28 Şubatçıların Kur'an ve sünnete uygun olarak dünya düzenine katkı yapacak nesilleri engellemeyi hedeflediğini belirten Öztürk, şunları söyledi: “AKP de Hizmet Hareketi gibi modern eğitim veren ve dünyanın her tarafına açılıp güzel insanlarla diyaloglar geliştirebilen bir hareketin, sadece Türkiye’de değil, dünyada da kökünü kazımak için  herşeyi yapıyor.”

Yazar Hamdullah Öztürk, kendisine ait Youtube kanalında yayınladığı “Yeni Dünya Düzeni, İslam ve Türkiye'de Olanlar (1990-2003)” başlıklı videosunda, İslam’ın dünyaya sağlayabileceği katkılar ve müslümanların üzerine düşen vazifelere dair açıklamalarda bulundu. Sovyetler Birliği’nin yıkılış sürecinden başlayarak, “Medeniytler Çatışması” tezi, Irak’a yapılan askeri harekat, ABD’de El Kaide’nin uçaklarla yaptığı saldırı gibi hadiselere dair tespitlerini aktardı. 

Türkiye’de de 90’lı yıllarda “Siyasal İslam”ın güçlenmesi ve 28 Şubat’a değinen Öztürk, şöyle konuştu: “İslamiyet bize der ki, eğer beşeriyet dünya çapında global bir düzenin kurulmasını konuşur hale geldiyse, elinizdeki Kuran-ı Kerim ve sünnet-i seniyye, peygamber örneği ile buna en büyük katkıyı yapacak olan sizlersiniz. 28 Şubat’taki imam hatipler meselesi, başörtüsü meselesi ve Hizmet okullarının kapatılması meselesini dikkate alırsak, tam böyle bir düzene en büyük katkıyı yapabilecek insanların yetişmesi devlet eliyle engellendi.”

Öztürk, 28 Şubat sürecinin ardından AKP’nin iktidara gelmesiyle “AKP’den bu noktada bir şeyler olur” şeklinde bir beklenti oluştuğunu anlattı. Ancak yaşananların beklentileri boşa çıkardığını ifade etti ve şu tespitleri yaptı: “Bir de bakıyorsunuz ki o Hizmet Hareketi gibi modern eğitim veren ve dünyanın her tarafına açılıp güzel insanlarla modern diyaloglar geliştirebilen, her tip inançtaki insanlarla güzel diyaloglar geliştirebilen bir hareketi sadece Türkiye’de değil, dünyada da kökünü kazımak için  herşeyi yapıyor. O zaman yeni bir dünya düzeni konuşuluyor ve 30 sene ilerlemiş yol almış. İslamiyet bütün bir aleme rahmet olmamızı bizden istiyor. Bu fevkalade bir bilgi, fevkalade bir marifet, fevkalade bir gayret istiyor. Ama gel gör ki bunun tam tersi oluyor.”