Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi, iki akademisyeni hakkında birden fazla terör örgütüne üye olma suçlamasından soruşturma açtı. Akademisyenlerin görev süreleri savunma hakkı bile tanınmadan sona erdirildi. Ayrıca görev sürelerinin uzatılmaması konusunda rektörlüğe görüş bildiren üç kişilik heyetin aslında iki kişi olduğu, dekanın aynı zamanda bölüm başkanı olarak çift oy kullandığı ortaya çıktı.
Geleceğin hakim, savcı ve avukatlarını yetiştiren Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Türkiye’nin Mecliste kabul edilen yargı reform paketini konuştuğu günlerde hukuksuzluk zincirine imza attı. Avukat Heval Yıldız Karasu’nun Eskişehir’de bulunan ofisine geçtiğimiz yıl av tüfeğiyle ateş açılması barolardan, sendikalara ve belediye başkanına kadar herkesin tepkisine neden olmuştu. Fakat saldırıdan bir gün sonra 26 Eylül 2018’de yapılan basın açıklaması, Anadolu Üniversitesi tarafından soruşturma konusu edildi. Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde çalışan Öğretim Görevlisi Dr. Barış Işık’ın katıldığı bu basın açıklaması birden fazla terör örgütüne destek şeklinde değerlendirildi.
SAVUNMALARI ALINMADAN GÖREVE SON
Fakat iki akademisyen de haklarında açılan soruşturmayı kendilerine yapılan tebligat ile değil, sözleşmelerinin yenilenmemesiyle öğrendi. 13 Eylül 2019 tarihinde Hukuk Fakültesi Dekanı Hüseyin Özcan tarafından rektörlüğe gönderilen dilekçede, soruşturma açılması dikkate alınarak akademisyenlerin görev sürelerinin uzatılmasının uygun görülmediği bildirildi.
KOKTEYL TERÖR SUÇLAMASI
Soruşturma için savunma daveti ise Dr. Barış Işık’a 4 Ekim 2019 tarihinde iletildi. Söz konusu basın açıklamasına katıldığı belirtilen soruşturma bildiriminde, “PKK/KCK/YPG/PYD terör örgütü ile DHKP-C terör örgütüne propaganda yardım” ve “hatta üyelik” suçlamalarında bulunuldu. Barış Işık savunmasını yapması içinde gerekli bilgilerin kendisinde olmadığı nedeniyle soruşturma dosyasının kendisine de verilmesi istedi. Ancak talebi soruşturmanın gizliliği gerekçe gösterilerek reddedildi.
DEKAN BÜTÜN BÖLÜMLERİN BAŞKANI
Öte yandan Dr. Barış Işık’ın görev süresinin uzatılmaması formunda adı geçen üç kişilik heyetten ikisinin aynı kişi olduğu ortaya çıktı. Anabilim dalı başkanı, bölüm başkanı ve dekandan oluşan heyette, Hukuk Fakültesi Dekanı Hüseyin Özcan’ın aynı zamanda bölüm başkanı sıfatıyla çift oy kullandığı görüldü. Anabilim dalı başkanı görev sürelerinin devamı yönünde oy kullandı. Ancak Dekan Özcan iki oyunu da görev sürelerinin uzatılmaması yönünde kullandı. Tüm bölüm başkanlıkları ve üç ana bilim dalı başkanlığını elinde toplayan Dekan Hüseyin Özcan, iki akademisyenin işsiz kalması yönündeki görüşü tek başına belirledi.
"İFADEMİZ ALINMADAN İŞTEN ATILDIK"
Yaşadıklarını gazetemize anlatan Dr. Barış Işık, “Olaylar hukuken şaşkınlık verici. Adeta minareyi çalıp kılıfı hazırlamaya çalışıyorlar. Düşünsenize, atamamın yenilenme tarihi olan 30 Eylül’ den bir ay önce soruşturma açılıyor; bu tarih Sayın Dekanın bize ‘durumunuz sıkıntılı’ dediği zamana denk düşüyor. İfademizi almaya gerek bile duyulmadan işten atılıyoruz. Dosya içeriğini göremiyoruz. Tanık beyanlarından, bulgularından bahsediliyor ama kim bu tanıklar bilmiyoruz” dedi.
"HUKUKSUZLUK KAYGILANDIRIYOR"
Oysa bir soruşturmanın karşı tarafa gizli olamayacağını belirten Işık, “Hakkımda bir ceza soruşturması dahi yokken terör örgütü üyesi olduğuma kanaat getirmişler. Hem de birden fazla terör örgütüne aynı anda... Bir ceza hukukçusu olarak kızgınlığımın yanında büyük bir şaşkınlık içerisindeyim. Bir yıl önce katıldığım hukuka uygun bir basın açıklaması, gizli tanıklar, düzmece belgeler...Bu yöntem çok tanıdık. Yakın geçmiş hukuka zarar veren bu tür örneklerle dolu. İşimden haksız yere atılmamın yanında hukuksuzluğun hukuk haline getirilmesi beni daha çok kaygılandırıyor” ifadelerini kullandı.