Adana’da silah yüklü olduğu iddia edilen TIR’larla ilgili soruşturmayı yürütürken görevden alınan ve haklarında tutuklama kararı verilen savcıların ifadelerinde tırlara eskortluk eden aracın sahibin Ahmet D. olduğu açıklanmıştı. Yurt Gazetesi'nin haberine göre, Tutuklanan savcılar, 1 Ocak’ta Adana’da durdurulan TIR’lara eskortluk eden MİT görevlilerinin kullandığı 31 Y 5060 plakalı Fiat Linea marka aracın Hatay Reyhanlı’da El Kaide için faaliyet gösterdiği iddia edilen Ahmet D.’nin üzerine kayıtlı olduğunu söyledi. Aracın 18.12.2013 tarihinde Ahmet D. adına tescil edildiği ifade edildi. Savcıların ifadesinde bahsi geçen aracın El Kaide üyesi olduğuna dair bilgiler soruşturma dosyasında mevcut olduğu belirtilirken, Ahmet D.’in 2008 yılından bu yana yaklaşık 30 adet araç alıp, Suriyelilere sattığına dair tespitlerinde olduğu iddia edildi. Eskort aracın tescil kaydı üzerine bulunan Ahmet D.’nin ağabeyi C. D.'nin Konya’da faaliyet gösteren El Kaide mensupları ile ilişkilerinin kuvvetli olduğuna dair bilgilerinde istihbarat raporunda yer aldığı öne sürüldü. geçen Mayıs ayında Şam cezaevinde röportaj yapılan Ahmet Nadir Eldij isimli El Kaideci, silahları Hatay’ın Reyhanlı ilçesinden, Ahmet D. isimli şahıstan aldığını söylemişti.
Yurt Gazetesi'nden Ömer Ödemiş, Ahmet Nadir Eldij (Şam Mezze cezaevinde tutuklu) ile 5 Mayıs 2014 yılında yapılan röportajını yayınlandı. İşte o röportaj;
"Silahları Reyhanlı’da Ahmet D.’den alıyordum"
ÖMER ÖDEMİŞ; Merhaba Ahmet Ben Türkiye’den gazeteci Ömer Ödemiş. Sen sıklıkla Türkiye’ye gidip gelmişsin. Ne zaman gittin, neden, kimlerle görüştün?
Ahmet Nadir Eldij: Ben daha önce orada çalışıyordum. Suriye de çatışmalar başlayınca bu kez silah getirmek için gittim.
Ö.Ö; Silahları ne için getirecektin?
Ahmet; Suriye’ye geçirmek için. Buraya getirip Abdurrahman C.’ye teslim ediyordum. Kendisi Cind el Tevhit isimli küçük bir tugay kurmuştu. Ama asıl amacı maddi idi. Para için yapıyordu.
Ö.Ö: Kaç kez gittin Türkiye’ye, yasal mı gittin, hangi kapıdan girdin, silahları nasıl getirdin?
Ahmed: Olaylar sırasında iki kez yasal olarak gittim. Sonra da birçok kez kaçak olarak gittim. Bir kez Kilis kapısından girdim ama çoğunlukla Reyhanlı kapısından girdim. Kilis’te bir Mısırlı vardı, onu getirmek için girdim.
Ö.Ö: Reyhanlı’ya kimin yanına gidiyordun, silahları kimden alıyordun?
Ahmed: Reyhanlı’da Cuma D. ve kardeşi Ahmet D. ile buluşuyordum. Silanları onlardan alıyordum. Bunlar Türk vatandaşları, Reyhanlılı. Abdurrahman ile aralarında ki ilişkiyi bilmiyorum. Silahları nerden alıp, bana veriyordu, ne karşılığında veriyordu, ben bilmiyorum. Ben sadece bana verilen silahları taşıyordum. Abdurrahman, Cuma D. ile önce ikamet için görüştü. Ben götürdüm. Cuma D. AKP olduğu için bunu rahat yapabilecekti. Yaptı da. Sonrasında aralarında böyle bir ilişki gelişti ve bana bilgi vermediler.
Ö.Ö; Cuma D. AKP’li miydi?
Ahmed; Evet, AKP’ydi. Cuma D. silah temin edip, para ile Abdurrahman C.’ye veriyordu. Ben görmedim ama Abdurrahman öyle diyordu.
Ö.Ö: Ne tür silahlar aldın ondan, ne kadar aldın?
Ahmed: Her seferde 3 yada4 adet Bikisi, 15-20 adet Rus yapımı Kalaşnikof ve çok miktarda mermi ve mühimmat getirdim. Sık sık gidip geliyordum.
Ö.Ö: Tüm bu silahları nasıl geçiriyordun Suriye’ye, Türkiye’de sana kimse karışmıyor muydu?
Ahmed: İdlibin Sermin bölgesinden Abu Muhammed Sermini diye birisi vardı. Geçiş işini o yapıyordu. Cuma sınıra kadar kendisi getiriyordu, Abu Muhammed’de sınırdan karşılayıp, Suriye tarafına geçiriyordu. Cuma’nın bir çiftliği var. Silahlar orada duruyordu. Çiftlikten sınıra kadar hep Cuma getirdi.
Ö.Ö: Çiftlikte başka neler vardı, neler gördün?
Ahmed: Havan vardı, docka vardı, çokça Kalaşnikof vardı, docka tabanı yapıyorlardı. Aynı zaman da patlayıcı yüklü araçlar imal ediliyordu.
Ö.Ö: Yani patlatmak üzere araba mı hazırlıyorlar?
Ahmed: Evet sürekli yapıyorlardı. Ben Suriye’ye 4 tanesini soktum.. Ama sürekli yapıyorlardı. Plakasız özel araçlar yapıyorlar. 3 tekerlekli küçük arabalarda yapıyorlar. Haciz noktalarına uzaktan gönderip patlatıyorlar. Uzaktan kumandalı araçlar bunlar. 60 km hızla kontrol noktalarına gönderilip, patlatılıyor.
Ö.Ö: Peki bu kadar şey, Türkiye’den götürdün, gelip gittin, Türkiye’den hiç kimse sana ne yapıyorsun demedi mi?
Ahmed: Bir anlaşma vardı. Karışmıyorlardı. Cuma onlarla anlaşmıştı. Türk askeri zaten sınırları açtı. Raht girip çıkalım diye. Onun için benim elimde ne var ne yok diye bakmazlardı hiç. Silahları geçirirken de Asker geliyordu, ama Cuma gidip konuşuyordu, nasıl yapıyordu bilmiyordum ama anlaşıyordu. Onlarda bizi bırakıyordu. Cuma her şeyi çözüyordu.
Ö.Ö: Suriye’ye getirdiğin silahları kime teslim ediyordun?
Ahmed: Abu Suhayb’e. Iraklı bu. 2003 Irak savaşından sonra buraya geldi. Yerleşti. Abdurrahman’ın ekibine katıldı.
Ö.Ö: Sen bu işi neden yapıyordur?
Ahmed: Ben liseyi bitirdim, üniversiteye gidemedim. Para için bu işleri yaptım. Onlar bana, beni özel bir üniversiteye girdireceklerini söylediler. Ben cihat için yapmadım.
Ö.Ö: Peki bu Cuma D. AKP’li mi?
Ahmed: Babası ve kendisi AKP’li. Bunlar çiftlik kurmak için hayvancılık kredisi aldılar. Sordum nasıl yaptınız diye. Bana anlattılar, ‘biz AKP’liyiz, sorun değil’ dediler.
Ö.Ö: Ahmed tüm bu yaptıklarından dolayı pişman mısın?
Ahmed; Ben onların ne yalancı olduğunu anladım ve onlardan ayrıldım. Sonra da yakalandım…
ÖMER ÖDEMİŞ - YURT GAZETESİ