Seçim hükümetinde HDP kontenjanında yer alan iki bakanın istifasına yönelik hükümet kanadından ilk açıklama Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş'tan geldi.
Bakanlar Kurulu sonrası istifa hakkında bilgi veren Kurtulmuş, iki bakanın medeni bir şekilde istifalarını sunduklarını ve ayrıldıklarını kaydetti. İki bakanın istifasının "sanki bir koalisyon hükümeti bozulmuş gibi" algılanmaması gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, yerlerine bu akşam iki bağımsız ismin atanacağını belirtti. Ancak iki bakanın istifalarının ardından yaptıkları açıklamayı eleştiren Kurtulmuş, "Ayrıldıktan sonra içeride konuşulmamış konuları içeren, son derece siyasal dozu yüksek bir basın açıklaması yaptılar. Anlaşılıyor ki bu arkadaşlarımız bu basın açıklamasını bir yerlerden gelen talimatlarla yaptılar. Hükümetimizi Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız hakkında ortaya koymuş olduğu fikirlerin hiçbirisini kabul etmek mümkün değildir. Bu sözlerin tamamını yakışıksız ve tamamını eleştiri dozunun üstünde bulduğumuzu ifade ediyoruz, yersiz bulduğumuzu ifade ediyoruz ve şiddetle kınıyoruz, şiddetle reddediyoruz." dedi.
Türkiye'nin 63. seçim hükümeti, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında ikinci kez Bakanlar Kurulu toplantısını gerçekleştirdi. HDP kontenjanından kabineye giren eski Avrupa Birliği Bakanı Ali Haydar Konca ve eski Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan'ın Bakanlar Kurulu öncesinde istifa etti. Bakanlar Kurulu'nun ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş basın toplantısı düzenledi.
Kurtulmuş, gazetecilerin soruları cevaplamadan önce toplantı öncesinde istifa eden iki bakan hakkında bir açıklama yaptı.
"İSTİFA KARARINI MEDENİ BİR ŞEKİLDE SUNDULAR"
Kurtulmuş ilk olarak, "Bakanlar Kurulu'muzun hemen başlangıcında şu anda Türkiye kamuoyuna da mal olmuş olan bir gelişmeyi yaşadık. 63. seçim hükümetinde anayasal bir zorunluluk ve sorumluluk gereği kurulmuş olan seçim hükümetinin Avrupa Birliği Bakanı ve Kalkınma Bakanı olarak görev yapan HDP kontenjanından buraya Başbakanımız tarafından teklif ederek, kabul ederek hükümette yer almış olan iki bakan arkadaşımız Müslüm Doğan ve Ali Haydar Konca istifa etmişlerdir. Ve istifa kararlarını toplantının başında Başbakanımıza ifade etmişlerdir. Son derece medeni şekilde kendi açıklamalarında da ifade ettikleri gibi hiçbir tartışmaya mahal bırakmaksızın istifalarını çok kısa bir şekilde gerekçelendirerek ifade ettiler, ilettiler. Arkasından da Sayın Başbakanımız kendileri ile ilgili olarak söyledikleri konularda aynı görüşte olmadığını ifade eden, kendi görüşünü hükümetimizin görüşünü ifade eden bir açıklamayla bu görüşlere katılmadığını, yine son derece medeni, son derece açık yüreklilikle ifade ederek kendilerine teşekkür ettiler. Sayın Müsteşarımız Madenoğlu tarafından her iki bakan kapıya kadar uğurlandılar." dedi.
Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, "Bugün Türkiye'de bir koalisyon hükümeti bozulmuş değildir. AK Parti ve HDP bir koalisyon hükümeti kurmuş değillerdi. Anayasal bir zorunluluk olarak ve anayasal sorumluluklarını kuşanmış olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin 63. hükümeti Sayın Cumhurbaşkanımızın görevlendirmesiyle Sayın Başbakanımızın başbakanlığında kurulmuştu. Dolayısıyla bu seçim hükümetinde yer almayı kabul eden bu iki değerli eski bakan, kendi iradeleriyle burada yer almayı kabul ettiler, bugün de kendi iradeleri ile bu hükümetten ayrılma fikrini ortaya koydular ve hükümetten ayrıldılar. Ben bu kararlarının kendileri için hayırlı olmasını, bu kararlarının aldıkları kararların kendileri için iyi sonuçlar vermesini temenni ederim." değerlendirmesinde bulundu.
"OLAĞANÜSTÜ BİR DURUM YOK"
Sanki bir hükümet bozulmuş, bir hükümet dağılmış gibi bir algı içinde olmaya gerek olmadığını söyleyen Numan Kurtulmuş, "HDP kontenjanından hükümette yer alan iki arkadaşımız istifa ettiğinde, yine anayasal çerçevede neyin nasıl yapılacağı son derece açık ve bellidir. Sayın Başbakanımız en kısa süre içinde iki bağımsız bakanı, bu arkadaşlarımızın yerine atayacak. Şu anda Sayın Cumhurbaşkanımıza bu görevlendirmelerle ilgili teklifini sunacak. Arkasından da görevlendirme yapılarak görevlendirme Cumhurbaşkanımız tarafından onaylanarak iki bakan arkadaşımız görevlerine başlayacaklar. Burada herhangi bir olağanüstü durum yok. Hükümet zaten olağanüstü şartlar içerisinde kurulmuş olan bir hükümet. Bir hükümet kurulamadığı için Türkiye'yi seçime götürmek için kurulmuş olan bir hükümetti. İki arkadaşımız istifa ettiler, onların yerine başka iki arkadaşımız gelerek bu hükümet 1 Kasım'a kadar görevini yerine getirecek." diye kaydetti.
"BİREYSEL OLARAK HÜKÜMETTE YER ALDILAR, BİREYSEL OLARAK AYRILDILAR"
Bu hükümetin anayasal zorunlulukla kurulmuş bir hükümet olduğunun altını çizen Kurtulmuş, "Ve bu hükümetin iki temel amacı vardır. Bunlardan bir tanesi, kamu düzenini korumak ve Türkiye'de yönetim boşluğu oluşturmadan 1 Kasım'a kadar gitmek. İkincisi; 1 Kasım'a giderken de Türkiye'yi suhuletle sükunetle ve barış içerisinde seçime götürmek vazifeleridir. Bu hükümetin iki temel vazifesi budur. Bugüne kadar da bu hükümet yönetim boşluğu bırakmamak konusunda hatta en zor kararları dahi alarak yoluna devam etmiştir. Bundan sonra da yoluna devam edeceğinden kimsenin şüphesi olmamalıdır. Bu anlamda bu değerli bakan arkadaşlarımız bireysel tercihleriyle hükümette olmayı kabul ettiler ve bireysel tercihleriyle de hükümetten ayrıldılar." sözlerini kaydetti.
"İKİ BAKANIN CUMHURBAŞKANI HAKKINDA SÖYLEDİKLERİ YAKIŞIKSIZ"
Numan Kurtulmuş, iki eski bakanın istifalarının ardından yaptıkları basın toplantısında sarf ettikleri sözleri ise eleştirdi. Kurtulmuş, "Ancak ayrıldıktan sonra içeride konuşulmamış konuları içeren, son derece siyasal dozu yüksek bir basın açıklaması yaptılar. Öyle görülüyor ki o basın açıklamasında ortaya konulan fikirlerin hiçbirisi içeride konuşulmamıştı. Anlaşılıyor ki bu arkadaşlarımız bu basın açıklamasını bir yerlerden gelen talimatlarla yaptılar. Bu basın açıklamasında ortaya konulan fikirlerin, hiçbir şekilde içeride yansıttıkları fikirlerle de bir ilgisi olmadığını da ifade etmek isterim. Ayrıca bu basın açıklamasında hükümetimizi Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız hakkında ortaya koymuş olduğu fikirlerin hiçbirisini kabul etmek mümkün değildir. Bu sözlerin tamamını yakışıksız ve tamamını eleştiri dozunun üstünde bulduğumuzu ifade ediyoruz, yersiz bulduğumuzu ifade ediyoruz ve şiddetle kınıyoruz şiddetle reddediyoruz." ifadelerini kullandı.
"GÖREV YAPMALARINA ENGEL OLUNDUĞU DOĞRU DEĞİL"
Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu süre içerisinde sayın bakan arkadaşlarımızın şahıslarının tespit ve teşhis ettiklerini söyledikleri hiçbir konu ne bu bakanlar kurulunda ne önceki bakanlar kurulunda gündeme gelmemiştir. Ayrıca bu arkadaşlarımızın hiçbirisinin görev yapmalarına engel olunmamıştır. Cizre ile ilgili o süreçte ortaya koymuş oldukları mesele de şudur: Bu bakan arkadaşlarımız diğer bütün bakan arkadaşlar gibi aynı hak ve aynı yetkiye ama aynı zamanda da aynı sorumluluklara sahip olan insanlardır. Benim bakan olarak yetki ve sorumluluğum neyse Sayın Ali Haydar beyin de Müslim beyin de yetki ve sorumlulukları aynıydı. Herhangi bir yere sivillerin girmesi ile ilgili bir karar varsa yasak kararı varsa bu karara nasıl ben uymak zorundaysam diğer bakan arkadaşlarımız uymak zorundaysa bu arkadaşlarımız da uymak zorundaydılar. Dolayısıyla görev yapmalarına engel olunduğu mani olunduğu şeklindeki eleştirilerinde doğru olmadığını ifade etmek isterim."
"ÖNÜMÜZDEKİ SAATLERDE İKİ BAKAN ATANACAK"
Kurtulmuş, son olarak şunları söyledi: "Bu seçim hükümeti Türkiye'nin 63. hükümeti olarak üzerine düşen bütün sorumlulukların bilincinde olarak 1 Kasım'a kadar Türkiye'yi sühuletle sakin bir şekilde seçimlere götürecek ve yönetecektir. Hiçbir alanda hiçbir bakanlıkla ilgili konunun kapsamında en ufak bir yönetim boşluğu olmayacaktır. Bu çerçevede zannediyorum önümüzdeki saatlerde bu iki bakan arkadaşımızın yerine de iki bakan atanarak hükümet yoluna devam edecektir."
CİHAN