahliye kararlarından dolayı 4 olmak üzere toplamda 68 hakim ve savcıyı açığa aldı. Açığa alınan hakim ve savcılardan 14'ü ise mesleklerinden ihraç edildi. Halen de 4 savcı ile 3 hakim tutuklu yargılanıyor. Eski HSYK'larla kıyaslandığında mevcut HSYK'nın hukuksuz kararları gün yüzüne çıkıyor. Eski HSYK'ların görev yaptığı 2005 ile Ekim 2014 tarihleri arasında açığa alınan hakim ve savcı sayısı 19 olurken, 1982-2010 yılları arasında mesleklerinden uzaklaştırılanların sayısı ise 2 kişi. Mevcut HSYK 1 yıl 4 aylık sürede 14 hakim ve savcıyı ihraç ederken, isteği dışında sürgün edilen hakim ve savcıların sayısı bini geçti.
KİTLESEL UZAKLAŞTIRMA
Adalet Bakanlığı görevi sırasında HSYK'ya başkanlık da yapan Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, mevcut Kurul'un hakim teminatını yok sayan kararlarını ÖZGÜR DÜŞÜNCE'ye değerlendirdi.
Türk, “Hakim ve savcılarla ilgili kararların çok dikkatli verilmesi gerekir. Siyasi etkilerle, örneğin iktidarın hoşuna gitmeyen kararlar verildi diye ihraç ya da açığa alınması vicdanla bağdaşmaz. Bunlar en ağır disiplin cezaları. O hakimleri mesleğinden uzaklaştırıyorsunuz. 3,5 yıllık Adalet Bakanlığı görevim sırasında böyle çok sayıda görevden uzaklaştırma kararları vermedik. Münferit kararlar verilmiştir. Şu anda adeta kitlesel uzaklaştırma kararı veriliyor. Çok sayıda hakimin aynı anda görevden uzaklaştırılması çok dikkat çekici bir durum” dedi.
TOPLU AÇIĞA ALMALAR
Yargıya müdahalelerle gündemden düşmeyen HSYK, açığa alma ve ihraç kararlarıyla siyasallaştığını gösterdi. HSYK, hakim ve savcıların savunmasını almadan, toplu olarak açığa alma kararlarına imza atıyor. HSYK 3. Dairesi tarafından soruşturma izni verilmesinden birkaç gün sonra 2. Daire, savunma, ek delil toplama, tanık dinleme gibi hakim ve savcıların taleplerini yok sayarak açığa alma kararı veriyor.
2. Daire, Selam Tevhid soruşturmasında dinleme kararı verdiği gerekçesiyle 49 hakim ve savcıyı silahların eşitliği ilkesine aykırı şekilde savunmalarını dahi almadan jet hızıyla açığa aldı. 3. Daire 54 hakim ve savcı hakkında 9 Temmuz 2015'te soruşturma izni verdi. 2. Daire ise 5 gün sonra 14 Temmuz günü 49 hakim ve savcıyı açığa aldı. Benzer süreçler diğer soruşturmalarda yaşandı. Toplamda 68 hakim ve savcı açığa alındı. 14'ü ihraç edildi.
SAVUNMA DAHi ALINMADI
HSYK kaynakları, mevcut kurulun görevden uzaklaştırma ve ihraç kararlarının ağırlığına dikkat çekti. Kaynaklar, eski HSYK döneminde açığa alma kararlarının tamamının hakim ve savcının son savunmasının alınması ya da kovuşturma izni verilmesinin sonrasında alındığının altını çiziyor. Yargı kaynakları, “Mevcut HSYK, soruşturma izni verilmesinden sonra savunma almadan, ek delil toplamadan, tanık taleplerini yerine getirmeden hakim ve savcıları görevden uzaklaştırıyor. Yargı mensuplarının açığa alınma gerekçesi ise verdikleri yargı kararlarıdır. Kararların doğru ya da yanlış olduğu konusunda hüküm verme yetkisi HSYK'da olmamasına rağmen açığa alma ve ihraç kararları verildi” değerlendirmesi yaptı.
iSTENMEYEN KARARA JET TAYiN
HSYK, başta 17 ve 25 Aralık dosyası olmak üzere Ergenekon, Balyoz davaları ile MİT TIR'ları, Selam Tevhid soruşturmalarında görev alan hakim ve savcıları sürgün etti. HSYK seçimlerinde hükümetin desteklediği Yargıda Birlik Platformu'nun adaylarına rakip olan hakimler seçimin ardından talepleri olmadığı halde Türkiye'nin farklı illerine tayin edildi.
ERGENEKON DAVASINDA TASFİYE
HSYK kararnamesiyle Ergenekon davasında karar veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese Sakarya'ya, mahkeme üyeleri Sedat Sami Haşıloğlu Trabzon'a, Hüsnü Çalmuk ise Kocaeli'ne atandı. Balyoz davasında karar veren İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ömer Diken Uşak'a, üyeler İstanbul'da farklı mahkemelere gönderildi.
MAHKEMEYE BANK ASYA AYARI
Bank Asya'nın açtığı davada BDDK'dan savunma isteyen Ankara 8. İdare Mahkemesi'nin 2 üyesi görevden alındı. HSYK, Mersin'deki nükleer santrale ilişkin açılan davalara bakan idare mahkemesi heyetini değiştirdi. Bu davalara bakan hakimler Şenol Coşkun ile Metin Sarıkurt mahkemelerinden alınarak tenzili rütbe ile vergi mahkemesi üyeliklerine atandı.
ELEŞTİREN HERKESE SÜRGÜN
İktidarın proje hakimlik olarak nitelediği Sulh ceza hakimliklerinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne dava açan Eskişehir Sulh Ceza Hakimi Kemal Karanfil, önce Zonguldak'a ardından da Şanlıurfa'ya sürüldü. Adliyelerdeki torpili dile getiren Çanakkale Savcısı Menderes Arıcan, Malatya'ya gönderildi. Bugün TV ve STV'nin Digitürk platformundan çıkarılmasının iptali için yapılan başvuruya olumlu karar veren Mersin 1. Tüketici Mahkemesi Hakimi Mustafa Çolaker, kararı sonrası Çorum'a sürüldü.
HAKiMLiK TEMiNATI YOK
Adalet eski Bakanı ve HSYK eski Başkanı, Prof. Dr. Hikmet Sami Türk: Her hakimin durumuyla ilgili bilgiye sahip değilim. Ancak hakimlerin görevlerini Anayasaya uygun yerine getirebilmesi için bir hakimlik teminatına sahip olması gerekir. Anayasa'nın 138'inci maddesine göre hakimler ve savcılar azlolunamaz, istekleri haricinde emekliye ayrılamaz. Anayasanın 159. maddesine göre HSYK, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre görev yapar. Anayasa hakimlik güvencesini ve yargı bağımsızlığına vurgu yapıyor. Hakimler kararlarını verirken Anayasa'ya göre bağımsızdır ve vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Bu düzenlemelerin amacı hakimlerin yargı bağımsızlığı ve hakim güvencesi çerçevesinde, adaletle karar vermelerini sağlamaktır. Bunların dışında işlem yapıldığında hakim teminatı ve bağımsızlığından söz edilemez. Adaletin gerçekleşmesi önemli ölçüde yargı bağımsızlığı ve teminatına bağlıdır. Bir devlette adalet gerçekleşmiyorsa orada hukuk devletinden söz edilemez.