Kurlarda bu hafta yaşanan nispi sakinliğin en önemli nedeni, Merkez Bankası’ndan önümüzdeki hafta açıklanacak faiz artırım kararı olarak gözüküyor.

Konuştuğumuz bankacı ve işadamları Merkez Bankası’nın “her türlü aracı kullanacağız” açıklamasının kendilerini umutlandırdığını söylüyorlar. İsim vererek konuşmuyorlar ama, hem bankacıların hem iş insanlarının gidişattan şikayetlerinin büyüdüğünü gözlüyoruz. Faizlerde artışı hiçbir iş insanının istemeyeceği ama şimdi acil ihtiyacın kurlara çözüm bulunması olduğu konusunda herkes hemfikir. Kurları durdurup istikrar kazandıracak çözüm için her şeyin yapılması, öyle durdurulacaksa çok yüksek faiz artışlarının bile yapılması gerektiğini, sadece bankacılar değil artık iş insanları da söylüyorlar.

6.5 TL’nin üzerinde seyreden dolar kurunun çok yüksek olduğunu kaydeden iş insanlarının, “Gereken adımlar önümüzdeki hafta atılmadığı takdirde mevcut kur rakamlarının bile aranır hale geleceğini“ söylediklerine şahit oluyoruz. Merkez Bankası’ndan son enflasyon rakamı ardından yapılan açıklamanın kendilerine umut verdiğini, ne gerekiyorsa onun yapılacağı mesajı aldıklarını kaydeden iş insanları, umutların boşa çıkmasının yaratacağı hayal kırıklığının büyük olabileceğini, bu takdirde kurların çok yükselebileceğini söylüyorlar.

Merkez Bankası’nın yapması gereken faiz artışı konusunda ise bu kez çok farklı görüşlerin dile getirildiğini söylememiz gerekiyor. 1.5 puanlık faiz artışının yeterli olacağını söyleyenlerin yanı sıra, bunun 10 katına varacak kadar yüksek faiz artışı gerektiğini belirtenler bile var. İlk kez faiz artış ihtiyacı konusunda yorum ve tahminlerin birbirinden bu kadar farklı olduğuna şahit oluyoruz. Bu da piyasa beklentilerinin karışık olduğunu gösteren bir örnek gibi gözüküyor.

Zaten piyasa faiz oranlarının Merkez Bankası oranından çok yüksek olduğunu, yüksek oranlı artırımla gelecek seviyenin iş dünyasının 5-6 ay sonra etkileyeceğini kaydeden bir iş adamı, “Bizim hemen çözülmesi gereken sorunumuz ise kur, kuru frenlemek için ne gerekiyorsa önce onun yapılması gerek” şeklinde konuştu. Uygulamada yaşadıkları sıkıntıların yansıyandan daha büyük olduğunu, büyük firmaların bile akreditif açmakta sıkıntı çektiklerini, rutin alışverişlerin bile olumsuz etkilendiğini sözlerine ekledi.

Bu arada hem bankacıların hem de iş insanlarının ortak şikayetlerinden birinin “yönetimde acil sorunların çözümü için özlenen çabanın gözükmediği” şeklinde. Daha önce benzer dönemlerde çok daha aktif ekonomi yönetimi algısı yaratıldığını ama şimdi aynı tabloyu göremediklerini, bunun da moralleri bozan artı bir unsur olduğunu söyleyen iş insanları var.

Bu arada iktidara yakın olarak bilinen iş insanlarının bile ciddi bir yakınma içinde oldukları gözleniyor. Sorun olarak gördüklerini, çözüm önerilerini bakanlara, parti yöneticilerine hatta danışmanlara aktardıklarını anlatan bir işadamı, buna karşılık ilettikleri görüşler hakkında bir hareket gözükmediğini, bunun da ileriye dönük tedirginliklerini büyüttüğünü söyledi.

Bu arada böyle bir dönemde BDDK ve Merkez Bankası’nın aldığı ilk tedbirlerin yerinde olduğunu kaydeden bankacı ve iş insanlarının, ancak bunların geçici olduğunun artık görüldüğünü söyleyip, son alınan ihracatçılara döviz bozdurma şartı gibi kararlardan da yakındıkları gözleniyor.

Özet olarak hepsinin söylediği; daha temel radikal çözümlere ihtiyaç var, bunu yaparken de ilk gözetilmesi gereken sorun kurlardaki yüksek ve istikrarsız seyir. 

Bakalım Merkez Bankası’nın önümüzdeki hafta vereceği karar piyasaları ve iş

dünyasını tatmin edebilecek mi?