Düzenli olarak ibadethanelere giden insanlar için işsiz kaldıklarında hayata tekrar tutunmak daha kolay oluyor.
Bir araştırmaya göre işini kaybeden insanlar inançlarına göre cami, kilise veya sinagoga ne kadar sık giderlerse şoku atlatmaları ve normal hayata dönmeleri çok az veya hiç ibadet etmeyenlere göre daha hızlı oluyor. Dini eğitim, hayatta karşılaşılan problemlerin üstesinden yara almadan gelme konusunda önemli bir rol oynuyor. Bu problemlerden biri de işsizlik. Düzenli olarak ibadethaneye giden insanlar için ise bu aşılamayacak bir problem değil.
Bu kesim işlerini kaybettiklerinde ibadet etmeyenlere göre daha az acı çekiyor ve yeni hayatlarına daha çabuk intibak ediyor. Jena Friedrich Schiller Üniversitesi ve Amsterdam Üniversitesi'nin kısa bir süre önce gerçekleştirdiği araştırmadan çıkan sonuca göre haftada bir kez kilise, cami veya sinagoga gidenler işsiz kaldıktan üç yıl sonra çalıştıkları zamandaki gibi hayatlarından memnun oluyorlar. Daha az dindar olan insanlar ise tam tersine işsizlik tecrübesinden bariz bir elem duyuyorlar.
DİNDARLIK, İŞSİZLİK ŞOKUNU DİNDİRİYOR
Araştırma, Sosyoekonomik Panel (SOEP) bilgilerine başvurularak gerçekleştirilmiş. SOEP bilgilerine dayanarak yapılan daha önceki birçok araştırma da işinden olmayı insan hayatındaki memnuniyeti en çok etkileyen olay olarak gösteriyor. Araştırmayı yürüten bilim adamlarından psikolog Clemens Lechner ve sosyolog Thomas Leopold'a göre dindarlık işi kaybettikten sonra ortaya çıkan şoku dindiriyor. Dindarlar, işlerini kaybettikten bir yıl sonra ne kadar sık ibadet ederlerse bu durumdan o kadar az etkileniyorlar.
Haftada bir gün ibadet edenlerde ölçülen memnuniyet ise yarı yarıya düşüyor. SOEP bilgileri bilim adamlarını şu sonuca götürüyor: İşini kaybeden insanlar ne kadar sık kilise, cami veya sinagoga giderlerse elem ve kederi uzun vadede üzerlerinden atmaları o kadar hızlı oluyor. Şayet haftada bir ibadethaneye giderlerse üzerlerinden atmaları üç seneyi buluyor. Daha seyrek gidenler veya iç gitmeyenler ise işini kaybettikten bir yıl sonraki ruh halini hala koruyor oluyorlar.
İNANÇ; TESELLİ VE GÜVEN KAYNAĞI
Lechner'e göre işsizler zor günlerinde aradıkları desteği dini topluluklarda buluyorlar. Bunun dışında inancın bir teselli ve güven kaynağı olduğunu düşünen psikolog, "Birçok inanan, Yaratıcı'nın önünde ekonomik anlamda başarılı olsun veya olmasın herkesin eşit olduğunu biliyor." diyor. Araştırmacılar bu sonucu elde etmek için SOEP kapsamında görüşleri alınan 5 bin 446 kişinin bilgilerine başvurmuş. Bu insanlar 1990 ila 2012 yılları arasında işinden olup üç yıl boyunca çalışmayanlardan oluşuyor. SOEP Almanya'nın en büyük uzun zamana yayılan çok disiplinli araştırması olarak biliniyor. CİHAN