Hürriyet gazetesinden ayrıldıktan sonra Karar gazetesine geçen Akif Beki ilk yazısında Hürriyet'ten ayrılma sürecine değindi ve neden Karar'da olduğunu savundu.
Beki'nin yazısından bir bölüm şöyle:
...Hatta en ufak bir eleştiri kriminalize ediliyorsa... Özgür bir tartışma ortamını savunmak hainleştirilme gerekçesi oluyorsa... İtiraza ihanet, çok sesliliğe de fitne deniyorsa ortada başka bir teklif zaten yoktur. Kabule zorlandığınız tek seçenek, bu tekliftir.
Ve mecbur tutulduğunuz bu dayatmayı reddetmek, artık mimlenmekle, damgalanmakla başlayan otomatik bedeller üretiyordur. Şucusunuzdur, bucusunuzdur, ya o aklın veya bu aklın uşağısınızdır...
Sonuçta çatlak ya da aykırı ses çıkarıyorsanız, muhakkak düşmanla bir şer ittifakınız, bir dış bağlantınız, bir şeytani planınız vardır.
Düşünce özgürlüğü böyle böyle el konulamaz, devredilemez ve vazgeçilemez tabii bir hak, meşru bir ferdi eylem olmaktan çıktı, adeta örgütlü suça girdi.
Kendi fikrinize sahip olmanızı kağıt üstünde yasaklamayan ama doğal ve bireysel olmasını fiilen imkansızlaştıran bu durumun kendisidir işte ahlaksız teklifin sahibi.
Kısacası, bugün buradaysam biraz da zorunlu bir seçim, mecburi istikamet de diyebilirsiniz.
BEKİ HÜRRİYET'TE NEDEN YAZDIRILDI?
Erdoğan'ın danışmanlığını 3.5 sene yapan Akif Beki Davutoğlu'nun devrilmesinin ardından bazı eleştirilerde bulunmuş ve gözden düşmüştü. Abdulkadir Selvi gibi Hürriyet Gazetesi'ne AKP kontenjanından alındığı bilinen Beki, kendisine çizilen sınırdan taştığında yine AKP'lilerin isteğiyle gazeteden gönderilmişti. Erdoğan ve AKP'ye yönelik ciddi bir eleştirisi bulunmayan Beki, yazılarına bundan sonra kendisi gibi dışlanan AKP'lilerin durağı Karar'da sürdürecek.
