"Kısaca iğneden ipliğe kadar, her şeye zam geldi. Emekli-memura, asgari ücretliye kağıt üzerinde yapılan zamlar daha cebine girmeden yılın ilk ayından itibaren geri alındı. Adeta zama-zam, intikam politikası.
Ekonomi büyümedikçe vergi gelirleri de yolsuzluk gelirleri de yetmiyor. Ülkede 2 milyonu aşan mülteci var. Elbette kötü yönetişim ve politikaların faturasını bu halk canıyla, malıyla ve onuruyla ödeyecek. Ödüyor da!
Üretim, verimlilik ve enflasyon sorununu çözemezsen, devamı bellidir. Rey baskısı ile halka verdiğini, zamlarla geri alırsın, enflasyon da yukarı yönde kalıcı olur. Bu hükümet ‘adalet’ içinde ‘kalkınmayı’ sağlayacak, üretim sorununu çözecek ve adil bölüşümü temin edecek, enflasyon kısır döngüsü de böylece kırılacaktı, değil mi? Öyle olmadı. Toplumlar karmaşık bir makine gididir. Her şey birbirine bağlıdır. İş-aş-üretim, eğitim, sağlık ve adalet sorunu çözülmeyince, hapishaneleri katladılar, mahkûm sayısı rekor kırdı ve adam tıkacak yerleri kalmadı. Azmanca büyüyen adalet sarayları, sonsuz zulümlerinin de sembolü oldu.
Yine de siz siz olun, ‘zam geldi’ deyip, ‘paralelin ekmeğine yağ sürmeyin’! Yeni Türkiye’de zam yok, fiyat artışı var. Hatta ‘artış’ da kafa karıştırıyor, en iyisi siz ‘fiyatlar yer değiştirdi’ deyin. Neyse ki et fiyatları Anadolu Ajansı’na değil, direk kasaba bağlı! Gidiyor ve alabilenler işi yaşıyor, alamayanlar gözlemliyor!"
...