DR.ALİ DEMİREL
Soru: Hocam geçtiğimiz günlerde oğlumuzu cennete uğurladık. İsmi Kâsım’dı. Üzüntümüz tarifsiz. Sık sık aklıma Hz. Hatice annemizi getirerek kendimi teselli etmeye çalışıyorum. Malumunuz onun oğlunun ismi de Kâsım’dı. İnternete baktım, doyurucu bilgi bulamadım. Hz. Hatice annemiz oğlu Kâsım’ın vefatını nasıl karşılamıştı, kendini nasıl teselli etmişti? (S.Y.)
Mailiniz uzundu. Buraya özetleyerek almak durumunda kaldım. Satır aralarındaki derin hüzün ve bir o kadar da teslimiyet öylesine net hissediliyordu ki insanın kendisini tutması mümkün değildi. Gözyaşlarıma hakim olamadım.
Acınızı paylaşıyorum. Rabbimiz sabrınızı ziyadeleştirsin. Duadan başka elden ne gelir!
Sorunuzun cevabına geçelim isterseniz.
Malumunuz Kâsım, Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) ile Hazreti Hatice annemizin ilk çocuklarıdır.
Oğlu olduğunu haber alan Peygamberimiz, evine gitti. Oğlunu heyecanla kucağına aldı. Yüzünü, başını ve saçlarını okşadı. Doyasıya öpüp sevdi. Kendilerine sağlıklı ve güzelleri güzeli bir çocuk bahşettiği için Allah’a çokça şükretti. Çocuğun doğumu ile yuvalarını şenlendirdi.
Evde tatlı bir telaş vardı. Herkes bir tarafa koşuyor, hazırlıklar yapılıyordu. Hazırlıklar bitince Sevgili Peygamberimiz göz aydınlığı oğlunu kucağına aldı.
Bir süre sevdikten sonra Kâsım ismini verdi. Arapların geleneğine göre ilk doğan çocuğun ismi, babasının künyesi olurdu. Peygamberimiz Efendimiz’e de Kâsım’ın babası anlamına gelen Ebû’l-Kâsım denildi.
O günlerde Araplarda çocuklarını sütanneye vermek gelenekti. Bu şekilde çocuklar daha sağlıklı oluyor ve Arapça’yı daha güzel konuşmayı öğreniyorlardı.
O yüzden anne ve babalar bir süre çocuklarından ayrı kalmaya razı olurlardı. Hazreti Hatice de hasret acısından içi sızlaya sızlaya oğlunu sütanneye verdi. Sütannesi Safiye annemizin hizmetçisi olan Selma Hanım oldu.
Kâsım yaklaşık iki yaşında iken hastalandı. Daha sütten bile kesilmemişti. Acılar içinde kıvranıyordu.
Efendimiz ve eşi, Kâsım’ın hastalığını anlamaya çalışıyor, tedavi için çırpınıyorlardı. Lakin çabaları sonuçsuz kaldı. Hastalığı her geçen gün artarak devam etti. Sonunda anne-babasının gözyaşları arasında vefat etti. Onları hüzün içinde bırakarak cennete uçuverdi.
Üzülme, yavrumuzun süt emmesini cennette tamamlayacak!
Hazreti Hatice, canı gibi sevdiği yavrusunu kaybetmenin hüznüyle günlerce ağladı. Bu onların vefat eden ilk çocuğuydu.
Onun ölümü ile evlat acısını tadan Peygamberimiz ve eşi onu hiç bir zaman unutmadılar. Oğulları akıllarına geldikçe hüzünlenir, göz pınarlarından yaşlar boşanırdı.
Hazreti Hatice aradan yıllar geçtiği halde Kâsım’ı hala unutamamıştı. Hatırına geldikçe kendini tutamaz ağlardı.
Bir gün yine yavrusu aklına gelmiş gözyaşı döküyordu. O sırada Efendimiz içeri girdi. Sevgili eşinin ağladığını görünce gözyaşlarını silerek niçin ağladığını sordu.
Annemiz:
- Ya Resûlallah! Süt kuzusu yavrum Kâsım’ı hatırladım. Onun için ağlıyorum. Eğer Allah onu bir zaman daha yanımızda bıraksaydı, sütünü tamamlardı, dedi.
Peygamberimiz:
- Üzülme yavrumuz süt emmesini cennette tamamlayacak, buyurarak hanımını teselli etti. Duydukları Hazreti Hatice’yi çok sevindirdi.
- Eğer bunu daha önce bilseydim, oğlumun acısı bana daha kolay gelirdi, dedi.
Hanımını daha fazla rahatlatmak isteyen Efendimiz:
- İstersen Allahu Teâlâ’ya dua edeyim, oğlunun sesini sana duyursun, dedi.
Biricik oğlunun cennette olması annemizi çok sevindirmişti. Bu müjdeden duyduğu sevinci bildirmek için,
- Ya Resûlallah! Ben Allah ve Resûlü’ne inancım ve güvenim tam, dedi. (İbn Mâce, Cenâiz, 27)
Nasıl sevinmesin ki? Bir Peygamber, hangi anneye bu müjdeyi verse dünyalar onun olurdu.
Evet, kim bilir belki de yavrunuz Kâsım’ı, Efendimiz’in Kâsım’ı karşılamıştır. Belki de Hatice annemiz ona siz gelene kadar annelik de yapıyordur/yapacaktır...
https://www.youtube.com/channel/UCknbqNC8KySkc7GieMPFJwA
SORU VE MESAJLARINIZ İÇİN
TWİTTER : @aliihsandemirel