İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, ‘İmamoğlu başka işlerle uğraşırsa pejmürde ederiz’ sözlerine yanıt veren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu “Devlet adamlığı diye bir tanımımız var bizim. Çok düşünüp az konuşmayı gerektiriyor. Sizi dünya dinliyor. Ülke içinde söylenen her cümle bizi ilgilendiriyor. Siyaset alanı dikkatli konuşmayı gerektiriyor. Polemikten beslenmiyorum, hâlâ o noktadayım. Söylenen sözler üzücüydü. Bir insanı karalamak hoş bir durum değil” dedi.

Diyarbakır ziyareti ve Kayapınar Belediyesi’ne Atatürk tablosu hediye etmesine ilişkin yine Soylu’dan gelen suçlamalarla ilgili açıklama da yapan İmamoğlu, yaptığının hukuka uygun olduğunu belirterek, Türkiye’nin her noktasını ziyaret edebileceğini söyledi.

İmamoğlu, “Yenikapı’ya gidecek misiniz? Araçlarla bir fotoğrafınız olacak mı?” sorusuna ise “Benim araçlarla bir fotoğraf çektirme diye bir çabam olmaz. Benim amacım, bu şehrin israfını engellemek. Orada araçlar var. Arkadaşlarım teknik raporlarını basınla paylaşacaklar. Benim oraya gidip arabaları göstermem… Niye? Ben, utanıyorum. Onları mı göstereceğim. Utanıyorum yani” şeklinde yanıt verdi.

 

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Belgrad Ormanları’ndan sonra kentin ikinci orman içi yürüyüş parkuru olması planlanan Kemerburgaz Kent Ormanı’nda incelemelerde bulundu. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan İmamoğlu özetle şunları söyledi:

(İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarına ilişkin): Ortaya koyduğumuz alan benim önceliğim, İstanbullu bunu benden bekliyor. Bazen ister istemez ufak tefek reflekslerimiz oluyor. Ben zaten devlet adamlığının gerektirdiği hususu istiyorum bütün yetkili insanlardan. Söylenen sözler üzücüydü. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir belediye binasına gittim ben. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ‘seçime girmesinde sorun yoktur’ denilen ve seçilen kişiyi ziyaret ettim ben. Milli duygularımı işaret eden her şeyi hediye ederim, hediye edemeyen utansın. Ben burada nasıl konuşuyorsam Diyarbakır’da da öyle konuşuyorum. Devlet büyükleri devletinde yaşayan millete öyle bakmazsa hiçbir sorun çözülemez. Benim yaptığım tümüyle hukuka uygundur. Bunu yarın ülkenin her yerinde yaparım. Benim milli duygularımı temsil eden unsurları hediye etmeyeceğim de neyi edeceğim?

Tasarrufu, israfı tespit etmek ve insanlara bunu göstermek, aslında ders çıkartmakla ilgili. Bunun siyasi bir tarafı olmaksızın öyle bir kamu bilincine ihtiyacımız var ki, bunu partisi yok. Kim yapıyorsa, kendini düzeltsin. O bakımdan biz, yapacağımızı yaptık. Şimdi onları iade edeceğiz. İstanbul’umuzu, yıllık 50 milyon liralık bir yükten kurtaracağız. 5 yılla çarptığınızda, 250 milyon lirası heba olmuşsa İstanbul’un, neler kazandırabilirdik bu kente. Benin anlatmak istediğim bu manzara. Düşünsenize, o parayla şu parkı, topluma açabiliyorsunuz. Aslında her tasarruf kaleminin, israfı engellemenin İstanbulluya kazandıracağı muazaam şeyler var. Yaptığımız şey bu. Elbette, sorgulanacak ve soruşturulacak bir şey varsa, onu devam ettireceğiz, o ayrı. Ama şu an itibariyle o gündemi kafamızdan sildik.

 Benim araçlarla bir fotoğraf çektirme diye bir çabam olmaz. Benim amacım, bu şehrin israfını engellemek. Bu şehrin tasarruf gücünü arttırmak. Orada araçlar var. Arkadaşlarım teknik raporlarını basınla paylaşacaklar. Benim oraya gidip arabaları göstermem… Niye? Ben, utanıyorum. Onları mı göstereceğim. Utanıyorum yani. O kadar hizmet fazlası aracın bu kurumda varlığının anlamı neydi? Niye bazı kurum, kuruluşlara, kişilere, hatta bazı ailelere niye araç tahsis edilsin. O bakımdan açıklayacaklar. Niye araçların uydu takip sistemi belli bir dönemde kayıt altından çıkarılsın? Niye bunlar yapılıyor.

(‘Söz konusu şirketle bağlantıya geçildi mi? Gelip, Yenikapı’dan mı alacaklar araçları? Ne zaman almaya başlayacaklar?’ sorusu üzerine): Oradan alacaklar. Yarından itibaren başlanır. Bugün bile başlanabilir. Ben zaten söyledim, derhal, hemen! En hızlı şekilde alsınlar arabalarını. Çekecek parkları var mıdır, bilmiyorum.

 (Yakıt masrafları önünüze geldi mi? Yakıt masrafları önünüze geldi mi?’ sorusu üzerine): Onu da takip ediyoruz, soruşturuyoruz. O, özel bir durum ama bu araçların yakıt sistemleri de var. Onun için, bir israfı açıklarken, tümüyle açıklanacak. Hem araç yakım bedeli hem de onun yıllık bedeli şeklinde açıklanacak. Bütün bu araçların, belediyemizin anlaşmalı istasyonlarından yakıt alma hakkı var. Böyle de bir acı durum var. Tümüyle bunların hepsi sorgulanacak. İsrafın bedeli, bütüncül olarak sizinle paylaşılacak arkadaşlarımca.

(Önceki yönetim döneminde vakfa devredilen Küçükçekmece’deki Atakent Mahallesi Gençlik Merkezi ve Yurt İnşaatı): Biz, olaya artık şöyle bakıyoruz: Tümüyle bunlar İBB’nin. İBB’nin, bu tür sosyal hizmetler geliştirebileceği alanlarda, hele hele böyle kendi içine kapanık, birkaç ferdin yönettiği vakıf ya da kurum, kuruluşlara ihtiyacı yok bu tür sosyal faaliyetleri gerçekleştirmede. İBB’nin, İstanbul halkı adına çocuklara, gençlere, herkese hizmet üretme konusunda aktif olacağı bir dönemi başlatıyoruz. Hem böyle yarım kalan işleri toparlamak, yürümüyor belli ki epey zamandır, hem de doğru işletme konusunda aktif olacağımız bir dönemi başlatıyoruz.