Semih Ardıç / Tr724
İki büyük şirket 4 Mayıs Cuma günü İstanbul İstinye sırtlarında Boğaz’a nazır Borsa İstanbul’un kapısından döndü.
Şirketlerden biri lüks marka perakendesinin yüzde 37’sini elinde bulunduran Beymen idi. Beymen’de hisselerin ekseriyeti Boyner Holding’e ait.
Diğer şirket ise hazır giyimde orta gelir grubuna hitap eden DeFacto. Her ikisi de hisselerinin bir kısmını satışa çıkarmıştı. Talep toplama safahatının bitmesini bekleniyordu.
BU HAFTA BORSA’DA GONG MERASİMİ OLACAKTI
Umdukları gibi gitseydi bu hafta içinde gong çalma merasimi ile hisse senedi piyasasına ‘merhaba’ diyeceklerdi.
Amma velakin doların 4,30 TL’ye tırmandığı, Standard&Poor’s’un Türkiye’nin kredi notunu Bangladeş, Vietnam ve Makedonya ile aynı seviyeye indirdiğini açıkladığı bir haftada iki şirket, yatırımcıları ikna edemedi.
IMF’nin ‘4 risk var’ ikazı da piyasalardaki belirsizliğin tuzu biberi oldu. Hisselere talep gelmeyince cuma akşamı peş peşe açıklamalar geldi.
BEYMEN 300 MİLYON DOLAR GELİR BEKLİYORDU
Boyner Perakende, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada Beymen’in halka arzına dair hayal kırıklığını şöyle dile getirdi: “Yönetim Kurulumuz gelişen ülkeler finansal piyasalarında son dönemde yaşanan aşırı dalgalanmaların etkisiyle, yeterli talebin oluşmaması sebebiyle Beymen Mağazacılık A.Ş. hisselerinin halka arzını daha ileri bir tarihte değerlendirmek üzere iptal etmiştir.”
Açıklamada geçen ‘ileri tarihe ertelemiştir’ tabiri idare-i maslahattan… O defter kapandı ve kolay kolay açılmayacak.
Beymen halka arzdan 300 milyon dolar gelir elde etmeyi ve bunlarla döviz kredilerini ödemeyi planlıyordu. Aynı husus DeFacto için de geçerliydi.
İş Yatırım’ın konsorsiyum liderliğinde DeFacto’nun halka arzında 3-4 Mayıs tarihlerinde, 12,50-15,00 TL fiyat aralığında talep toplanacaktı. Ek satış dahil yüzde 29,81 hissesi halka arz edilecek işlem kapsamında yaklaşık 68,5 milyon adet hisse yatırımcılara satılacaktı.
DE FACTO’NUN PİYASA DEĞERİ 3,45 MİLYAR TL
Belirlenen fiyat aralığına göre şirketin piyasa değeri 2,87 milyar ile 3,45 milyar TL arasında hesaplanıyordu. Halka arz edilecek payların yüzde 20’si yerli, yüzde 80’i ise yabancı yatırımcılara ayrılmıştı.
Tezgâhtaki malın alıcısı çıkmayınca hepsi kâğıt üstünde kaldı.
Reis-i cumhurdan ekonomiden mesul bakanlara kadar devletin zirvesini işgal eden zevat hem IMF hem de Standard&Poor’s (S&P) gibi dünyada sermaye hareketlerinin deniz feneri hükmündeki beynel-milel kuruluşları tahkir ve tahfif ededursun şirketler tabir-i caizse kan kusuyor.
Türkiye ekonomisi devalüasyon sularında yavaş yavaş batıyor. Yabancılar risk görmese 2005, 2006 ve 2007 seneleri gibi krizin yaralarının sarılmaya çalışıldığı dönemlerde bile koştuğu bir pazara bugün niye koşmasın?
‘MÜFLİS TÜCCAR’ ALGISI KALICI HALE GELİYOR
Bütçe açıkları ve yüksek cari açıklarla seneden seneye katlanan borçlanma ihtiyacı Türkiye namına ‘müflis tüccar’ algısını kuvvetlendirdi.
Tedbir almak bir tarafa mali disiplinden uzaklaşılıyor, seçim kazanmak uğruna evdeki son gümüşler de üç kuruşa satılıyor.
Yatırımcının iştahsız hali Beymen ve DeFacto ile mahdut kalmayabilir.
9-10 Mayıs’ta Ülker’in Şok için talep toplayacak. Son dakikada gelen iki iptal haberi Şok üzerinde de baskı teşkil edecektir.
Medicalpark halka arzında olduğu gibi belli fonlara ölü fiyatına toplu satış yapılmaması halinde Şok da Borsa’nın kapısından dönebilir.
Murat Ülker bankalara olan 6 milyar dolar kredi borcunu 30 Mart itibarıyla uzun vadeye yaymıştı.
Bankalarla mutabakata varılan ödeme planında Şok’un halka arzından elde edilecek gelirin bir kısmı ile şirkete sermaye takviyesi yapılacağı, artanı ile Yıldız Holding’e (Ülker) olan borcun kapatılacağı belirtilmişti.
Piyasaların anlık değiştiği, iniş-çıkışların sertleştiği bir zaman diliminde halka arzda Beymen ve DeFacto’nun artçı sarsıntılarının Şok’a kadar uzanmayacağını söylemek kolay değil.
PİYASANIN TÜRKİYE HASSASİYETİ ZİRVEDE
Savunma sanayiinde kamunun en iddialı şirketi ASELSAN’in şubat ayında halka arza muvaffak olamaması fazla dikkat çekmedi.
Hal-i hazırda dünyada yatırımcıların ‘neler oluyor?’ diyerek dikkat kesildiği Türkiye’de yaprak kıpırdasa anında haber oluyor. Zira piyasada hassasiyet eşiği Türkiye’nin aleyhine değişti.
Borsa (hükûmetlerin manipüle etmediği ve serbest piyasa kurallarının cari olduğu hallerde) bir piyasanın en parlak vitrinlerinden kabul edililir.
O vitrindeki mallara müşterinin talep göstermesi kadar göstermemesi de ekonominin hariçten nasıl göründüğü hakkında ortalama bir fikir verir. Son senelerde Enerjisa haricinde elle tutulur bir halka arz olmadı. Bilakis Borsa’da işlem gören bazı tahtalar kapatıldı. Geçen hafta Bimeks ile Nurol GYO’nun hisseleri işleme ‘geçici olarak’ kapatıldığı ilan edilse de Bimeks artık tabeladan ibaret bir şirket.
BIST BAŞKANI, AA’YA BAŞKA BİR YERDEKİ BORSAYI ANLATTI!
24 Haziran 2018 Pazar günü yapılacak seçime kadar benzer vak’aların sayısında artsa da BIST Başkanı Himmet Karadağ hükûmete zararı dokunur saikiyle bunları örtbas etmenin yollarını arayacaktır.
Karadağ, Beymen ve DeFacto’nun halka arzının iptal edildiği gün devletin ajansı AA’ya bambaşka bir Borsa tasvir etmişti.
Karadağ gibi Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) taraftarlığını saklama ihtiyacı hissetmeyen ekonomi bürokratlarının yatırımcıdan sakladığı ‘moral bozucu’ haberlerin sayısı o kadar fazla ki!
Seçimden kim galip çıkarsa çıksın o haberlerle yüzleşildiğinde iş işten geçmiş olacak.
BIST 100 endeksi ‘partili cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği’ seçiminin 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılacağının açıklandığı 15 Nisan’dan bu yana yüzde 8’e yakın düştü. Kan kaybının ne vakit duracağı şimdilik meçhul!
Aynı dönemde TL, dolara mukabil 30 kuruşa yakın geriledi.
REFORMA GELİNCE ‘SEÇİMDEN SONRA’
Şirketler böylesine ağır bir buhrandan geçerken Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek hâlâ kendisinin de inanmadığı cümleleri kurabiliyor.
Şimşek, “İnanıyorum ki seçimlerden sonra Türkiye’de normalleşme çok hızlı bir şekilde gelecek. Çünkü terör örgütleriyle mücadelede başarı var. Tehdit azaldığı ölçüde Türkiye hızlı şekilde normalleşecek” diyor.
Şimşek, seçimi müteakip Türkiye’de siyaset eksenli risklerin bugüne nazaran artacağının farkında olduğu halde ve bunun piyasalar için en büyük tehdit manasına geldiğini bilmiyor olamaz.
Siyaset bezirganlığı ile yatırımcının gözünün içine baka baka yalan söylüyor.
Reform için niye seçimi bekliyorsunuz?
Dilediğiniz kanunu bir gecede çıkaracak Meclis ekseriyeti elinizde. O kadar KHK’nın içine iki reform paketi atmak aklınıza gelmedi mi?
Reform için niye seçimi bekliyorsunuz?
Yatırımcı, Beymen ve DeFacto misalinde olduğu gibi ‘bu içi boş sözlere karnımız tok’ mesajını veriyor.
İktidar sahipleri kabul etmek istemese de herkes biliyor geminin su aldığını, herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini…