İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Cezaevi Komisyonu, 18 Temmuz'da Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi'ndeki tutuklularla görüşerek, hak ihlallerini raporlaştırdı. Gardiyanlar arasında maske gibi korucu önlemlerin alınmadığı belirtilen raporda, tutuklularla yapılan görüşmelere yer verildi.
Raporda, D.Ö. adlı tutuklu tüm aktivitelerin iptal edildiğini ve temizlik malzemelerinin verilmediğini belirtti. D.Ö., koğuş temizliğini kendi imkanlarıyla yaptıklarını, koridorları dahi kendilerinin temizlediğini aktararak, "Duş almak için günde sadece 1 saat sıcak su verilmektedir. Çeşme suyu içilir olmadığından dolayı suyu dahi kantinden kendi paramızla almaktayız. Maddi imkanı olmayanlar ise kireçli çeşme suyunu içmek zorunda kalmaktadır. Gardiyanlar tarafından zaman zaman ani şekilde odayı basma, bizlere saldırma girişiminde bulunma gibi bir takım kötü muameleler yaşanmaktadır. Ayda en az 3 defa koğuşlarda aramalar yapılmaktadır. Bu aramaların 1 tanesi genel arama diğer 2 tanesi normal arama adı altında olmaktadır. Genel arama askerlerle beraber yine köpek eşliğinde olup normal arama sadece gardiyanlar tarafından yapılmaktadır. Özellikle genel aramada koğuş resmen darmadağınık edilip öyle bırakılmaktadır. Bu konular hakkında bakanlığa ve savcılığa yaptığımız başvurulardan da sonuç alamamaktayız" diye belirtti.
Yeni Yaşam gazetesinin kendilerine verilmediğini, mektuplarının ya kaybolduğu ya da hiç verilmediğini ifade eden D.Ö., "Siyasi düşüncelerimizden ötürü bütün taleplerimiz reddedilmektedir. Bu konularda cezaevi müdürü ile de asla görüşememekteyiz. Aldığımız disiplin cezalarına yaptığımız itirazlar dahi otomatik olarak reddedilmektedir.” diye kaydetti.
D.Ö., görüşmede hasta tutukluların durumuna da değinerek, “Yaklaşık 27-28 yıldır hapishanede bulunan Kemal Özelmalı ağır hastadır. Yine Mazhar Güler Hepatit B hastasıdır. Ekrem Baydoğan ve Mehmet Zahit Şahin isimli mahpuslar ise son girilen açlık grevlerinden sonra yaşadıkları rahatsızlıklardan dolayı gittikleri hastanede MS hastaları olduklarından şüphelenilmiş ancak pandemi sürecinin araya girmesiyle birlikte tedavileri yarım kalmış, teşhis henüz konulamamıştır" bilgilerini paylaştı.
Bir diğer tutuklu S.D. ise, tutukluların cezaevi girişinde çıplak arama dayatmasına maruz kaldığını belirtti.
S.D., "KOAH hastasıyım ve nefes darlığı çekmekteyim. Daha önce 2 kere kalp krizi geçirdim. Kalp rahatsızlığımdan dolayı anjio olmam lazım ancak pandemi sürecinden kaynaklı tedavi imkanı verilmemektedir. Bu hapishanede başka hasta mahpuslar da var ancak hastalıklarının ne olduğu konusunda çok bilgi sahibi değilim. Özellikle Fatih Özgür Aydın, Fikret Kara, Umut Gündüz Aydın isimli mahpusların kronik rahatsızlıkları bulunmaktadır. Sosyal ve kültürel aktiviteler pandemi bahane edilerek kısıtlanmıştır. Koğuşlarda ayda yaklaşık 3 defa arama yapılmaktadır. Aramaya gardiyanlar ve bazen de askerler katılmaktadır. Yine ayakta sayım uygulaması genel olarak var ancak biz buna karşı çıkıp ayakta sayım vermiyoruz. Geçen aylarda Grup Yorum üyelerine destek amaçlı yapmış olduğumuz açlık grevinden dolayı kötü muameleye maruz kaldık. Bu muamelelere karşı yapılan başvurulardan hiçbir zaman sonuç alamadık. Kapıya vurmaktan dolayı 3 gün hücre cezası aldım. Bazı arkadaşlarım ise 12 güne kadar hücre cezası aldılar. Özellikle grup yorum üyelerinin açlık grevine destek verdiğimiz gerekçesiyle hücre cezaları verildi. Bu cezalara karşı yapılan bütün başvurular reddedildi” bilgilerini paylaştı.
M.Z.Ş. adlı tutuklu ise, pandemiden dolayı sağlığa erişim haklarının engellendiğini anlattı. M.Z.Ş., oda değişim taleplerinin yerine getirilmediğini kaydetti. Yine, tutuklu İ.A. da, "Her birimiz ailelerimizden uzak yerlerdeki cezaevlerinde kalmaktayız. Cezaevi içinde oda değişim taleplerimiz dahi kabul edilmemektedir. İnfaz yasasında var olan ayrımcılık ve eşitsizlik cezaevinde de tarafımıza uygulanmaktadır. Yargılandığımız suç tipinden ötürü hiçbir talebimiz asla kabul edilmemektedir. Müdürle de hala görüşme gerçekleştirebilmiş değiliz. Tüm bu uygulamalardan dolayı geçen haftalarda 2 gün yemek almama eylemi yaptık. Protesto hakkımızı kullandık. Ancak cezaevinin düzenini bozduğumuz gerekçesiyle bizlere karşı soruşturmalar açıldı. Her birimiz sözlü savunmalarımızı verdik. Sonucu bekliyoruz" diye aktardı.
