Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat İde, ilginç bir iddia ortaya attı. 'Bir rüya gördüm' diyerek simüle ettiği olayda İde, yandaş işadamına ait 20 milyar dolar yüklü bir uçağın yurtdışına çıkmak üzereyken havadayken jetler tarafından indirildiğini öne sürdü.
Murat İde'nin 'Dolar dolu uçak indirildi mi?' başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:
Bir rüya gördüm ama rüya mı kâbus mu, sormayın gitsin..
Gündüz niyetine..
Güya bir havalimanının hemen yanı başındaki kafede oturuyorum..
Uçakları izliyorum..
İnen kalkan büyük uçakların arasında, nispeten küçük özel bir uçak dikkatimi çekiyor..
Kalkışını izlerken yanı başımda ak sakallı dede beliriyor..
Uçağı takip ettiğimi fark edip lafa giriyor;
-Yolcularından biri bir iş adamı, diğeri bir siyasetçinin oğlu..
Şaşırıyorum önce..
Meraklı gözle bakınca devamını beklediğimi anlıyor;
-Uçağın yolcu ve mürettebat dışında başka bir ağırlığı var biliyor musun?
Bir gazeteciye milyonluk dava açmış olan iş adamına ait 20 milyar dolar..
Telafuzu kolay da, para büyük..
Şöyle bir hesap yaptım, 2 bin balya ediyor.. Masamın üzerine yaysam, 10 katlı bir para bloğu..
Tarifime bak.. E nerede gördüm ki böyle bir parayı, neye göre hesaplayacağımı ne bileyim..
**
Ak sakallı dede suflaja devam ediyor;
-Para son yılların gözde bir şirketinin sahibine ait..
Gerekli gereksiz, yeterli yetersiz onlarca ihaleyi alan firmanın başı bazı evraklar yüzünden de dertte..
Uzun zaman önce biri bu firmaya ve patronuna "Yürü ya kulum" demişti..
Kendi bünyesindeki şirketlerle girdiği ihaleler bile başlı başına fiyasko ama ne yaparsın, yol verildi mi böyledir bu düzende..
**
Uçak gözden kayboluyor, o sırada susamışım uyanıyorum..
Bir bardak su içip yeniden yattığımda, kaldığı yerden devam ediyor rüya..
Sanırsın ak sakallı dede bizzat organize etmiş uykumu-rüyamı..
Yine yanı başımda ve soruyor "O uçak ne oldu biliyor musun?"
Uçuş korkum olduğundan aklıma ilk gelen "Allah korusun, düştü mü yoksa?"
"Hayır" diyor dede;
-Havalandıktan bir süre sonra, hava sahasından çıkmadan jetler yanında bitiverdi..
Zorla indirdiler..
"Peki içindeki para ne oldu?" diye soruyorum, dede bıyık altı güldükten sonra gözden kayboluyor..
**
Yine sıçrıyorum uykudan..
Aklımda deli sorular;
-O iş adamı parayı niye yurt dışına kaçırsın ki?
-Para gerçekten 20 milyar dolar mıydı?
-İnmeseydi uçağı vururlar mıydı?
-Vursalar ve para gökten yağmur gibi yere inse, kim, neyi, kime nasıl açıklardı?
**
Ak sakallı dede bu gece yine ziyaretime gelirse soracağım;
-Uçak indi de, para ne oldu?
-Uçağı indiren, 'Al paranı otur aşağı' mı dedi, yoksa el mi koydu?
-E zaten yasa dışı yollarla ülkeden çıkarılmak istendiğine göre, o para bir nevi suç unsuru değil mi?
-Bir dava açılırsa, sonuçlanıncaya kadar paranın adli emanette beklemesi gerekmez mi?
-Aklı başında hangi ülke 20 milyar doları adli emanette tutar ki?
**
Dikkat buyrun, benim sorularım hep hukuki ve olması gerekenden yana..Rüyamızda bile dikkat ediyoruz çok şükür..Ve zaten adaleti de ancak rüyamızda görür olduk..
**
Rüyayı gördük, yazıya döktük..
Şimdi o rüyayı gören başkaları da varsa suflajlarını bekleyeceğiz..
Daha önce de teşebbüs eden bazı yakın-yöre iş adamları olmuştu, duyuyorduk..
Yurt dışına çıkarmak istedikleri valizler artık güvenilir(!) ellerde..
Kurban olduğum Allah, adaletsizlikle kazanılmış haramı yedirmiyor işte..
Yiyebildiklerinin hesabı da, bu dünyada olamazsa, eninde sonunda yüce divanda sorulacak..
**
Paraya el koyanlara ne mi olur?O haram paraları kazandıran bezirgan saltanatını bizzat kurdukları için, onların zaten yatacak yeri yok..