Ergün, "Biz hükümet programında bunu takdim ettik. Türkiye'de gerçekleşmesi gereken projelerden biri. Yatırım teşvik sistemi bu yatırımı gerçekleştirmeye imkân verecek unsurları içerecek. Stratejik yatırımlar başlığı altında otomobil yatırımı yer tutacak. Yatırımcılar da onu bekliyor. Biz de o unsurları oraya koyacağız." dedi. Gazetecilerle bir araya gelen Ergün, yeni teşvik sisteminin şubat ayında kamuoyu ile paylaşılacağını açıkladı. Yerli otomobilin iç pazarda 150 bin satmasının markanın sürdürülebilirliği açısından önemli bir rakam olduğunu kaydeden Ergün, dünyada 100 bin satmayan markaların hayatlarını devam ettirdiğini ifade etti. Honda'nın Gebze'deki üretiminin kapasitesinin 25 bin araç olduğunu hatırlatan Ergün, kapasitenin 50 bine çıkarılmasının düşünüldüğünü aktardı. Kuş serisi olan Doğan, Şahin ve Kartal'ın kalıplarını yenileme ve yeni tasarımlarını ortaya koyma evresinde terk edildiğini belirten Ergün, "Halbuki bu modellerin teknolojisini bir adım öteye geçirebileceğimiz zaman bunu terk etmeseydik, bu yatırımı yapsaydık bugün bu markalar dünyanın birçok yerinde yeni tasarımıyla ve iç pazarda varlıklarını sürdüreceklerdi." diye konuştu. Türkiye'nin otomotiv sektöründe 50 yıllık birikimi olduğunu belirten Ergün, güçlü bir yan sanayi bulunduğunu kaydetti. Ergün, "İç pazarınız 1 milyon rakamını aşacak ve sizin markanız yok. Otomobil üretmeyi biliyorsunuz, bütün parçaları üretiyorsun, mühendislik gücün, tasarımın var. Ancak bir marka meydana getirmiyorsun, mesele bu." diye konuştu. Türkiye'de üretilen cihazları yerli saydıklarını aktaran Ergün, markanın prestij olduğunu kaydetti. "Bir ülkede kendi ürettiği bir otomobil markasının dolaşması prestijli bir iş." diyen Ergün, "Bu portakal sıkacağı değil ki. Portakal sıkacağı markası tabii ki olabilir onda da markalaşabiliriz ama bu farklı bir şey. Çok geniş kullanım alanı var. İnsanlarda otomobil sahibi olma arzusu son derece yüksek. Allah için iyi birikimimiz var 50 senedir. Dünyanın en kusursuz araçlarını üretiyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Devletin şirket kurup yerli otomobil üretemeyeceğini aktaran Ergün, Türkiye'de 100 tane sanayicinin isterse tek başına marka çıkarabileceğini ifade etti. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün, kamunun satın alma gücü ve bazı projelerin ofset uygulamaları ile zenginleştirileceğini söyledi. Kamu alımlarında satın alınacak malın bir kısmının Türkiye'de üretilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Ergün, yerlilik oranını artırmayı taahhüt eden firmanın ön plana çıkacağını kaydetti. Ergün, "Kim ucuza verecek, ondan satın alacağız amacı değil sadece. 'Kardeşim bizim büyük bir satın alma gücümüz var, sizden alırız ama şu şu şu parçaları Türkiye'de üretirseniz alırız. Bizim göstereceğimiz bazı firmalarla işbirliği yaparsanız, sizden alırız' diyeceğiz. Tıbbi cihaz alımında Sağlık Bakanlığı'nın satın alma gücü teknolojik ürünlerin Türkiye'de üretilmesine dönük kullanılacak." dedi. Savunma sanayiinde ofset uygulamasına ağırlık verildiğini aktaran Ergün, bu konuda Türkiye'nin Ar-Ge yapan bir ülke haline geldiğini söyledi. Çekte alacaklının da vicdanı rahatlatılmalı Çek Kanunu Tasarısı'na ilişkin değerlendirmede bulunan Bakan Ergün, çekte hapis cezasının kaldırılmasına ilişkin sürecin zor bir durum olduğu görüşünde. Alacaklının da vicdanının rahatlatılması gerektiğine dikkat çeken Ergün, "Borcunu ödeyemediği için hapse girenler arasında hapiste olmasa çalışarak borcunu ödeyebilecek durumda olanlar var. Alacaklının da hukukunun korunacağı bir mekanizma ile hareket edilmesi daha doğru olur." şeklinde konuştu. Türk Ticaret Kanunu'na ilişkin son günlerde yapılan eleştirilere cevap veren Ergün, TTK'nın temmuz ayında uygulamaya gireceğini söyledi.