Havadaki zehirli gazları algılayabilen ''
elektronik burun'' ile sudaki kirleticileri algılayabilen ''elektronik dil'' teknolojileri, özellikle
gıda ve
kimya sektörü gibi üretimin her aşamasında sıkı
kontrol gerektiren alanlarda gerek duyulan birçok ara
test ve analizlerin kolayca yapılmasını sağlayacak.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Malzeme Enstitüsü araştırmacılarından Doç. Dr. İlke
Gürol, elektronik burun çalışmalarının 1998'de
Ar-Ge projesiyle başladığını ifade etti.
Elektronik burunun canlıların
koku alma organı burnu örnek alarak gazları algılayabilen ve sınıflandırabilen bir
sistem olduğunu belirten Gürol, algılanılması hedeflenen gazların sınıflandırılmasının TÜBİTAK MAM Laboratuvarları'nda tasarlandığını ve geliştirildiğini bildirdi.
Sistemin içindeki mini bilgisayarla analizlerin gerçekleştirildiğini belirten Gürol, bilgisayar üzerinde çalışan tüm algoritma ve yazılımların da
yerli kaynaklarla tasarlandığını ve gerçekleştirildiğini anlattı.
Gürol, elektronik burunun tıp, gıda sanayi, askeri uygulamalar ve farmakolojinin yanı sıra zararlı atıkların ve içecek kalitesinin belirlenmesi, kapalı alanların hava kalitesinin ölçülmesi alanlarında kullanılabileceğini bildirdi.
Elektronik burunun ticari boyutlarının geliştirildiğini anlatan Gürol, mevcut ürünün elde taşınabilir boyutta ve kolay kullanılabilir özellikleri bulunduğunu söyledi.
Doç. Dr. Gürol, elektronik burun projelerindeki deneyimlerinden yola çıkarak çalışmalarımızı daha da ileriye götürerek, DPT ve
Türkiye Araştırma Alanı (TARAL) desteğiyle sudaki pek çok uçucu organik bileşiği tanıyabilen ''Elektronik Dil'' projelesinde de sona gelindiğini açıkladı.
Elektronik dilin sudaki kirleticileri algılayabildiğine işaret eden Gürol, ''Suya belirli miktarda kloroform ya da benzin karıştı diyelim. Her iki sistem de sesli ve ışıklı sinyaller veriyor'' dedi.
Elektronik dil sisteminin, su ve içecek kalitesini belirlemede de kullanılabilecek özellikler taşıdığını anlatan Gürol, sistemin askeri alanda da
deniz suyu içerisindeki kısmen çözülmüş patlayıcıları tespit edebildiğini bildirdi.
Gürol, dünyada her iki sistemin bulunduğu yalnızca birkaç
ülke olduğunu sözlerine ekledi.