Gazeteci Ömer Şahin, 2003 yılında Erdoğan'ın siyasi yasağının kalkmasında büyük rol oynayan Baykal ve o dönem yapılan gizli görüşmeye dikkat çekti. Şahin yazısında AKP'de ilk feda edilebilecek isimlerin de belli olduğunu iddia etti.
İşte Ömer Şahin'in dikkat çeken o yazısı:
Seçimden sonra ilk önemli hamle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. Erdoğan, ‘en yaşlı üye’ olduğu için TBMM’nin geçici başkanlığını üstlenecek olan CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ı görüşmeye çağırdı.
Erdoğan-Baykal görüşmesi yeni dönemin ruhunu yansıtacak şekilde başladı. Baykal, davet gelince “Memmuniyetle, ama Saray’da olmaz” deyince görüşme Dışişleri Konutu’na alındı. Bu seçim sonuçlarından sonra Erdoğan’ın yediği ilk gol olarak yazıldığı gibi bundan sonraki bazı görüşmelere ‘emsal’ dahi olabilir.
Görüşme, seçimin ortaya çıkardığı matematik açısından olağan. Erdoğan’ın TBMM’nin açılışı, çalışmaları konusunda Baykal’la görüşmesi normal karşılanabilir.
Görüşmeyi ‘manidar’ kılan, 3 bilinmeyenli denkleme dönüşen hükümet kombinasyonları.
Seçim bitti ama ortada netleşen bir hükümet formülü yok.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Baykal’ı daveti Meclis Başkanlığı’yla birlikte hükümet senaryolarını da akla getiriyor. Konuşmanın beklenenden uzun sürmesi bir dizi senaryoyu çağrıştırıyor.
Baykal’dan Erdoğan’a: Önce koalisyon, son seçenek seçim
Cumhurbaşkanı Erdoğan-Deniz Baykal görüşmesi önemliydi. Baykal, Erdoğan’a ne dedi?
Baykal’ın Erdoğan’a söylediği belki de en önemli söz şu oldu dünkü görüşmede: “Sayın Cumhurbaşkanı. Seçmen iradesini koalisyondan yana koydu. Önce bu denenmeli. Erken seçim sorunları çözmez ve son seçenek olarak düşünülmeli…”
Baykal niye bunları söylediğini de yakın çevresine, “ Erdoğan’ı erken seçime istekli gördüm” sözüyle açıklamış.
CHP kaynakları Baykal’ın görüşmeye ‘içi dolu’ olarak gittiğini söylüyor. Cumhurbaşkanı’nın anayasal sınırlara çekilmesinin zarureti üzerine ‘siyasetbilimci’ ve deneyimli siyasetçi Baykal’ın en az 15 dakika konuştuğu tahmin ediliyor.
Sadece bunlar mı? Meclis’teki olası soruşturmalar, komisyonların işleyişi ve işlevi, 17/25 Aralık dosyaları ve Saray gündeme gelmesi muhtemel başlıklar olarak anılıyor.
CHP ve Baykal’lı senaryolar
Daha görüşme bitmeden Ankara’da senaryolar havada uçuştu. İşte içinde CHP ve Baykal’ın olduğu o senaryolar...
AK Parti-CHP Hükümeti, Baykal TBMM Başkanı: Hükümeti AK Parti ve CHP kurar. Geniş tabanlı hükümetin Başbakanı Ahmet Davutoğlu olur. Deniz Baykal, AK Parti’nin de desteğiyle TBMM Başkanlığı koltuğuna oturur.
Baykal’a Dışişleri Bakanlığı: AK Parti-CHP koalisyonunda TBMM Başkanlığı bir başka isme bırakılır. Türkiye’nin geçtiği kritik süreçte Dışişleri Bakanlığı koltuğu Deniz Baykal’a bırakılır.
Seçim Hükümeti Başbakanı: Koalisyon kurulması imkânsız hale gelir ve seçim hükümeti kurulacak olursa Başbakanlık koltuğuna Deniz Baykal getirilir.
Erdoğan, Baykal’a Cumhurbaşkanlığı sözü mü vermişti?
Erdoğan’la görüşmede ‘birikmiş konular’ın gündeme geldiğini söylemişti Baykal.
Acaba bunlar arasına genel başkanlığı kaybetmesine yol açan ‘kaset’ olayı girmiş midir?
Ya da 2003 yılındaki o meşhur görüşmede verilen ‘sözler’.
Siyasi yasaklı olan Erdoğan’a önce milletvekilliği daha sonra da Başbakanlık yolunu açan isim Deniz Baykal’ın demokratik tutumuydu.
Erdoğan bugün Cumhurbaşkanlığı makamında oturuyorsa bunu biraz da Baykal’ın o günkü tavrına borçlu.
Boğaz’da yapılan görüşmede Erdoğan ile Baykal arasında bir ‘mutabakat’a varıldığı yıllardır konuşulur.
Erdoğan’ın siyasi yasağı kaldırılacak ve 2007 Cumhurbaşkanlığı seçiminde AK Partide Deniz Baykal’a destek verecekti.
Eğer o ‘mutabakat’ doğru ise Baykal, “Nerde verdiğiniz sözler?” diyerek eski bir hesabı açmış olabilir mi?
AK Parti 4 Bakanı feda ediyor!
Ankara, Erdoğan-Baykal görüşmesiyle hareketlenirken hükümet senaryolarına ilişkin çok çarpıcı bir ayrıntıyı paylaşayım.
AK Parti iktidarda kalmak istiyor. Büyük ortak ya da azınlık hükümeti…
Bunun için neleri ‘feda’ edebileceği konuşulurken ilk kurbanlar ortaya çıktı.
AK Parti, muhalefetin pazarlık masasında geri adım atmayacağı konulardan olan 4 eski bakanı gözden çıkarıyor.
17/25 dosyasının 4 bakanla sınırlandırılmasına dünden razı AK Parti. Yeter ki ‘daha ileri gidilmesin’.
‘4 Yüz’ için zor günler başlıyor!