Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik, günlük yaşamda herkesin yüzlerce kanser hücresi ürettiğini belirterek, yapısal olarak normal hücrelerden farklı olan bu hücreleri bağışıklık sisteminin yakaladığını ve yok ettiğini vurguladı. Büyükçelik, "İmmunoterapi ile kanser tedavisinde alışkanlıklar değişiyor." dedi.
1-7 Nisan Kanser Haftası dolayısı ile açıklama yapan Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik, yaklaşık 60 yıllık bir geçmişi olan immunoterapi yöntemi hakkında bilgi verdi. Kanserle mücadelede radyoterapi ve kemoterapi dışında kişinin kendi bağışıklık sisteminin de tedavi amacıyla kullanılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik, "Vücut savunma sistemini destekleyerek kanser hücrelerini yok etmeye yardımcı olan immünoterapi, kemoterapi ve radyoterapinin klasik tıpta uzun yıllardır ön planda yer alması nedeni ile arka planda kaldı. Ancak 2006 yılı sonrası immunoterapide yapılan çalışmaların sonuçları tedavilere hız kazandırmaya başladı." diye konuştu.
Prof. Dr. Büyükçelik, vücudun bağışıklık sistemini kanserli hücrelere karşı daha kesin, etkili ve daha güçlü saldırılar yapacak şekilde yükselten immunoterapinin, kanserli hücrelerin büyüme ve yayılmasını durdurmayı veya hücrenin tamamen ortadan kaldırılmasını amaçladığına dikkat çekti. Bağışıklık sisteminin çoğu zaman kanserli hücreleri belirleyip, saldırı mekanizması ile bu hücrelerin gelişimini engellediğini anlatan Prof. Dr. Büyükçelik, "Ancak bazı durumlarda çeşitli kanser türleri, vücudun savunma mekanizmasını devre dışı bırakıyor. Böylece hiçbir savunma mekanizmasıyla karşılaşmayan kanserli hücreler, kontrolsüz çoğalıyor ve daha büyük bir alana yayılıyor." ifadelerini kullandı.
İmmunoterapide çeşitli tedavi yolları bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik, bunları şöyle açıkladı: "Monoklonal antikor. Vücudun savunma mekanizması yabancı ve zararlı gördüğü her maddeye karşı savunmaya geçiyor. Bu maddelerin vücutta olduğu tespit edildiği anda, bağışıklık sistemi tarafından koruma amacıyla protein yapılı antikor adı verilen yapılar üretiliyor. Monoklonal antikorlar, vücut tarafından antikor üretilemediği durumlarda, laboratuvar ortamında üretilerek vücuda damar yoluyla enjekte ediliyor. Bu antikorlar vücutta kanserli hücrenin yerini belirleyerek hücrenin yüzeyine veya hücreye ev sahipliği yapan hücreye etki ederek kanserli hücreyi yok etmeyi veya gelişimini engellemeyi hedefleyen immünoterapi türünü oluşturuyor." CİHAN