Japonya'daki nükleer sızıntı sonrasında
Türkiye'ye o ülkeden
ithal gelecek
ürünlerle ilgili olarak da numune incelemeleri
TAEK laboratuvarında yapılacak.
TAEK Sarayköy
Nükleer Araştırma Eğitim Merkezi'ndeki ''Gama Spektrometri Laboratuvarı''nda, çeşitli
gıda ürünlerinin ve endüstriyel ham maddelerin
radyasyon riski taşıyıp taşımadığı
analiz edilerek, kullanıma uygun olduğuna dair
sertifika veriliyor.
Ürünlere radyasyon sertifikası
uygulaması,
Çernobil faciasından sonra uygulanmaya başlandı ve hala devam ediyor. Türkiye'den ürün ithal edecek olan ülkeler, radyasyon sertifikası istiyor. O
belge olmadan, bu ülkelerle ticaret yapan firmalar, ihracat işlemini yapamıyor. Bu nedenle firmaların
ihraç edecekleri ürünlerinden numuneler alınarak, inceleme yapılıyor.
Çernobil faciasından sonra Türkiye'ye gelen ithal ürünlerde de bu tür bir inceleme yapıldığını belirten kurum yetkilileri, Japonya'da meydana gelen nükleer sızıntı sonrasında yapılan
düzenlemeler neticesinde bu ülkeden gelecek olan ürünlere de bir inceleme yapılacağı bilgisini verdi.
-ÜRÜNLERDE GAMA RADYASYONU ÖLÇÜLÜYOR-
TAEK Sarayköy Nükleer Araştırma Eğitim Merkezi Gama Spektrometri Laboratuvarı Uzmanı
Emin Yeltepe, ilgili birimlerinde GAMA radyasyonu yayan maddelerin analizlerinin yapıldığını belirterek, ''Toprakta, gıdalarda, suda, havada gama radyasyonu olup olmadığını ölçmeye çalışıyoruz'' dedi.
Birimlerinde, ürünlerin kullanıma uygun olup olmadığına ilişkin olarak ''sertifikasyon'' verildiğini ifade eden Yeltepe, analizleri yapılması istenen ürünü kurumlarla yapılan protokoller ya da doğrudan müşterilerin müracaatıyla kabul ettiklerini anlattı. Yeltepe, laboratuvarda bulunan özel dedektörlere yerleştirilen numuneleri incelediklerini ve değerlendirme sonucunu raporladıklarını belirterek, ''
Avrupa Birliği'nin belirlediği bazı kriterler var. Yapılan incelemede, ürünün o kriterlere uygun olarak radyasyon açısından sakıncası olup olmadığına dair sertififa düzenliyoruz'' diye konuştu.
-''TEK YETKİLİ KURUM TAEK''-
Radyasyon incelemesine ilişkin sertifika verilmesinde Türkiye'de tek yetkili kurumun TAEK olduğunu vurgulayan Yeltepe, ''Ülkemizde, bu analizler, Türkiye
Atom Enerjisi Kurumu'na bağlı Sarayköy Nükleer Araştırma Merkezi ve İstanbul'da Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi'nde yapılıyor'' dedi.
Yeltepe'nin verdiği bilgiye göre, uygulama şöyle yapılıyor:
''İlk olarak incelenecek olan ürün, özel bir kutunun içine konuluyor. Ardından yaklaşık bir tonluk bir ağırlığı olan özel kaplamalı ''Gama Spektrometrisi'' diye isimlendirilen dedektörün içine yerleştiriliyor ve kapağı kapatılarak, incelemeye alınıyor.
İnceleme süresi, ürünün içindeki radyoaktif madde miktarına ve dedektörlerin kapasitesine göre göre değişiyor. Çünkü, dedektörlerin bazıları, çok daha hassas olduğundan daha kısa sürede sonuç alınabiliyor. Genel olarak sertifikasyon için ortalama 2 saati bulan bir inceleme yeterli oluyor.
Dedektörle yapılan ilk incelemede, radyoaktif maddenin varlığı tespit ediliyor, ardından miktarı araştırılıyor.
Birimdeki dedektörden bazıları manüel çalışırken, bir diğeri otomatik olarak uygulamayı gerçekleştiriyor. Bu cihaz, uygulamaya hız kazandırıyor.''
-''RİSKLİ DURUMDA ÜRÜN, GÜMRÜKTEN İÇERİ ALINMIYOR''-
TAEK Sarayköy Nükleer Araştırma Eğitim Merkezi Gama Spektrometri Laboratuvarı Uzmanı Yeltepe, Japonya'daki nükleer sızıntı sonrasında Türkiye'ye o ülkeden ithal gelecek ürünlerle ilgili olarak numune incelemelerinin kendi birimlerinde yapılacağını söyledi.
Yeltepe, şunları kaydetti:
''
Gümrük Müsteşarlığı'ndan bir tebliğ yayımlandı. Tekrar, özellikle riski ülkelerden ithal edilecek ürünlerde radyasyon sertifikası istenecek. Ama şu ana kadar bizim elimize ulaşan bir numune yok. Herhangi bir riskli durumda ürün, gümrükten içeri alınmıyor. Mutlaka, buradan onay gitmesi gerekiyor.
Burada her türlü, gıda ya da çimento,
beton gibi endüstriyel ham madde örnekleri incelenecek.
Gümrük Müsteşarlığı tarafından ilk olarak hangi örneklerde radyasyon olma ihtimali belirleniyor. Ondan sonra da bize gönderiliyor.''
-RADYOAKTİF KİRLİLİĞE KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER GENELGESİ-
Japonya'daki deprem ve tsunaminin ardından ortaya çıkan nükleer
kriz, bir çok ülkede olduğu gibi Türk gümrüklerini de harekete geçirmişti. Japonya'dan ithal edilen eşyalarda radyoaktif kirlenme ihtimaline karşı üst düzey tedbirler alınmış ve ilk olarak Gümrüklerden Sorumlu
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın talimatıyla ''Radyoaktif Kirliliğe Karşı Alınacak Önlemler'' başlığı altında bir
genelge hazırlanmıştı. Genelge, tüm gümrük muhafaza başmüdürlüklerine gönderilmişti.
Genelgeye göre Japonya çıkışlı ürünlerin Türkiye gümrük bölgesine girişi, radyasyon güvenliği altyapısı bulunan 12
deniz ve hava sınır kapısı ile sınırlandırıldı.
Japonya çıkışlı/menşeli eşyalarda olabilecek radyoaktif kirlenmeye karşı alınan önlemlere ilişkin genelgeye göre, radyasyon tespit edilen eşyalar, gümrük müdürlüklerinin denetiminde insanlardan uzak ve güvenli bir yere sevk edilerek ayrıntılı inceleme yapılacak.
Sabit ve portatif
ölçüm cihazlarından elde edilen radyasyon ölçüm değerleri,
araç ve sürücüye ait bilgiler TAEK'e bildirilecek. TAEK tarafından gerekli değerlendirmeler yapılana kadar söz konusu eşyalar gözetim altında tutulacak.
Türkiye Gümrük Bölgesine girişi sırasında radyasyon
kontrolüne tabi tutulan eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmak istenilmesi halinde, gümrük idarelerince bu yönüyle ayrı bir kontrol yapılmayacak ve radyasyon kontrolüne yönelik bir belge ayrıca gümrük idarelerince aranmayacak.
Tarımsal ürünlerde ise ilgili dış ticarette standardizasyon tebliğlerinde yapılacak düzenleme ile, yetkili kurumların yapacakları ürün güvenliği denetimleri sırasında ürünün 'radyasyondan ari' olduğuna ilişkin TAEK'in tespiti ayrıca aranacağından, ithalat denetiminden sorumlu kurumun uygunluk yazısı yeterli olacak, ayrıca radyasyon kontrolüne yönelik belge aranmayacak.
Söz konusu tedbirler, deprem ve tsunaminin gerçekleştiği 11
Mart 2011 tarihinden itibaren Türkiye'ye sevk edilen Japonya çıkışlı ürünlere uygulanacak, belirtilen tarihten önce Japonya'dan çıkış yapmış eşyalar denetim kapsamı dışında tutulacak.
Önlemler, radyoaktif kirlenme riskinin ortadan kalktığının yetkili kurumlarca birlikte karar verilmesine kadar sürdürülecek.