İnternet Kurulu'nun hazırladığı ''internet üzerinde işlenen suçlara ilişkin
yasa''da değişiklik içeren taslakla
Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google ve YouTube'un
Türkiye'de temsilcilik açmasının önündeki engeller kalkıyor.
Taslağa göre,
hapis cezaları kalkacak, mahkemelere yalnızca Türkiye'den erişimin engellenmesi talebinde bulunulacak, kişisel hak koruması sağlanacak ve suç işleniyorsa
siteden içeriğin kaldırılması istenecek.
İnternet Kurulu Başkanı
Serhat Özeren, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İnternet Kurulu'nun
sivil toplum kuruluşları, özel sektörden oluşan ve ilgili kamu kuruluşlarını da barındıran özerk bir yapı olduğunu hatırlattı.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (
TÜSİAD) AB
Komisyonunun hazırladığı ve 12 Ekim'de açıklanacak ''Türkiye 2011 İlerleme Raporu'' taslağını derlediğini belirten Özeren, AB'nin
raporda orantısız kapsam ve süreli
internet sitesi yasaklarının sıklıkla devam ettiği,
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB)
Mayıs 2009'dan beri yasaklı internet siteleri konusunda istatistik yayımlamadığı, YouTube ve bazı diğer internet portallarına karşı açılan ve
ifade özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkını kısıtlayan davaların sürdüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) yoğun tepkiler karşısında bu yılın
Ağustos ayında yeni yönetmelik çıkardığı bilgilerine yer verdiğini anlattı.
Bu konularda AB'nin belirli kişilerden bilgi almasını yeterli bulmadıklarını dile getiren Özeren, ''Doğrusu, internet
kanun ve düzenlemelerindeki tüm sürecin içinde olan bir kurum olan İnternet Kurulundan da bilgi almaları olurdu. Yalnızca olumsuz düşünceleri aktarmak objektif bir yaklaşım olamaz ve yanıltıcı bir rapor oluşturur'' diye konuştu.
İnternet üzerinde işlenen suçları ve buna bağlı hukuku düzenleyen 5651 sayılı ''İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun''u değiştirmek için
teklif düzeyinde bir değişiklik taslağı hazırladıklarını ifade eden Özeren, şöyle devam etti:
''Mevcut yasanın internetin ülkemizdeki hızlı gelişiminden kaynaklanan ihtiyaçlarını karşılamadığını zaten belirtiyoruz. İnternet Kurulu olarak özellikle 'erişimin engellenmesi' uygulamalarını yenileyecek bir yapılanma ihtiyacının farkındayız. Bizler siyasi bir irade değiliz, doğru yapılan işlere 'doğru', yanlışa 'yanlış' demek zorundayız. Ülkemizde internetin gelişimi son 10 yılda büyük bir ivme kazanmış ve yaklaşık 45 milyon internet kullanıcısına ulaşılmıştır.
Ülkemize
yabancı yatırımcıların gelmesi,
yerli sermayenin ülkemizde kalması ve
elektronik ticaretinde daha fazla gelişmemiz gerekmektedir. Bu sebeple başladığımız çalışmamızı 1 ay içinde
Ulaştırma Bakanlığı'na teklif olarak sunmayı hedefliyoruz.
İnternet Kurulu haricindeki
platform ve sivil toplum kuruluşlarını da çalışmaya katkıda bulunmaya çağıracağız.''
Hapis cezaları kalkıyor
Değişiklik taslağının genel çerçevede, yer sağlayıcı olmanın şartları, re'sen site
kapatma, erişime engellenme uygulamalarının günümüz ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde baştan düzenlenmesini kapsayacağını belirten Özeren, değişiklikle hapis cezalarının kaldırılacağını belirtti.
Yer sağlayıcı belgesi alan siteler için geçerli olan hapis cezalarının kaldırılmasının nedeninin Türkiye'de yer sağlayıcı belgesi alamayıp
ofis açmayan, yani yatırım yapmayan şirketlerin önünü açmak ve onların Türkiye'de faaliyette bulunarak
vergi vermelerini sağlamak olduğunu vurgulayan Özeren, ''Böylelikle Google'ın ve YouTube'un Türkiye'de temsilcilik açmasını engelleyecek hiçbir hukuki zaruret de kalmayacak. Bu kuruluşların Türkiye'ye gelmemek ve vergi sistemine dahil olmamak için öne sürdükleri nedenler de ortadan kalkmış olacak'' şeklinde konuştu.
Taslakla bazı tanımlara da açıklık getireceklerini kaydeden Özeren, içeriğin bütün dünyadan ulaşılamaz kılınması şeklinde anlaşılan ''yayından çıkarılması'' ibaresinin ''içeriğe alternatif yollar haricinde
yurt içinden erişimin engellenmesi'' şeklinde tanımlanacağını anlattı.
Özeren, alınmış engelleme kararlarının uygulanması sürecinde Başkanlığın görev ve sorumluluklarının, taslakta, tereddüte yer vermeyecek şekilde netleştirildiğini dile getirdi.
''Site kapatmaları yalnızca TİB tarafından yapılmıyor''
AB'nin TİB'in 2009'dan bu yana yasaklı internet siteleri konusunda istatistik yayımlamadığına ilişkin eleştirisine de
yanıt veren Özeren, şunları söyledi:
''Ülkemizde site kapatmaları yalnızca TİB tarafından yapılmamaktadır, hatta orantısız kapatmaların hiçbirinde TİB'in bilgisi dahi yoktur. Bu nedenle tek elden yürütme yapılacaktır. TİB haricinde kapatmalar yapıldığı için TİB bu istatistikleri vermemektedir. Ayrıca AB bunu sorarken AB ülkelerinin hepsi de bu istatistikleri paylaşsa ve kapattıkları siteyi ülkemizde olduğu gibi gerekçesini paylaşsalar çok daha adil olacaktır.''
Bu yılın
Nisan ayında TİB'in İnternet Kanunu'nu temel aldığını bildirerek, internet
servis sağlayıcılarına
mektup gönderdiğini ve bazı
tahrik edici kelimeler içerdiği belirtilen siteleri iptal etmesini istediğinin kamuoyunda yansıdığını hatırlatan Özeren, ''TİB bu konuda alınan yoğun eleştirilere ise internet sunucularına yasadışı içerikli internet sitelerini ortaya çıkarma konusunda internet servis sağlayıcılarına referans almaları amaçlı bir kelime listesi göndermiştir, yoksa listede adı geçen kelimeleri içeren siteler kapanacak düşüncesi o dönemde tamamen bir yanlış anlamadır'' dedi.
AB'nin rapordaki ''BTK'nın yeni yönetmeliğinin değişikliklerle birlikte Ağustos'ta kabul edildiğini'' belirten ifadelerine de değinen Özeren, sistemin
Kasım ayında kullanıcıların hizmetine sunulacağının altını çizdi.
Bireysel kullanıcı olumlu etkilenecek
Yeni düzenlemeden Türkiye'deki bireysel internet kullanıcıların olumlu etkileneceğini kaydeden Özeren, ''Özellikle kişisel hak koruması sağlanmış olacak. Kişi hakkında olumsuz yazı ve
hakaret içeren yazılar varsa bunlarla ilgili düzeltme talebinde bulunabilecek'' dedi.
Özeren, AA muhabirinin, internet sitelerinin pornografi, kişilik haklarına saldırı, müstehcen ifadeler gibi hukuka aykırı içeriklerinin olması durumunda söz konusu düzenlemeyle nasıl bir yol izleneceği sorusunu, ''Bu zamana kadar sakıncalı içeriklere karşı en çok ihbar yöntemiyle işlem yapılıyordu. Yine bu yöntem işleyecek ve bunun haricinde sakıncalı bir içerik tespit edildiğinde siteye uyarıda bulunularak içeriğin kaldırılması talep edilecek. İçerik kalkıyorsa bir problem yok. Bu noktada eğer sitenin bu yayını Türk
Ceza Kanunu'na (TCK) suç unsuru teşkil ediyorsa, Türkiye'den erişimi engellemekle yükümlüdür. Bunu yapmadığı takdirde site kapatmasına gidilir. Bu zamana kadar önemli sitelerde bu işlem sağlıklı devam etmiş ve bundan sonra da daha sağlıklı olarak devam edecektir'' şeklinde yanıtladı.
Mevcut yasada içerik çıkartılma talebi olmadan da site kapatma talebinin doğrudan
savcılık ve mahkemelerce verilebildiğini söyleyen Özeren, ancak, artık önce içeriğin çıkartılması talebinin şart olacağını ve eğer bu talep yerine getirilmiyorsa kapatmanın son ihtimal olarak devreye gireceğini anlattı.