24 Haziran seçimlerinde HDP’den Kocaeli milletvekili seçilen KHK’li doktor Ömer Faruk Gergerlioğlu, yemin ettikten sonra verdiği ilk soru önergesinde cezaevinde ihmal sonucu yaşamını yitiren Nesrin Gençosman’ı Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e sordu. 

Gergerlioğlu, Nesrin Gençosman’ın durumunun incelenmesi için TBMM İnsan hakları İnceleme Komisyonu Başkanlığı’na da dilekçe ile başvurdu.

Adalet Bakanı’na ilettiği sorusunda “Cezaevinde zatürre bulaştığı ileri sürülen 30 yaşındaki Nesrin Gençosman'a iddiaya göre ilaçları verilmemiştir. İlaçları verilmediği sebebiyle komaya giren Gençosman'ın yaşamını yitirdiği ifade edilmektedir” ön bilgisini veren Gergerlioğlu’nun bakanın yazılı olarak yanıtlaması istemiyle ilettiği sorular şöyle:

- Nesrin Gençosman adındaki yurttaşın ilaçları verilmemesi sebebiyle Ordu Cezaevinde hayatını kaybettiği iddiası doğru mudur?

- Bu iddia doğruysa konuyla ilgili adli ve idari soruşturma açılmış mıdır?

- Olayla ilgili kamera kayıtları incelenmiş midir?

- Nesrin Gençosman adlı yurttaşın ölümüyle ilgili otopsi yapılmış mıdır? Yapılmışsa ölüm sebebi ne olarak belirtilmiştir?

- Bu soruşturmalar devam ederken görevden uzaklaştırılanlar olmuş mudur?

Gergerlioğlu İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na verdiği dilekçede de Ordu E Tipi Kapalı Cezaevi'ni incelemek üzere bir ziyaret gerçekleştirilerek konunun incelenmesini istedi.

Ordu’da 2 ay önce tutuklanan Kur’an hafızı Nesrin Gençosman cezaevinde bulaşan zatürre mikrobu sonucu ilk mahkemesine çıkamadan yaşamını yitirmişti.

Cezaevinde zatürre mikrobu bulaşan Gençosman’a tutuklu bulunduğu Ordu E Tipi Kapalı Cezaevinde hafta sonu diye ilâçları verilmemiş ve genç kadın komaya girdikten sonra hastaneye kaldırılmıştı. Savcının yoğun bakıma alınan genç kız için apar topar tahliye karar aldırdığı de belirtiliyor.

Gençosman’ın cezaevinde yaşadıklarını bir yakını Yeni Asya gazetesine şu sözlerle anlatmıştı:

“Cezaevinde 10 gün önce zatürre mikrobu kapmış, ama bilememiş, kendini grip sanmış. Revire gitmek istemiş, ama 4 gün sonra revire götürmüşler, revire gittiği gün Cuma olduğundan hafta sonunu bahane edip ilâçlarını vermemişler. Pazartesi günü ablası görüşüne gidiyor, ama Nesrin görüşe çok hasta ve halsiz geliyor, ablası da cezaevi müdürüne çıkıyor yardım istiyor. Cezaevi müdürü doktoru arıyor, doktor da Çarşamba günü hastaneye sevk edileceğini söylüyor, ama Salı gecesi koğuşta kriz geçiriyor. 1 haftadır yoğun bakımdaydı, tüm ciğerleri iltihaplanmıştı, en son diyalize soktular, ama olmadı... Nesrin Salı gecesi yoğun bakıma kaldırıldıktan sonra savcı alelacele geçen hafta Nesrinin tahliyesini verdi. Tek işi Kur’ân öğretmekti. Melek gibi bir insandı. Onu tanıdığım 15 yıl boyunca hiç kimseyi incittiğini görmedim. Şimdi hakikaten de melek oldu... Birisine bağırdığını, sesini yükselttiğini hiç görmedim. Etrafında bulunan maddî durumu kötü öğrencilere yardımcı olur, soğuk kış günlerinde onların mont-pardesü almasına yardım ederdi. Acımız, yüreğimizdeki yangın çok büyük. Bir hesap daha ahirete kaldı...”

artigercek