İki yüz elli ve daha az kişinin istihdam edildiği, senelik net satış hâsılatı 25 milyon liranın altında olan işletmeler küçük ve orta boy (KOBİ) liginde yer alıyor. KOBİ deyip geçmeyin. Türkiye’de kayıtlı her 100 çalışanın 77’sini KOBİ’ler istihdam ediyor. Katma değerin üçte biri de KOBİ’ler tarafından tesis ediliyor. İstihdamı sırtladıkları için KOBİ’lerin içtimaî fonksiyonları son derece ehemmiyet arz eder. Bu işletmelerde işlerin yolunda gitmesi ekonominin sıhhati açısından hayatî kıymettedir.
İmalat sanayinin yüzde 99,6’sı da KOBİ’lerin omuzlarındadır. Dolayısıyla ‘sanayinin görünmeyen kahramanları’ ifadesi KOBİ’ler için mübalağa sayılmaz. Bahse konu işletmeler ‘yan sanayi’ ve ‘fason imalatçı’ gibi sıfatlarla Koç ve Sabancı dâhil sanayinin devlerinin arka bahçesinde mütemadiyen mesaidedir.
KOBİ’LER BATIYORSA İŞLER NASIL SÜT LİMAN OLUR!
KOBİ’lerin nabzı iktisadî faaliyetlerin nabzını da verir. KOBİ’ler iyiyse ekonomi iyiye gidiyor, işsizlik azalıyor, refah artıyor demektir. KOBİ’lerin dişi ağrısa memleketin başına ağrılar girer. Hal böyle iken Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) Nisan ayı verileri KOBİ’lerin mali açıdan tükendiğini gösteriyor.
Son bir sene içinde 322 bin 806 KOBİ icralık oldu. Bankaların 3 milyon 93 bin 764 KOBİ müşterisi olduğu dikkate alındığında 10 işletmeden birinin borcunu ödeyemediği anlaşılıyor. KOBİ’lerin aldığı kredinin yüzde 5’i battı. Nisan 2016’ya nazaran yüzde 33 artmış batık krediler ve tutar 23 milyar 508 milyon liraya yükselmiş. Bir başka ifadeyle batık KOBİ başına 72 bin TL kredi borcu düşüyor.
KOBİ’LER ÇÖKTÜĞÜ İÇİN İŞSİZLİK PATLADI
İşsizliğin niçin yüzde 13’e tırmandığını, karşılıksız çek tutarının bir ayda nasıl 1,5 milyar lirayı bulduğunu merak edenlere en kestirme cevabı, nakit darboğazına giren KOBİ’Ier veriyor. Kendi yağıyla kavrulan KOBİ’ler nadiren kredi kullanır. Bunun tek sebebi borçlanmaktan korkmaları değildir. Bankaların sonu gelmez taleplerini karşılamaya güçleri yetmediği için de malî kaynaklara erişemezler.
Son bir senede neler oldu ki öyle ya da böyle kredi temin eden on KOBİ’den biri battı?
8 Haziran 2016’da 1 ABD Doları 2,95 TL idi. 8 Haziran 2017’de 1 ABD Doları 3,53 TL. Yüzde 20 erimiş bir para birimi ile mal alıp satan KOBİ’ler dövizdeki artışın bedelini ödüyor. Tıpkı dar ve orta gelirli hane halklarının ödediği gibi…
GEÇEN SENE DOLAR, ŞİMDİ TL EL YAKIYOR
Doların 3,80’lere kadar tırmandığı istisnai devri hariç tutacak olursak ortalama yüzde 20 devalüasyonun yan tesirleri de ağır oldu. Enflasyon (Üretici Fiyatları) KOBİ’lerin liginde yüzde 15,2. Bankaların iki sene ve sonrası için istediği faiz yüzde 20’yi aştı. Bu ahval ve şerait altında sanayinin isimsiz kahramanlarında doların kısmen gerilemesine sevinecek hal kalmadı. Geçen sene dövizden darbe yediler. Dört-beş aydır TL avuçlarında kor ateşe döndü. Atsan atılmaz, tutsan acı verir…
KOBİ’ler kredi borcunu ödeyemediği için icralık olurken bankalardaki döviz hesapları (vadeli+vadesiz) 32 milyar dolar arttı. TL’ye ve ekonomiye itimat kalmadığını bundan daha berrak hangi veri ortaya koyabilir ki! Zengin parasını TL olarak tutmak istemiyor döviz hesabı açtırıyor. Ultra zengin de özel jetleriyle yurt dışına çıkarıyor.
OHAL’DE BU HAL NEYİN NESİ?
Türkiye trolleştirildiği için KOBİ’lerin vaziyetini mübalağa etmeye lüzum yok tabii. Çok zorda kalınırsa Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı gece yarısı dört fon daha kurar. Elde avuçta kalan ne varsa fona devredilir. Bu şirketleri kefalet göstererek bankalardan yine kredi talep edilir.
Batacağını bile bile kredi vermeyen bankacı vatan haini ilan edilir. Sadece KOBİ’lerde batan tutar 23,5 milyar liraya çıktı diye ortalığı ayağa kaldırmak seçilmiş hükümete darbe teşebbüsünde bulunmakla eş değer sayılır! Nitekim binlerce işadamı tevkif edildi, bir o kadar şirkete el konuldu. Herkes otursun oturduğu yerde.
İSPANYA’DAN DOMATES, FRANSA’DAN PEYNİR GELECEK!
Kimse telaşa kapılmasın! AKP hükümetinde çareler tükenmez. Gıda enflasyonundan kurtulacak vatandaş! Pahalı domates ve et çilesi bitecek! Gıda fiyatlarını düşürmek için ithal gıdadan alınan yüzde 130 vergi yüzde 20’lere indirilecek.
Fransa’dan peynir, İspanya’dan domates, Kanada’dan mercimek-kuru fasülye, Arjantin’den sığır eti, Rusya’dan ekmeklik buğday, Özbekistan’dan pamuk gelecek… Enflasyon da işsizlik de düşecek. Çiftçinin de memurun ve emeklinin de yüzü gülecek.
Bir tarafta krizin en bariz emareleri ve can çekişen KOBİ’ler, diğer tarafta çölde vaha tasavvur eden iktidar ve onun azad kabul etmez papağanları… Merkez Bankası’na kalırsa faiz hâlâ yüzde 8. Ekonomiyi sevk ve idare eden bakanlara sorsanız Türkiye destan yazıyor.
79 milyona da o içi boş destanla avunmak kalıyor.
Semih Ardıç / Tr724