Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (
MÜSİAD) tarafından Bursa'da düzenlenen 'MÜSİAD
Otomotiv Sektör Kurulu
Türkiye İstişare Toplantısı'na telekonferans yöntemiyle katılan Bakan
Ergün, sorunlardan şikayet etme yerine çözüm önerileri sunulması gerektiğini söyledi. Türkiye ekonomisinin, olumlu bir dönemden geçtiğini dile getiren Ergün, şunları kaydetti: "Bu yılın ilk yarısında yüzde 11 oranında büyüyerek, dünyada Çin ile birlikte en hızlı büyüyen
ülkelerden biri olduk. Yılın üçüncü çeyreğine ilişkin sanayi
üretim endeksi ve kapasite kullanım oranı gibi göstergeler, son derece olumlu bir seyir izliyor. Bu veriler, üçüncü çeyrek
büyümesinin de beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşeceğini ve bizi bir kere daha şaşırtacağını gösteriyor. Hafta başında açıkladığımız Orta Vadeli Program'da 2010 yılı için büyüme hedefimizi yüzde 6,8 olarak revize ettik, ancak yıl sonunda bu rakamı da aşacağımıza inanıyorum. Dün açıklanan işsizlik rakamları da ekonomideki toparlanmanın istihdama yansıdığını göstermesi bakımından sevindirici olmuştur."
Otomotiv
sektöründe, yılın 9 ayında, geçen yıla göre üretimin yüzde 27, ihracatın ise yüzde 30 oranında arttığını aktaran Bakan Ergün, mevsimsel etkilerden dolayı her yıl durgun geçen ağustos ayında dahi çok önemli canlanmaların yaşandığına dikkat çekti. Yurt içi otomobil satışlarının geçen yıla göre yüzde 11 oranında arttığına işaret eden Ergün, şu görüşleri dile getirdi: "Türkiye, birçok sektörde olduğu gibi otomotiv sektörü için de hem iç
pazar hem de dış pazar anlamında önemli avantajlar içeriyor. Genç nüfusumuz, artan milli gelirle birlikte, her geçen gün daha fazla
tüketim eğilimine girmekte. Üretimde kalite ve standartlarımızın artması ve yoğun diplomatik faaliyetlerimiz, ülkemizi çok önemli bir ihracat merkezi haline getirmiştir. Yaşanan son küresel
kriz, dünyada finanstan tüketime birçok parametreyi değiştirdiği gibi otomotiv sektöründe de köklü değişiklikler yapmamızı zorunlu kılmaktadır."
ÇEVREYE DUYARLI VE YAKIT DOSTU ARAÇLAR REVAÇTA
Otomotiv sektöründe, uluslararası boyutta çok ciddi bir
rekabet yaşandığına dikkat çeken Bakan Ergün, geçmişte ağırlıklı olarak
fiyat rekabeti söz konusu iken, günümüzde kalite,
ürün çeşitliliği, çevre duyarlılığı,
yakıt dostu ve geleceğe yatırım gibi unsurların, önem kazandığını belirtti.
Türkiye'nin 50 yılı aşkın bir süredir faaliyet gösterdiği bu sektörde, üretim ve montajda dünyanın en başarılı ülkelerinden biri olduğuna işaret eden
Nihat Ergün, "Türkiye'de üretilen hiçbir aracın geri çağrılmaması, iş adamlarımızın, mühendislerimizin ve işçilerimizin ortak başarısıdır. Türkiye'nin artık bu sektörde, kendi modellerini,
tasarımlarını ve
markalarını oluşturma zamanı gelmiştir. Havayı biraz iyi koklayan bir
girişimci, yeni bir marka oluşturmak için iç pazar, dış pazar ve üretim şartlarının ne kadar müsait olduğunu hemen fark edecektir. Türkiye,
genç nüfusa sahip, ülkemizde otomobil sahibi olma arzusu yüksek. Yakın gelecekte 1 milyona ulaşacak iç pazar var. Bu ülkede,
ithal oranı yüksek otomobillerin montajının yapılması kadar kendi markamızla
yerli oranı yüksek bir otomobil üretilmesinin önemini vurgulamak istiyorum. Bu isteğimin yüksek katma değer gibi
ekonomik gerekçeleri olduğu gibi, sosyal ve
psikolojik nedenleri de bulunmaktadır.'' şeklinde konuştu.
Özellikle otomotiv gibi sektörlerde 'Bunu biz yapamayız, başkaları yapar' şeklinde bir önyargının bulunduğuna vurgu yapan Ergün, Türkiye'nin değiştiğini, bu ön yargının yıkılmasının zamanının çoktan geldiğini ifade etti. Bakan Ergün, şöyle konuştu: "Böyle bir gelişme, diğer birçok alanda da girişimlere vesile olacak, otomotiv sektörü de bu gelişmelere öncülük etmiş olacaktır. Bu vesileyle, son
teşvik sisteminde, otomotiv sektöründe yapılacak büyük yatırımlara, çok büyük
destekler sağladığımızı da hatırlatmak istiyorum. Güçlü
sermaye yapısı,
yabancı ortaklıklar, güçlü yan sanayinin varlığı, nitelikli iş gücü, coğrafi konum, esnek üretim yapabilme yeteneği, kalite sisteminin sağlanmış olması gibi özellikler, sektörün rekabet avantajlarını oluşturuyor. Ancak, düşük kapasite kullanımından kaynaklanan yüksek üretim maliyeti, ana-yan sanayi ilişkilerinin yetersizliği, marka ve tasarım eksikliği gibi unsurlar, sektörün zayıf yönlerini oluşturmaktadır. Hazırlamış olduğumuz 'Otomotiv
Strateji Belgesi' bu güçlü yönlerimizin daha etkin hale gelmesinde, zayıf yönlerimizin de güçlendirilmesinde önemli bir rol oynayacaktır. Strateji belgesinin temel amaçları, sürdürülebilir bir rekabet gücü oluşturmak ve yüksek katma değerli üretime geçişi sağlamaktır."
"ULUSLAR ARASI STANDARTTA TEST MERKEZİ KURACAĞIZ"
Sanayi ve
Ticaret Bakanı Nihat Ergün, 2008 yılında,
Ar-Ge desteklerini daha etkin bir şekilde uygulamak amacıyla 'Ar-Ge Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun' çıkardıklarının altını çizdi. Ergün, şöyle devam etti: "Bugüne kadar Ar-Ge merkezi belgesi alan 76 firmanın 11'i ana sanayi ve 10'u yan sanayi olmak üzere 21 tanesi otomotiv sektöründendir."
Türkiye'de bir
araç test merkezinin olmamasının zaman ve kaynak israfına neden olduğuna dikkat çeken Ergün, şu görüşleri dile getirdi: "Uluslararası standartlarda her türlü testlerin yapılabileceği test merkezini
Akdeniz bölgesinde kurmak için çalışmalarımız sürüyor. Strateji belgesinde üzerinde ısrarla durduğumuz bir başka alan da ana ve yan sanayi ilişkilerini geliştirmektir. Doğru ve etkin tedarik zincirleri oluşturmak, hem maliyetleri azaltacak hem de üretim kalitemizi artıracaktır. Yine Türkiye'de üretilen ürünlerin ülke içinde kullanımını artırmak için çalışmalar yürütüyoruz. Örneğin, aralık ayında belediyeler ile
belediye otobüsü,
vagon, lokomotif üreten yerli firmaları bir araya getirmeyi planlıyoruz."
Strateji belgesinde yer alan bir diğer önemli konu da herkesi heyecanlandıran
elektrikli araç konusu olduğuna dikkati çeken Bakan Ergün, çarşamba günü Yiğit AKÜ ile Form Mühendislik firmaları tarafından geliştirilen ve '
hibrit dönüşüm kiti' takılan ilk elektrikli araç prototipinin deneme sürüşünü yaptığını ve bu durumdan son derece memnun kaldığını ifade etti. Aynı gün, İstanbul'da ilk elektrikli araç
şarj istasyonu kurulduğunu, Ankara'da da bu yönde çalışmalar başladığını aktaran Ergün, "Elektrikli araçların üretimini ve kullanımını teşvik edecek vergilendirme usullerini gözden geçireceğiz." diye belirtti.
"ELEKTRİKLİ ARAÇLARA DESTEK ÇIKACAĞIZ"
Elektrikli araçların yaygınlaşmasını istediklerini dile getiren Bakan Ergün, bu çerçevede bazı kamu filolarını elektrikli araçlardan oluşturacaklarını aktardı.
Bakan Nihat Ergün, telekonferans yöntemi ile yaptığı konuşmasını şöyle tamamladı: "Açıkçası hem aklımdan hem de gönlümden geçen husus, Türkiye'nin otomotiv sektöründe çıkaracağı ilk tasarımın elektrikli bir araç olmasıdır. Sektördeki kısa vadeli stratejik hedefimiz, yıllık 2 milyon adet üretim, 1.5 milyon ihracat rakamlarına ulaşmaktır. Böylece, otomotiv sektörümüz, toplam üretimde dünyada ilk 10'a ve
Avrupa Birliği'nde ilk 3'e girebilecek, Ar-Ge'de ise Avrupa Birliği'nde ilk 5 içinde olabilecektir."