Zaman Gazetesi'nin kayyıma devredilmesinin ardından polis gazete binası ve çevresinde olağanüstü hal ilan etti. Kadınların ve çocukların da bulunduğu Zaman okurlarına çok sert müdahalelerde bulundu. Bazı kadınların yaralanmasına yüzlerinin kan içinde kalmasına ve yerlerde sürüklenmelerine yol açtı.
İşte bu korkunç manzaraya AK Parti'nin eski bakanlarından Hüseyin Çelik de tepki gösterdi. Kendi internet sitesinde bir yazı kaleme alan Çelik'in konuyla ilgili ifadeleri şöyle:
AK Parti, yasaklar, yolsuzluklar ve yoksulluklarla mücadele etmek için kuruldu ve yasakları yara yara iktidar oldu. AK Parti iktidarı, asırlardır denenmiş ve hiç bir faydası görülmemiş yasaklara tevessül ve tenezzül bile etmemeli. Unutmayalım ki, 19. Yüzyılda bir işe yaramayan gazete ve gazeteci yasaklama faaliyeti, günümüzün internet çağında hiç bir anlam ifade etmez. Her Periscope yayınının birer televizyon, her web sayfasının, her Facebook ve Twitter hesabının birer gazete olduğunu göz ardı etmeyelim. İster sağ, ister sol, ister muhafazakar, ister şu veya bu uçta olsun, yayın organlarına ve oralarda yazıp çizenlere getirilen yasaklar ve her türlü engellemeler, oldum olası ters tepmiştir. Hiç kimse 12 Eylülcüler kadar sıkı yasakçı olamadı ama onların da akibeti ortadadır.
Burada bir hususun da altını özellikle çizmek isterim. Elbette medya da kanun ve nizama tabi olacaktır. Sorumsuz, Anayasa ve kanunları hiçe sayan bir medya anlayışını akıl ve iz’an sahibi hiç kimse savunamaz. Bizim demokrasi adına, hak ve hukuk adına karşı olduğumuz şey, sırf muhalif olduğu için cezalandırılan medya organları ve medya mensuplarıdır.
Devlet içindeki her türlü kumpasçı, şantajcı, röntgenci, kirli yöntemlerle kirli amaçlara hizmet eden yapılar ve çeteler elbette temizlenmelidir. Bu anlamda her türlü paralel yapılanmayla şahsen sonuna kadar mücadele edilmesinden yanayım. Bu anlayışı besleyen ve payandalık yapan medya da dahil olmak üzere. Ama hukuk içinde kalarak, ama somut delillere dayanarak, ama kurunun yanında yaşı yakmayarak, ama suçların kişiselliği prensibini ayaklar altına almayarak, ama McCarthy’ci bir zihniyeti hortlatmayarak, ama işi cadı avına dönüştürmeyerek, ama öç alma duygusuna kapılıp adalet duygusunu ayaklar altına almayarak. Çünkü Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de bizi uyarıyor: “Bir topluluğa olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin” ( Maide, 8)
1999 yılında, 28 Şubat zihniyetinin ülkede estirdiği zulmü ve kıyımları konu alan ” Türkiye Korkular cumhuriyeti” başlıklı yazımı şu temennilerle bitirmiştim:
“Gözlerde korkunun değil, ümidin ve sevginin parıldadığı bir Türkiye özlemiyle…Türkiye Korkular Cumhuriyeti’nden, Türkiye Sevgiler Cumhuriyeti’ne yelken açmanın zamanı çoktan geldi, geçiyor bile.”
Bu temenni ne yazık ki 17 yıl öncesine aitti. Tarihin tekerrürüne imkan ve fırsat verilmemesi ümidiyle..