MEHMET SAKİN - AKSİYON
Sadece AB,
OECD gibi birlikler değil;
İngiltere,
İsviçre,
Japonya,
İspanya gibi
ülkeler de çıkardıkları
kanunlarla filtreleme sisteminin yaygınlaşmasını
teşvik ediyor.
Birçok
aile, çocuğunu bilgisayar başında gördüğü zaman tedirgin oluyor. Çünkü, bilgisayarın kullanıcısının ulaşabileceği iyi veya kötü içerik, bir tık kadar uzakta. Bir çocuğun normal hayatta gezdiği ortamlarda kolay bir şekilde göremeyeceği birçok olumsuz içeriğe, internette rahatlıkla ulaşılabiliyor olması aileleri tedirgin ederken, bilgisayar ve internetin evlere girmemesinin başlıca sebepleri arasında yer alıyor. Ailelerin bu problemle baş edebilmeleri kolay olmadığı gibi, sorun yalnızca
Türkiye ile de sınırlı değil.
İnternet teknolojisi ve ekonomisinin öncüsü sayılan birçok ülke de bu problemi çözmenin yollarını arıyor.
Ebeveynler, çocuklarını internetin zararlı içeriklerinden koruyamayınca, başta
yazılım devi
Microsoft olmak üzere birçok yazılım şirketi, koruma amaçlı (bir kısmı ücretli) olarak filtre programlarını kullanıma sundu. Aileler, bu programları bilgisayarlarına kurup bilgisayar kullanıcısı aile bireylerinin hangi sitelere girip giremeyeceğine, hangi programları kullanıp kullanamayacağına karar verebiliyor. Türkiye’de bu tür filtre
hizmetleri veren kuruluşlardan biri de Türk Telekom’un TTNet isimli internet
servis sağlayıcısı.
Ailelerin talebi büyüyüp internetteki özellikle çocuklar için zararlı olan içeriğin devlet tarafından önüne geçilmesi için
toplum baskısı oluşmaya başladı. Bunun üzerine, Türkiye’de internetin sahibi
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB), ailelerin tek tek filtreleme işlemleri ile uğraşmalarına gerek kalmayacak bir çalışma yaparak uygulaması kararlaştırıldı.
2007 yılında AB Komisyonu’nun desteğiyle
Avrupa’daki 91
mobil operatörün imzalamış oldukları “
Çocuklar ve Gençlerin Güvenli Mobil Kullanımı Avrupa Çerçeve Planı” kapsamında, yaş doğrulama sistemleri, çocukların yetişkin içeriğe erişimini
kontrol sistemleri gibi birçok altyapı filtreleme sistemleri devreye alındı. Türkiye’deki uygulamanın amacının da aynı olduğunu belirten İnternet Daire Başkanı
Osman Nihat Şen, “Güvenli İnternet, mevcut kullanılan internete alternatif ücretsiz bir alternatif olarak sunulacak. Güvenli İnternet, standart, aile, çocuk ve
yurtiçi olmak üzere 4 profili içeriyor. Kullanıcılar, bu profiller arasında istedikleri an geçiş yapabilecek. Veya bir evde çocuklar çocuk profilini kullanırken, yetişkinler hiçbir filtrelemeye tabi olmayan standart profili
tercih edebilecek. İddia edildiği gibi Güvenli İnternet’te kullanıcıların internet erişimleri hiçbir şekilde tespit edilmeyecek.” diyor.
Güvenli İnternet’in kullanıcıların internetteki zararlı yayınlardan korunmasına yönelik bir hizmet olduğunun altını çizen İnternet Daire Başkanı Şen, uygulamanın çıkış noktasını şöyle anlatıyor: “Ülkemiz nüfusu
genç olduğu için özellikle çocuklarımızın internetin zararlı içeriklerinden korunmasına yönelik istek ve şikâyetler sürekli olarak TİB’e iletilmekte. İnternet servis sağlayıcılarla yaptığımız çalışmalar sonucunda bu hizmeti verme kararı aldık. Kullanıcıya tercihte bulunurken hiçbir baskı yapılmayacak, aksine bunu istiyorsa tercih edecek. Servis sağlayıcılar, 22
Ağustos 2011’de kullanıcıların tamamıyla özgür iradeleri ile seçebilecekleri alternatif Güvenli İnternet’i sunacak. Talep edenler bu hizmeti alacak, etmeyenler mevcut interneti kullanmaya devam edecek. Bu aslında ücretli sunulan filtrelemenin ücretsiz alternatifi.”
Güvenli bir internet ortamı sağlamak yalnızca Türkiye’nin sorunu değil.
Avrupa Konseyi başta olmak üzere birçok ülke çalışmalar yapıyor. Türkiye’nin uygulayacağı
şebeke seviyesindeki ücretsiz internet filtreleme paketleri de kullanıcı tercihi ile talebe bağlı olacak. Bu çalışmanın AB ve dünya uygulamalarıyla paralellik arz ettiğine dikkat çekiliyor. İşte uluslararası uygulamalardan bazı örnekler:
AVRUPA KONSEYİ: İnternetin
yasa dışı ve zararlı içeriğiyle mücadele konusu, çocukların korunması açısından Türkiye’nin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi’nin öncelikleri arasında yer almakta. Konseyin, yasa dışı ve zararlı içerikten korunmaya yönelik prensip ve mekanizmaları düzenleyen
tavsiye kararının maddelerinde, “Üye ülkeler, kullanıcıların istedikleri içerikleri seçmelerine imkân tanıyan, farklı filtreleme profilleri ve
arama motorları geliştirilmesine
destek olmalı.
Filtreleme kullanıcılar tarafından
gönüllülük esasına göre uygulanmalı. Üye ülkeler, içerik ve servis sağlayıcıların,
küçükler için zararlı içeriğe karşı, yaş doğrulama sistemleri, kişisel tanımlama kodları, şifreler gibi koşullu erişim mekanizmaları geliştirmelerini destekler” şeklinde internetin yasa dışı ve zararlı içeriği ile mücadele ve internet filtreleme ile ilgili tavsiye kararları da bulunmakta.
AVRUPA BİRLİĞİ: Avrupa için
Dijital Gündem’in (Digital Agenda for Europe) en önemli önceliklerinden biri de çocukların internet ortamındaki risklerden korunmasına yönelik çalışmalar yapmak. AB ülkelerinde faaliyette bulunan gerek mobil gerekse de sabit internet hizmeti sunan işletmecilerce, çocukların ve gençlerin
güvenli internet kullanımına yönelik çalışmalar yapılmakta ve bu hususlarda alternatif hizmetler sunulmakta.
Avrupa Birliği Komisyonu, internetin yasa dışı ve zararlı içeriğiyle mücadele ve çocukların korunmasına yönelik, 1996 yılında bildirim yayınlamış ve
Şubat 1997 tarihinde, üye ülke hükümet temsilcileri konseyi, internet üzerindeki yasa dışı ve zararlı içerikle ilgili karar almıştı. 1999 yılından itibaren de Güvenli İnternet Programı uygulamaya konuldu. Güvenli İnternet Programı çerçevesinde; başta aileler ve çocuklar olmak üzere kullanıcıların, interneti doğru, etkin ve güvenli kullanmalarına yönelik faaliyetler desteklenmekte.
Avrupa Komisyonu (EC) ile mobil servis sağlayıcıların 2007 yılında gönüllü olarak yaptıkları “Çocukların ve Gençlerin Güvenli Mobil Kullanımına İlişkin Avrupa Çerçeve Anlaşması”, Avrupa mobil pazarının yüzde 96’sını oluşturan 91
firma tarafından imzalandı. Bu kapsamda, söz konusu firmalar çocukların uygunsuz içeriklere ulaşmasını engelleyen önlemler almakta ve güvenli mobil kullanımına ilişkin bilinçlendirme kampanyaları
düzenlemekte.
OECD: OECD tarafından Haziran 2008’de gerçekleştirilen İnternet Ekonomisinin Geleceğine İlişkin
Seul Bakanlar Toplantısı’nda, internetin çocukların üzerindeki etkileri ve onların internet ortamında korunması konularında ortak bir anlayışın geliştirilmesi için hükümetlere, özel sektöre,
sivil topluma ve bütün internet toplumuna ortak bir çaba gösterilmesi çağrısında bulunuldu. Aynı toplantıda çocukların internet ortamında korunması hususunda hükümetler ile icra makamları arasındaki
sınır ötesi işbirliğinin artırılması yönünde de çağrıda bulunuldu.
APEC ve OECD’nin 15
Nisan 2009 tarihinde Singapur’da düzenledikleri “Çocuklar için Güvenli İnternet Ortamının Teşviki” başlıklı sempozyumda üye ülkelerin İnternetin Güvenli Kullanımına yönelik çalışmaları tartışıldı. Toplantıda görüşülen konular OECD’nin “Bilgi Güvenliği ve Gizlilik Çalışma Grubu” tarafından 8-9
Mart 2010 tarihli toplantısı sonrası
taslak bir
rapor hâline getirildi. Söz konusu rapora göre;
Kanada,
Danimarka,
Norveç,
İsveç ve İngiltere gibi ülkelerde İSS seviyesindeki filtreleme sistemleri uygulanmakta.
İNGİLTERE: İngiltere’de bütün mobil şebekeler, standart olarak yetişkin içeriğe erişimi engelleyecek filtreleme yazılımı sağlamakta. Engellemeyi aşmak için şebeke operatörü üzerinden yaş doğrulama işlemi yapılması gerekmekte.
İSVİÇRE: İsviçre’de 9 Mart 2007 tarihli Telekomünikasyon Servisleri konusundaki İsviçre Yönetmeliği’nin (OTS) 41. maddesi gereğince İsviçre Telekomünikasyon İşletmecileri, 16 yaşından küçük olduğu belirlenen kullanıcılarının erotik ve pornografik içeriğe sahip içeriğe erişimini engelleyici tedbirler almakla yükümlü.
İSPANYA: İspanya’da 32/2002 sayılı “Bilgi Toplumu Servisleri ve Elektronik
Ticaret” kanunu çerçevesinde; çocuklar için online riskler ve uygun filtreleme teknolojileri konusunda kullanıcılar bilgilendirmekle yükümlü.
JAPONYA:
Japonya, Haziran 2008’de “Gençler İçin Güvenli ve Emniyetli İnternet Kullanımı Sağlayan Bir Ortamın Geliştirilmesine İlişkin Yasa”yı kabul etti. Söz konusu yasa, filtreleme hizmetleri sağlamayı zorunlu hâle getiriyor. Çocukların internetteki yasa dışı ya da zararlı bilgilerden korunması çabalarının ilerletilmesini de teşvik ediyor. Yine, Japonya’nın “Filtreleme Sistemlerinin Yaygınlaştırılmasının Teşviki
Eylem Planı”, filtreleme servislerinin yaygınlaştırılmasını desteklemekte. Japon mobil operatörleri,
kara liste temelli filtreleme ve küçüklere uygun özelleştirilebilir hizmetler sunmakta.
AVUSTRALYA:
Avustralya hükümeti 2006 yılının Haziran ayında duyurduğu, 116,6 milyon Avustralya Doları (86 milyon ABD $) bütçeye sahip “Avustralya Ailelerini
Online Ortamda Koruma” girişimi ile 3 yıllık süre içerisinde, ücretsiz filtre yazılımlarına 93,3 milyon Avustralya Doları ayırarak tüm ailelere ücretsiz internet filtreleme yazılımı dağıtmayı öngördü.
Eylül 2008 tarihinde bu girişimin yanı sıra şebeke temelli filtreleme çalışmalarına da başladı.
BTK Başkanı
Tayfun Acarer:
Eleştirenler yönetmeliği okudu mu?
Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı düzenleyici kurum
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, yapılacak uygulamanın kullanıcılardan gelen talepler doğrultusunda oluşturulduğunu ifade etti. Acarer, “Standart paket şu an kullanılan paket olacak ve çocuk, aile, yurtiçi profilleri bu pakete ek olarak gelecek. İnternet servis sağlayıcılarla yapılan görüşmeler ve talepler sonucunda bu ihtiyaç ortaya çıktı. Yapılacak uygulamayı eleştirenler acaba bu kararı okudu mu? Hiçbirinin bu yönetmeliği okuduğunu sanmıyorum. Çünkü bu düzenleme tüketicilerin istekleri üzerine yapılıyor.”Tayfun Acarer, paketler hakkında şu bilgileri verdi: “Paketler arasında çocuklara yönelik olanın içerik kısıtlaması yüksek. Aile paketi ona göre daha geniş. Yurtiçi paketi ise 5651 nolu kanun kapsamında suç unsurlarını barındırmayacak şekilde hazırlandı. Bu pakette erişimi engellenen sitelerin büyük bölümü yurt dışı kaynaklı. Çocuk istismarı da bu erişim engellemelerinin yüzde 40’ını kapsıyor. Yurt içi sitelerimiz daha güvenli.”